Günümüzün “iş insanı” kendini sorgularken...
Soruları doğrudan yöneltmiş olsaydım, ”Onlar senin öznel düşüncelerin, genel ve geçerli olduğu nereden belli” diyebilirdiniz. Önünüzü birazcık olsun kesebilmek için bir bilim insanının tanıklığında ilerleyeceğim: Bu yazıdaki soruları Frank Furedi’nin “Nereye Gitti Bu Entelektüeller” adlı kitabından türeteceğim.
Deneyim ve birikimlerim, sıralayacağım sorular ve benzerleri karşısında savunmacı bir anlayışla kendini yalıtanların ifl ah etmediğini söylüyor bana. Dünyanın en kolay ve maharet istemeyen işi olan suçu başka yerde arama sığlığına saplananların bir baltaya sap olamadıklarını zengin örneklerinden biliyoruz.
Kendi zihninde yanlışlarını ve ezberlerini meşrulaştıran insanların gelişme yaratamadıklarını, durmadan patanaj yaptıklarını herkes kendi yaşam çevresindeki somut örneklerinden gözleyebilir. Kendi kendinize, “açık bir kültürden yoksun; ilgileri maddi ve sıradan olan biri” olup olmadığınızı sorguladığınız oldu mu? Dilimizde “paçozluk” diye anlatılan Furedi’ nin “philistin” kavramıyla açıkladığı böylesi bir tutum özellikle rafine olamamış iş insanının büyük belasıdır.
Yaptığınız işin bileşen ve bağlamlarını analiz edip, eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeleri öngören, olanak ve kısıtlarını netleştiren; erişilebilir değerler ve kaynaklar arasında denge kuran bir zihinsel çaba gösteriyor musunuz?
Yoksa, “entelektüel harekete geçiriciliğin giderek ortadan kalkması” sizi hiç mi ilgilendirmiyor? Yoksa, “entelektüel yaşamın rutinleşmesini” istikrar olarak mı tanımlıyorsunuz?
Çevrenizde “entelektüel tutkularının peşinde giden bilimcileri, alakasız, seçkinci, konusundan uzak ve marjinal insanlar” olarak değerlendirdiğiniz oluyor mu?
Yaşamınızın şu ya da bu yerinde yolunuz kesiştiğinde “İnsan bilimleri ile dil ve edebiyatı” gereksiz ve yararsız bularak, zihninizin derinliklerinde hiç bir şey kıpırdatmadığını fark ediyor musunuz? Bir söyleşide şiir okunması sizi sıkıyor mu?
İşyerinizdeki etkinliklerde “kültürün içeriğini ve düşünceyi umursamayan sadece ekonomik gerçeklerin talep edildiği pragmatik rutinden” hoşlanan bir ruh hali sizi sarıp sarmalıyor mu?
Sahip olduğunuz kültürün, “gerçeği, entelektüel bir arayıştan çok kurguya değer bir konu olarak” algılayıp algılamadığınız üstüne düşündüğünüz oluyor mu? Kendinizi sorgularken, kendi zihninizin derinliklerinde kültürünüzün değerler sistemini, zihni modelini ve gerçekliklerini hakikatle karşılaştırma özgüveni gösterebiliyor musunuz?
Kendi zihin derinliğinizde ve içinde bulunduğumuz topluluklarda entelektüel otorite gücünü yitirirken, “eğitim ve öğretime görülmemiş önem atfetmenin” çelişkisi üzerine düşünüp bir sonuca ulaştığınız anlar var mı? Yoksa, bu konular ilgi alanınızın kapsama alanına girmiyor mu?
“Bilginin ürüne dönüşmüş olması, onu içeriğinden gelen değerlerden ve anlamlardan yoksun bırakma” eğiliminin yaratabileceği sakıncaların neler olabileceğine ilişkin bir düşünceyi fikir haline getirip, fikri olgunlaştırdığınız oluyor mu? Günlük işleriniz sizi bu gibi alanlardan tamamen uzaklaştırıyor mu? Bilgi ekonomisi tüccarlarının perakendeciliği sizi de bilginin gerçek işlevlerinden uzaklaştırıyor mu?
“Bilgiyi giderek insani bir entelektüel çalışmadan çok teknik bir sürecin ürünüymüş gibi görme” eğilimi bütün benliğinizi sarıp sarmalıyor mu?
Ülkemizde “daha yüksek katma değerli ürünlere geçiş” süreci, “ihracatın kalitesini artırma ve birim fiyatını 5 dolarlara yaklaştırma”, “borçlardan bağımsızlaşma”,”cari açık kırılganlığının makul düzeylere indirilmesi” gibi sorunları yaratan bütün temel konular, makro dengeleri kuran politikalar kadar bireylerin “işe bakışlarının” temelini oluşturan mikro yaklaşımlardan da etkilenir. Günümüzde, kendine yatırım yapmadan, kendini sürekli geliştirmeden, en zor durumlarla yüzleşme özgüveni göstermeden “iş insanı” olunamıyor...
Bir KOBİ sahibi ve yöneticisi olmanız, ülke ölçeğinde bir holdingi yönetmeniz, çok uluslu bir şirkette sözünüzün geçerli olması değil, geleceği inşa etmek için kendinize yönelttiğiniz sorular önemlidir. Kendini sorgulamadan, kendiyle başa çıkmadan başka şeyleri tam, doğru ve temiz yapmak mümkün olmuyor, olamıyor...