Güneydoğu'nun eksiği güven ve istikrar
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın organizasyonuyla Meclis Başkanı İlhan Parseker'in ev sahipliğinde geçtiğimiz hafta Güneydoğu illerinden Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin'e bir dizi ziyaretlerde bulunduk. Bursalı yaklaşık 100 sanayici ve basın mensubunun katıldığı iş ve inceleme gezisinde Batı'daki Güneydoğu algısı bizleri bir kez daha yanılttı. Gezinin ilk durağı Gaziantep'in gelişimi gerçekten dikkat çekiciydi. Gaziantepli girişimciler Arap Baharı ile kavrulan Ortadoğu pazarındaki kaybı yeni pazarlarlar çeşitlendirerek üretimlerini ve ihracatlarını her geçen gün artırmayı bilmişler. 171 ülkeye yapılan ihracat 5 milyar dolara dayanmış! Kentte faal durumda 4 organize sanayi bölgesi var. 5 ve 6. OSB için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Her iki OSB için belirlenen alan 12 milyon metrekare. Yatırım yapmak için talep edilen alan ise 42 milyon metrekare! Kentte tekstilin ağırlığı yüzde 38. Tekstili yüzde 19'ar payla gıda ve kimya sektörleri takip ediyor. İhracatlarını Bursa ile kıyasladığımızda Bursa Ocak-Eylül 2011-2012 döneminde yüzde 7.4 gerilerken, Gaziantep aynı dönemde yüzde 19.5 büyümesini bilmiş.
Bir diğer durağımız Şanlıurfa. Sulanabilir arazi bakımından Türkiye'nin en şanslı ili olan Şanlıurfa'nın eksiği ürettiği tarımsal ürünlere katma değer yaratamaması. Kentin ulaşım altyapısı eksiksiz diyebiliriz. Komşu ülkelere sınır kapısı ayrı bir avantaj. Yanında yeni çıkan teşvik yasasında en fazla desteğin verildiği 6. Bölgede bulunması, Batı'daki yatırımcının da iştahını kabartmış durumda. Teşvik yasası sonrası sadece ikinci OSB'de başlatılan yatırım tutarı 500 miyon TL'yi geçmiş. Şanlıurfa bir yanda sulanabilir verimli arazileri ile gıda sanayinde diğer yandan kültür ve inanç turizminde büyümesini sürdürmek istiyor. Bugün için Suriye'deki savaştan dolayı sıkıntı had safhada ama bölgenin istikrara kavuşması ile birlikte pastadan en fazla payı alacağı da aşikar. Bölge sanayicisinin dediği gibi "bir koyan 10 alacak".
Güneydoğu gezisinin son durağı diller ve dinler kenti Mardin idi. Mardin 7 dil ve 7 dinin yaşandığı inanılmaz bir kültür ve hoşgörü kenti. Mimarisi ile dikkatleri üzerine çeken Mardin'de turizme ciddi yatırım yapılıyor. Kentte son 7 yılda yapılan otel sayısı 40'ı aşmış durumda. Eski Mardin'de tarihi yapılar büyük oranda restore edilmiş. Kentin 5 yıllık zaman zarfında 5 milyon turist ağırlama hedefi var. Yerel yöneticiler yaklaşık 2 bin 500 beton binayı tarihi yapı içerisinden ayıklamak için canla başla mücadele ediyorlar. Güneydoğu'da Şanlıurfa ve Mardin'in altyapı bakımından Batı illerinden fazlası var eksiği yok. Bölgenin tek sorunu terör. Yatırım alabilmek için önce güven tesis etmek gerekiyor. Eğer güven ve istikrar ortamı sağlanırsa bu illerimiz batıdaki birçok ilin önüne geçektir. Güneydoğu turunda ziyaret ettiğimiz Zeugma Müzesi, Halfeti, Balıklıgöl, Harran, Göbeklitepe, Akçakale, Hasankeyf ve Midyat'ı da yazmazsam haksızlık olur. Gezi boyunca Bursalı sanayiciler bölge sanayicileri ile karşılıklı fikir alışverişinde bulundular. 7-8 sanayicimizin yatırım konusunda somut adım attığını öğrendik. İlhan Parseker'in de vurguladığı gibi bu tür ziyaretlerde hemen sonuç beklemek yanlış olur. Kurulan ilişkiler önümüzdeki dönemde meyvesini verecektir.
Son söz olarak batıdaki girişimcilere mutlaka Güneydoğu'yu görmelerini tavsiye ediyorum. Sivil toplum kuruluşları ve Siadlar da onlara bu fırsatı sunmalı. Bu tür ziyaretler ne kadar fazla olur, ne kadar çok kişi bölgeyi yerinde görürse inanın algı da o kadar değişecektir.