‘Gurbetçi’ Murat’ın koku aşkı esansta dünya başarısı yarattı
Şirkette aslında herkesin koku ile bir ‘aşk’ ilişkisi var. Zaten herhalde böyle olmasa başarı da gelmezdi… Tabii aşk, Seluz Fragrance Company’nin kurucusu Murat Öztürk’ten başlıyor. Bizzat formüller yazıyor, kokluyor, her konseptin yaratılmasında etkin bir rolü var. Dünyada yükselen bir trend aslında ‘koku’ ve sadece parfüm olarak değil, hem endüstrilerde hem perakende de fark yaratmanın önemli bir yolu… Türkiye’nin bu alanda çalışan birkaç önemli bir şirketinden biri Seluz… Şirketin CEO’su ve kurucusu Murat Öztürk gurbetçi bir ailenin çocuğu olarak Almanya’da dünyaya gelmiş… Türkçesi bunun izlerini hala taşıyor. Öztürk’ün koku aşkı ise İsviçreli bir koku firmasında çalışmasıyla başlıyor. Türkiye’de satışların yükseldiği dönemde çalıştığı şirketi ikna edemeyince Türkiye’de yatırıma giriyor. Küçük bir tesisle başladığı üretimler şu anda robotlarla gerçekleştiriliyor. Dünyanın en hızlı büyüyen koku-esans şirketlerinden biri konumuna gelmiş durumda. Üretimin yanı sıra Seluz, Murat Öztük’in bizzat içinde yer aldığı ekiplerle konseptler tasarlıyor, kokuda trendler yaratıyor. İran’dan Moskova’ya Dubai’ye Güney Amerika’ya kadar ofisleri bulunan Seluz, dünya çapında 6 perfümöre, 18 bin adetlik bir koku kütüphanesine de sahip… Kendi perfümörlerini de yetiştiren Seluz’de Murat Öztürk’ün hedefi bu alanda ‘Made in Turkey’ etiketiyle lider şirketlerden biri olmak.
Bir süredir koku trendlerini yazmak istiyorum. Bu konuda Türkiye’de kiminle konuşsam diye düşünürken bir tesadüfler zinciri sonunda Seluz karşıma çıktı… Trendleri yine hafta sonu ekimiz Ekstra’da yazacağım ama burada şirketin kurucusu Murat Öztürk’ü ve onun ağzından Seluz’ü yazmamak olmazdı. Kendisi de kadroları da yaratmaya, kokular ve konseptler yaratmaya ‘aşk’la bağlanmışlar. Öztürk, “Ticaret zaten olur bizim için tedarikçisi olduğumuz şirketlere yön göstermek, konseptler yaratmak, katma değer sağlamak önemli” diyor. Sadece parfümde değil pek çok alanda kokunun etkin bir rolü var ve hızla da yükseliyor. Öztürk, bunu 15 yıl önce görmüş… İsterseniz biraz öyküyü ve bugünkü Seluz’ün geldiği noktayı ondan dinleyelim…
Koku formülleri yazıyorum
Önce ilk öyküden başlayalım, bir insanın aklına koku esansları üretmek nereden gelir?
“Almanya doğumluyum, 15 yıl önce Türkiye’ye geldim… Babam 1960’lı yıllarda ilk trenle gidenlerden. Kısaca gurbetçi bir aileyiz ve dört kardeşiz. 2001 yılında İsviçreli yine bir esans firmasının Türkiye satış ve dağıtımını gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye geldim. Bu firma bugün bizim yaptığımız işi yapıyordu. Ben de Türkiye’de bu ürünlerin satış ve dağıtımından sorumluydum. Türkiye’de 25-30 metre karelik bir ofiste bu ürünlerin ithalatını yapıyordum. Kimya ya da mühendislikle bir alakam yok. Ama merakla, istekle, aşkla, çok severek yaptığım için artık koku formülleri yazıyorum. 2007’de biz gelin üretim tesisi kuralım dedik. Türkiye çok hızlı bir büyüme trendi içine girmişti. Bölgesel olarak da talep yüksekti, Ortadoğu’da şartlar böyle değildi önemli pazar talepleri söz konusuydu. Bu güzel dönemlerde, gelin burada bir üretim tesisi kuralım, buradan da Ortadoğu’ya ürün ihraç edelim dedim. Pek çok bahane ortaya sürdüler ve kabul etmediler. Ben de o zaman bana destek verseniz de vermeseniz de ben bu tesisleri burada kuracağım dedim. Çünkü gideceğimiz yön buydu, ithal ürün fiyatları, İsviçre Frangı-Dolar pariteleri sürekli değişiyordu. Türkiye’de üretici firmalar ise çoğalıyordu. Yani bizim BtoB satış yaptığımız yelpaze büyüyordu. Deterjan firmaları, temizlik ürünleri üretenler, kozmetik üreticileri firmalar ve ürün talepleri çok hızlı, ciddi yükseliyordu. O yıllarda 2 üretici vardı. Onun dışında merdivenaltı üreticiler vardı. Biz sektöre girince tabii standartları çok yükselttik.”
Seluz tüm dünyada büyüyor
Gelinen noktada dünyada en hızlı büyüyen koku firmalarından biri olan Seluz’un son durumunu şöyle özetliyor Murat Öztürk: “Bugün İsviçre’de ofisimiz var, İran’da, Dubai’de ofislerimiz var. Moskova’ya gidiyoruz, Güney Amerika’ya doğru bir yayılma politikamız var. Buraları çok hızlı büyüyen bölgeler ve biz oralarda çok etkiniz. Bizim direkt ihracatımız yüzde 30… Yüzde 70 iç piyasa gibi görünse de BtoB çalıştığımız şirketlerin çoğu ihracata çalıştığı için yüzde 70’in yüzde 60’ı da genelde ihracata gidiyor. Bizim işimizde büyük alıcılar temizlik ürünleri üretenler, kozmetik şirketleri… Türkiye’de daha çok orta boy üreticiler, Ortadoğu’da büyük boy üreticiler müşterimiz. Ama dünyanın çok büyük dev üreticileri, markaları daha çok kendi tedarik zinciri içinde bunları hallediyor. Onun dışındaki her türlü üreticiye ise biz ürün verebiliyoruz. Bizim işimizde, iki İsviçreli bir Alman ve bir de ABD’li firma ilk dört sırayı alıyor. Bu 4 firma 1 milyar dolar ve üstünde olan firmalar. Biz ilk 10 firma arasında giriyoruz. Ama ilk 4’ten 5’ten sonra rakamlar arasında fark çok açılıyor. Bizim 30 milyon dolar gibi bir satışımız var. Fakat hızlı büyüyen şirketler arasındayız son dönemde.”
Müşterimize konsept yaratıyoruz
Türkiye’deki çalışmaları ve üreticilere sundukları değeri de Murat Öztürk şöyle anlatıyor: “Türkiye’de pazarlama olarak pek çok fark yarattık. Modern ve yüksek teknoloji üretimle fiyatları yüzde 20 aşağıya çektik. Böylece Türkiye’de ürün verdiğimiz BtoB şirketlerin rekabet gücünü artırdık. Ne kadar çok firma biz ve bizim gibi Türkiye’de modern üretim yapan firmalarla çalışırsa, katma değer artacaktır. Biz ayrıca vergimizi burada ödüyoruz, istihdam yaratıyoruz. Biz kalitemizle de şirketleri destekledik. Şirketlere biz dünyanın, Türkiye’nin ya da istedikleri bölgenin trendler olarak nereye gittiğini analiz ediyoruz. Onların takip etmesini sağlıyoruz. Onlara önerdiğimiz ürünler de onların o piyasalarda başarılı olmasını sağlıyor. Son yaptığımız örneğin bir ıslak mendil sunumumuz vardı. Bütün Avrupa’daki ıslak mendilleri topladık… 450’tane üründen konuşuyoruz. Onların bir koku ve nitelik analizini çıkardık. Bir harita haline getirdik. Üreticiye bunu sunduk. Eğer siz Almanya, Fransa gibi pazarlarda başarılı olmak istiyorsanız ürün standardı bu olmalı, trend modalar budur. Koku karakterleri budur dedik siz şunları yaparsanız pazarda başarılı olabilirsiniz dedik.”
18 bin adetlik koku kütüphanesi
Murat Öztürk, şirketin üretim kategorileri ve çalışma biçimlerini, tesislerin yapısını da şöyle anlatıyor: “Aslında hayatın en özel anlarından, insan oğlundan ilham alarak yepyeni kokulara hayat veriyoruz. Tüketici tercihleri ve pazar analizleri stratejimizin temelini oluştursa da müşteri beklentilerinin ötesine geçmek için yaratıcılığımızı kullanıyoruz. İstanbul Silivri’de yer alan 2 fabrikamızda 24 bin metrekare tesisimizde 3 ana kategori için çözümler sunuyoruz. İşimizin lokomotifi olan parfüm kategorisi, kişisel bakım kategorisi, ev ve yaşam alanları için fonksiyonel ürün kategorileri. Seluz ekibi içinde 17 kişiden oluşan parfüm ekibi bulunuyor… 6 kıdemli parfümör tarafından yönetiliyor. Şirket içi parfüm akademisinde 11 genç parfümörün dünya standartlarında eğitimini sağlıyoruz. Önemli bir Ar-Ge laboratuvarlarımız var ve özel test bölümlerimiz var. Seluz koku kütüphanesinde 18 bin koku var ortalama her yıl 1.500 yeni koku kreasyonuyla zenginleştiriyoruz. Son teknolojideki fabrikamızda robotlarla ve yeni tesislerle ile günlük 65 tona kadar üretim yapabiliyoruz. Yüksek hacimli müşteri ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen esans şirketlerinden biriyiz.”
'Bu işe gönül koyduk'
Murat Öztürk, sektörün son dönemde çıta yükselttiğini bunda da kendilerinin önemli bir rolü olduğunu söylüyor. Bunu da çarpıcı örneklerle şöyle anlatıyor: “2008 yılında bu işe başlayacağız dedik, gönül koyduk. Türkiye’de o dönemde bizim sektörde yetişmiş, yetiştirilmiş eleman yoktu. Niye yok? Genelde aile şirketleri olduğu için, saklı reçetelerle işler yapmışlar. Bilgiyi ve know-how’u hiç paylaşmamışlar. Üretim tesislerindeki kimya mühendisleri ürünlerin, hammaddelerin ne olduğunu bilmiyorlardı ancak kodlarıyla tanıyorlardı. Variller vardı, varillerin üzerine numaralar yazarlardı. 77 numara, 19 numara, 50 numara… 77’den 3 gram içine at, 19’dan 5 gram at gibi usuller vardı. Biz bu üretim sürecimize bu noktalardan geldik. Bence bunlar Türkiye’nin yanlışlarıydı. Bugün bizim her şeyimiz açıktır… Akademimiz var, uzmanlarımızı yetiştiriyoruz. Bunlar başka yerlere de gidebiliyor. Fakat burada know how yaratma becerisi zaten bizim elimizde…”