Günümüz iş dünyası ve Maslow'un ihtiyaçlar piramidi -1
İş dünyasının son dört yıldır Covid 19 Pandemisi ile başlayıp devam eden zorlu günlerinde tüm yaşam ve çalışma koşullarının değiştiğini sıklıkla gözlemliyor ve bire bir yaşıyoruz. Gerek liderler gerekse insan kaynakları profesyonelleri, çalışanların bağlılığı ve elde tutulması için fazlaca çalışıyorlar. Bende yıllar önce tanımlanmış ve güncelliğini belki hiç yitirmeyen Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı ile bugünkü iş hayatında yaşananlar ve çalışanların beklentilerini bir kez daha sizlerle birlikte gözden geçirmek istedim.
Kişilerin ihtiyaçları üzerine araştırmalar yapan Abraham Maslow, ihtiyaçların farklı şekillerde ve farklı zamanlarda ortaya çıktığını ifade etmektedir. 1943 yılında Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi olarak literatüre giren kuram, kişilerin hayatları boyunca her zaman ihtiyaçlarının olması ve bu ihtiyaçları giderebilmek üzere hedefler koyması temeline dayanmaktadır. Maslow’a göre ihtiyaçlar beş basamağa ayrılmıştır ve bu ihtiyaçlar genellikle zincirleme sıra izlemektedirler.
Piramidin en altından başlayarak yukarı doğru, Fizyolojik ihtiyaçlar, Güvenlik ihtiyacı, Sevgi- ait olma ihtiyacı, Saygınlık ihtiyacı ve Kendini gerçekleştirme ihtiyacı. Hiyerarşi incelendiğinde ilk iki basamağın fizyolojik ihtiyaçları, sonraki basamakların ise sosyolojik ve psikolojik ihtiyaçları içerdiği görülebilmektedir.
Piramidin en alt basamağında Fizyolojik ihtiyaçlar yani, nefes alma, yeme içme, uyku, boşaltım gibi temel, hayati ihtiyaçlarımız yer alıyor. Bu ihtiyaçlarımız giderilmediğinde maalesef mutsuz oluyoruz. Bunu iş hayatına uyarladığımızda, çalışanlar için yapılan anketleri bir düşünün. Örneğin yemek ile ilgili memnuniyet yoksa, bu durum çalışanları fazlaca olumsuz etkiliyor. Veya dinlenme alanları yeterli değil ise bu durum da yine temel ihtiyaç giderilmediği için çalışanlar tarafından sürekli eleştirilerek, olumsuz yorumlar ve mutsuzlukla sonuçlanıyor.
Piramidin ikinci basamağında Güvenlik ihtiyacı yer alıyor. Kişilerin güven duygusu, ailesi, sevdikleri için güvende hissetmesi, kaos, karışıklıklardan kendini ve ailesini uzak tutma eğilimi, hayatını devam ettirebilecek bir iş, ahlaki değerlerinin korunduğu bir yaşam olarak açıklanabilir. Çalışanlar kurumlarına güvenmek isterler, kendi değerleri ile kurum değerleri ne kadar paralel ise o işyerinde uzun yıllar çalışabilirler. İş, çalışanın ailesi için de güvende hissettiriyorsa örneğin, aileyi de kapsayan sağlık sigortası veya aile bireylerine sunulan ayrıcalıklar gibi, bu durum da çalışanı olumlu yönde etkiliyor ve bağlılığına gözle görülür katkı sağlıyor. Ahlaki değerlere duyarlı kurumlar, örneğin dini ve milli bayramlarda kutlama yapan, bazen hediye veya paketler ile çalışanını önemsediğini gösteren kurumlar bir adım önde oluyorlar.
Maslow’a göre her bir ihtiyaç basamağındaki ihtiyaçlar giderildiğinde, bir üst basamaktaki ihtiyaçlara gereksinim duyulmaya başlanıyor.
Önümüzdeki haftalarda piramidin diğer basamaklarına da iş hayatı penceresinden bakıyor olacağız.