Günün modası: Tahvil Fonlar

Çağlar KİMENÇE
Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ [email protected]

2023 yılının orta­sından itibaren ekonomi yönetimi; enflasyonla mücade­le, cari açığı kapat­ma, döviz rezervle­rini artırma gibi alt hedefler edindi. Üst başlıkta ise rasyonel politikaları kullana­rak istikrar sağlanması ve eko­nominin temellerinin sağlam­laştırılması amaç olarak ta­nımlandı.

Sıkı para politikası sırasında TL faizlerin yüksek olduğu dönemde, olumlu geliş­meleri görmek isteyen birey­sel ve tüzel yatırımcılar, mev­duatı ve likit fonları güvenli li­man olarak gördüler. Böylece likit fon stoku trilyon TL mer­tebesinin üzerine çıktı. Söz konusu hacme ulaşılmasında, bireysel ve ticari satın alma kararlarının ötelenmesi ve dö­vizden TL’ye geçenlerin (carry trade) motivasyonu arka planı oluşturuyor. Normalleşme sü­recinde yaklaşık 1,5 yıl geri­de kaldı ve programın olumlu çıktıları daha da somutlaşma­ya başladı.

Geldiğimiz nokta­da ise elde edilen sonuçlar, sı­kı para politikasının gevşetil­mesine başlanmasını mümkün kıldı. Hatta, yılın sonunda enf­lasyon seviyesine ve buna bağ­lı olarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) poli­tika faizi ile piyasa faizine dair beklentiler, aşağı yönlü trend­de ilerleneceğine dair konsen­süse dönüştü. Bu etkenler TL faiz kazançlarının aylar iler­ledikçe azalacağı sonucunu da beraberinde getiriyor. Bu nok­tada ise yatırımcıların geti­ri düşüşüne alternatif çözüm arayışlarına tanıklık ediyoruz.

Enflasyonun, politika faizi­nin düşüş döngüsüne girdiği dönemlerde, tahvil-bono fon­ları iyi bir seçenek olarak ön plana çıkıyor çünkü adı geçen fonlar, gelecekteki faiz düşüşü­nün dışında kalmayı mümkün kılabiliyor. Aynı zamanda, fa­iz düşüşünden etkilenmemeyi de vaat ediyor. Neden vaat edi­yor dediğimizi birazdan detay­landıracağız. Önce tahvil bono fonlarının portföy yapılarına değinelim. Yatırımcılar taktik­sel araç olarak kullanılan likit fonlardan, tahvil bono fonla­rına geçiş yapmak istediğinde çeşitli bono fonlarla karşıla­şıyorlar ve seçim yapmak du­rumunda kalıyorlar. Yatırım­cılar burada; seçimi nasıl yap­malıyım, kriterlerim ne olmalı, hangi fonu almalıyım sorusuna verecekleri ve alacakları yanıta göre hareket etmeliler.

Faizler düşüş döngüsüne girecek

Bir sonraki adımda faizle­rin düşüş döngüsüne ilerliyo­ruz. Yatırım için düşüşün açı­ğa çıkaracağı potansiyelin ne oranda elde edilmek istendiği ve bunun karşılığında fiyat oy­naklık riskini ne oranda almak istedikleri ilk karar konuları olarak karşımıza çıkıyor. Piya­sadaki tahvil bono fonlarının portföylerinin ortalama vade­leri dikkate alınmalı. Bir fonun portföyünde taşıdığı sabit geti­rili araçların ortalama vadesi­nin kısa, orta veya uzun olması önemli bir parametre. Örneğin, ortalama vadesi kısa olan bir tahvil fonu, faiz düşüş potansi­yelinden sınırlı ölçüde yararla­nabilir. Bunun iyi tarafı ise, fo­nun fiyat oynaklığı görece az olabilir. Portföyünün ortalama vadesi uzun olan bir fon ise po­tansiyeli ziyadesiyle yatırımcı­sına verir ama fonun fiyat oy­naklığı görece fazla olabilir.

Tahvil fonlarında pozisyon alınırken orta vadeli düşün­mek gerekir. Yolculuk sırasın­da tatsız gelişmeler olabilir ve bunlar yolun engebeli olması­na yol açabilir. Yine bir örnek verelim, Ocak ayından sonra Mart ayında TCMB faiz top­lantısı yapılacak. Şubat ayında ise toplantı olmayacak. Bu ne­denle, faizlerin düşmesi için Mart ayındaki toplantıyı bek­leyeceğiz. Şubat ayında iyi ha­berler gelmesi, tahvil fonları­nın getirisini cazip kılabilir. 3 Şubat’ta Ocak ayı enflasyon verileri açıklanacak. Eğer enf­lasyon piyasa beklentilerine göre olumlu algılanırsa tahvil fonları cazip olmayı sürdüre­bilir. Enflasyonun yüksek gel­mesi halinde ise Şubat ayı tah­vil fonları için dinlenme ya da performans kaybı ayı olarak geçebilir.

TCMB, yılın devamında 7 fa­iz toplantısı düzenleyeceğini açıkladı. Piyasanın öngörüsü, faiz indiriminin kademeli ola­cağı yönünde şekilleniyor. Bazı toplantılarda TCMB, o günün şartlarına bakarak piyasanın beklediğinden daha az faiz in­dirimi yapabilir veya pas geçe­bilir. Tahvil fonlarının yaşana­cak tüm gelişmelere artı-eksi reaksiyon vereceklerini unut­mamak gerekir. Kaldı ki faiz inecek öngörüsü, normalleşme programının devam edeceği ve programın daha güçlü somut sonuçlar üreteceğine odakla­nıyor. Bu ön kabul geçerliliğini korumalı. Ayrıca bir de global bacak etkeni var. Dünyadaki gelişmeler de bu süreci olumlu veya olumsuz etkileyebilir.

Az önce bu fonların getiri vaat ettiklerinden bahsetmiş­tik ancak mutlak bir getiri du­rumu olmadığını da vurgula­mak isteriz. Standart bir tahvil fonunun vadesi bulunmuyor, fon yöneticisi olumlu geliş­melerden fazlaca yararlanmak ve olumsuz gelişmelerden en az etkilenmek gayesi ile hare­ket ediyor. İyi senaryoda tah­vil fonları bu yılı iyi denilebi­lecek getiri ile tamamlayabilir, kötü senaryo ise teorik olarak mümkün ve bu durumda yıl dü­şük bir verimle ve dahi anapara kaybı ile tamamlanabiliyor.

Özetle, tahvil bono fonları­nın günün koşullarına uygun fonlar olduğunu düşünüyo­ruz çünkü likit fonlardaki ve­rim kayıplarını yaşamak iste­meyen yatırımcılar için makul ürünler olarak karşımıza çıkı­yor. Bu fonlara orta vade pers­pektifiyle yaklaşmak gerekti­ği, yatırımcının risk iştahına bakılarak fonda ortalama vade seçiminin önemli olduğu ve el­bette fon hesapta taşındığı sü­rece piyasa dinamiklerinin oy­naklık gösterebileceği kritik parametreler olarak alınarak bu faktörlere göre günün mo­dasına iştirak edilmeli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ABD seçimi sonrası 06 Kasım 2024
Orta Doğu ve 5 Kasım 23 Ekim 2024
“Başka yolu yok” 16 Ekim 2024