Günü kurtarma şampiyonlarının başı dertte!
Son aylardaki gelişmeler, petrol piyasalarının zorunlu nedenlerle ciddi bir misyon değişikliği yaşadığına işaret ediyor. Geleceğe yönelik beklentilerin fiyatlandığı önemli bir pazar olmaktan çıkmış ve riskten kaçınma eğilimini durdurmak amacı ile yapay bir şekilde yönlendirilen değişken haline gelmiş gibi görünüyor. Bu anormallik, bilgi kirliliği veya abartılı değerlendirmeler yolu ile gizlenmeye çalışılıyor. Galiba, para otoritelerinin etkisizleşmesi bu türden yeni arayışları zorunlu hale getiriyor!
Bu hafta başında petrol fiyatının yükselerek 50 dolar seviyesine yaklaştığına tanık olduk. Belli ki birileri, bazı gelişen ekonomileri yeniden kemirmeye başlayan riskten kaçınma eğiliminin diğerlerini de etkilemesini önlemeye çalışıyor!
Normal koşullarda petrol arzı, talepten fazla ise fiyatların düşmesi gerekiyor. Fakat bu durum gelişen ekonomilere ilişkin beklentileri olumsuzlaştırarak paniğe yol açıyor; bunu önlemek ve durumu kötüye gitmiyormuş gibi gösterebilmek için fiyatların düşmesine izin verilemiyor, arzın arızi sebepler ile daraldığı yönünde gerekçeler yaratmak ve bu nedenle fiyatları yükseliyormuş gibi göstermek adına seferber olunuyor!
Son on yılda, tüm ekonomiler enerji konusunda büyük yatırımlar yaptı; fiyatların yönlendiriciliği bu konuda belirleyici oldu. Gelişen ekonomilerin, Arap Baharı olarak tanımlanan gelimeler sonrasında durgunlaşmaya başlaması ile birlikte tüm hesaplar şaştı! Toplam enerji tüketimi çok sınırlı oranda artarken bu rakam içinde petrolün payı gerilemeye başladı; başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının seri bir şekilde gerilemesi geleceğe yönelik tüm beklentileri olumsuzlaştırırken küresel kırılganlık algılarını güçlendirdi.
Bu durumdan çok rahatsız olanlar, petrol fiyatının yönünü değiştirmeye çalışmak zorunda kaldı! Toplam arzı daraltmak yönündeki çabalar sonuç vermedi, tam aksine arzın daha da artacağı yönündeki beklentilerin ön plana çıkması önlenemedi. ABD’de kapatılan kuyular ve stok rakamları, Kuveyt’teki grev, Alaska’daki yangın ve Nijerya’nın üretimindeki sorunlar oluşan boşluğu doldurmak için kullanıldı. Fakat ne yapılır ise yapılsın, minareye kılıf uydurulamadı! Günü kurtarmak adına, arz fazlasına rağmen petrol fiyatı dalgalı ve yapay bir şekilde yükseltildi!
Bu yılın Şubat ayında 30 dolar seviyesinin altına gerileyen petrol fiyatı, 50 dolar düzeyine yaklaştı; bir anlamda daha yıkıcı dalgalanmalar için enerji biriktirildi! Bu yolla diğer tüm piyasalarında da, benzer sorunların güçlenmesi için çaba harcanmış oldu; piyasalarda oluşan cari fiyat düzeyleri olması gereken seviyelerden uzak tutuldu! Zorlamalar göreceli ve geçici bir sakinlik sağlamış olsa da, güvensizliğin büyümesini önleyemedi!
Özellikle gelişen ekonomilere ilişkin beklentiler yavaş ta olsa olumsuzlaşmaya devam etti; piyasalardaki işlem hacimleri gerekirken fiyat oynaklıkları arttı. Riskten kaçınma eğilimi sinsice büyümesini sürdürdü! Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmaya çalışmanın, nafile bir çaba olduğunu anlayanlar çoğalmaya ve dengeler değişmeye başladı! Petrol fiyatının yapay bir şekilde yükseltilmesi, bu eğilimlerin yönünü değiştiremedi.
Asıl önemlisi, küresel düzeni oluşturan kurumsal yapı kendisini fena halde köşeye sıkıştırdı! Riskten kaçınma eğiliminin, petrol fiyatının yönünden bağımsız olarak güçlenmesi olasılığı artmaya başladı. Fiyatlar düşer ise, açığa çıkan olumsuz beklentiler nedeni ile riskten kaçınma eğilimi ön plana çıkacak ve yıkıcı olabilecek; yerinde sayar ise yine sonuç değişmeyecek. Söz konusu olasılıklardan kaçınmak adına türev piyasalar üzerinden yapay yükselişe devam edilir ise, bu kez de enflasyon ve faiz beklentilerinin olumsuzlaşması gündeme gelecek, daha ciddi sıkıntılar yaşanabilecek!
Faiz değişimlerine hassasiyetin tükendiği, para otoritelerinin etkisizleştiği ve güvensizliğin büyüdüğü koşullarda günü kurtarmanın zorlaşması kaçınılmazdır! Geniş kitleleri daha farklı beklentiler ile yönlendirmeye çalışma girişimleri, kısa vadeden öte işe yaramaz! Korkuların ecele fayda etmesini ummak, anlamsızdır!