Günü kurtarmaya devam!
Euro bölgesine ilişkin olumsuz haber akışının kısmen durulması, ABD ekonomisine ilişkin belirsizliğin hatırlanması gibi faktörler finansal piyasalardaki eğilimlerin durulmasında etkili oldu. İşlem hacimleri azaldı, riskten kaçınma eğilimi durukladı ve son bir ayda etkisi hissedilen eğilimlerde bir düzeltme süreci yaşandı. Döviz de Euro'nun kayıplarını sınırlı da olsa geri alması, sermaye piyasalarının dengelenmesi söz konusu olurken emtealar karışık bir görüntü sergiledi. Altın ın yeni rekorlar kırması ve petrolün toparlaması dikkat çekti. Tüm bu gelişmeler belirsizlik ve kırılganlığın azaldığı mesajını vermekten uzak bir görüntü sergiledi.
Avrupa Birliği ekonomisi açısından Euro üzerindeki olumsuz baskının azalması, devlet tahvillerindeki risk priminin kısmen gerilemisi ve sermaye piyasalarının bir miktar toparlaması gelişmelerin kontrol altına alındığı anlamına gelmiyor. Zira Avrupa Merkez Bankası'nın tahvil alımları, Euro-dolar paritesindeki dalgalanmalar gerçek durumunun algılanmasını engelliyor; sorunlu ekonomilere ilişkin yetkililerden gelen değerlendirmeler ise gerçeği yansıtmaktan çok beklentileri yönlendirme amacı taşıyor. İlaç olarak öne sürelen gevşek para ve sıkı maliye politikası uygulaması kararsızlığın azaldığı mesajını verse bile sorunların ağırlaşmasını önlemek adına yeterli olmayacak gibi görünüyor, olsa olsa kısa vadede bir rahatlama yaşanır, sorunlar yavaş bir hızla ağırlaşmaya devam eder ve kalıcı çözüm arayışı söz konusu olmaz. Ancak sıkı maliye politikası uygulamasına kamuoyundan gelecek tepkiler sıkıntı yaratmaya devam edebilir.
Asya ve Rusya krizleri sonrasında AB bölgesinde para politikası gevşetilmiş, ciddi bir kredi genişlemesi yaşanmış, maliye politikaları ise çok sıkılaşmamış olmasına rağmen büyüme konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmıştı; ayrıca mali sektörün yıprandığını ve borçluluk oranlarının kritik eşikleri aştığını unutmamak gerekiyor. Bugün için sıkı maliye politikası uygulaması sonucunda bütçe açıklarının azalması ve kamu borç yükünün daha fazla artmaması için para politikasının aşırıya kaçan oranda gevşetilmesi kredi genişlemesininde incelenmesi gerekiyor. Bu koşullarda Euro'nun değerinde yaşanacak dalgalanmalar, enflasyon ve kısa vadeli faizler cephesinde yaşanacak gelişmeler ile zaten sorunlu olan kredi cephesindeki genişlemeler belirsizlik kaynağı olarak ön planda kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Asıl önemlisi durgunluğun kronikleşmesi olasılığı iyice artacak ve beklentilerin yönlendirilmesini zorlaştıracak kanaati güçleniyor. Euro'nun ise kolay borçlanılacak bir para olma yolunda ilerlemesi sorunları çözmeyecek fakat farklılaştıracak potansiyeli bünyesinde taşıyor. AB ekonomilerinin kredi notu muhtemelen gerilemeye devam edecek, üyeler arasındaki içsel bağımlılık mali disiplinin tesisisni zorlaştırırken hedeflerin yakalanmasını engelleye bilecek. Strek testi yolu ile bankaların olduğundan daha iyi imiş gibi gösterilmesi kısa vadeden öteye pek etkili olmayacak.
Zaman içinde para ve kredi politikalarının daha fazla gevşetilmesi ve maliye politikasının sıkılaştırılması gereği daha yoğun bir şekilde hissedilecek; Euro'nun değer kaybına ve Avrupa Merkez Bankası'nın itibar kaybına, bankalardaki aktif kalitesinin bozulmasına kayıtsız kalmak zorunluluğu sıkıntı yaratacak... Fakat kısa vadede olumsuz eğilimler kontrol altına alınmış olabilecek, Euro bölgesinden gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye hareketi önemini koruyacak!.. Euro bazında para arzında yaşanacak sert genişlemeler finansal piyasalarda belirsizliği arttıran dalgalanmalar yaratabilecek.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız beklentiler iç piyasalarımızı da etkilemeye başladı: Türk Lirası kısmen değerlendi sermaye piyasaları rahatladı. Üretenler cephesindeki sorunlar ağırlaştı fakat görmezden gelindi. Ülkemizde de para politikasının gevşek olmaya devam edeceği veya dahada gevşetilebileceği, Euro cinsi borçlanmanın kolaylaşması sayesinde Türk Lirası'ndaki aşırı değerliliğin devam edeceği bütçce açığının azalması için kredi genişlemesinde aşırılığın zorlanacağı yönündeki kanaatlar ön plana çıktı. Üretim cephesindeki ağırlaşan sorunların orta vadeli sonuçları ve mevcut tercihlerin sürdürülebilir olmadığı gerçeği her zaman olduğu gibi pek dikkate alınmadı; günü kurtarmanın kredi genişlemesine bağımlı oluşu ve risklerin mali sektörde yoğunlaşması belirsizlik ve kırılganlığın azalmasını engelledi.
Küresel piyasalarda mevcut eğilimler devam eder ise yaz ayları nispeten sakin geçebilir ve yatay eğilimlere sahne olabilir. Ancak siyasi gelişmeler sıkıntı yaratabilir. Fakat sonbaharla birlikte ağırlaşmış sorunlara bağımlı olumsuzluklar daha yoğun bir şekilde hissedilebilir. Piyasalardaki kısa vadeli eğilimlere bakarak rehavete kapılmanın bedeli çok ağır olabilir...