Güneş Kral
Avrupa hanedanları diplomasi tarihinin çok önemli bir parçasıdır. Aralarında yapmış oldukları evlilikler ve bundan kaynaklı hanedan değişimleri çok ilginç sonuçlara yol açmıştır. Bu hanedan evliliklerinin belki de en ortasında yer alan imparatorluklarından biri şüphesiz ki Fransızlar ve Habsburglar olmuştur. Fransız imparatoru 14. Louis, namıdiğer Güneş Kral dünya siyasi tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak tarihte yer etmiştir. 72 senelik hüküm süresi boyunca hem Fransa hem Avrupa hem de dünya siyasetine önemli bir damga vurmuştur.
23 yaşında tahtın tek sahibi oldu
13. Louis ile Kraliçe Anne’nin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olan Louis, hükmünün ilk yıllarında yaşının çok küçük olmasından dolayı krallığı annesi ve Kardinal Mazarin tarafından yönetilmesini izlemiştir. 23 yaşında Kardinal Mazarin’in ölümüyle birlikte gücü tek elde toplamış ve Fransız tahtının mutlak hakimi olmuştur. Avrupa'nın en büyük sarayı, en görkemli yönetim merkezi olarak Versay’ı inşa ettirmekle kalmamış, sanatın neredeyse her dalında yaptığı büyük reformlarla ve yeniliklerle belki de Reform ve Rönesans hareketlerinden sonra dünyanın en büyük sanatsal devrimi olarak adlandırılabilecek bir döneme imza atmıştır. Sadece sanat veya mimari alanında değil, ekonomide ve askeriyede de büyük başarılara ve yeniliklere imza atmıştır. Orduyu soyluların elinden kurtarmış, yenilemiş, geliştirmiş ve değiştirmiştir. Belki de kendisinden uzun yıllar sonra Fransız tahtına oturacak Napolyon Bonapart'ın askeri zaferlerinin üzerine inşa edeceği ordunun temellerini atmıştır. Fransa'yı porselen, mobilya ve giyim konusunda Avrupa’nın merkezi haline getirmiştir. Hükmü sırasında almış olduğu topraklarla, muhteşem ordusuyla Avrupa’nın en önemli gücü haline gelmiş ve neredeyse hayatının tamamını bu gücü durdurmaya çalışan Avrupa ittifaklarının önüne geçmeye adamıştır. Bu ittifakları ortadan kaldırma noktasında da ekseriyetle büyük başarı kazanmıştır. Fakat o tarihlerde yapmaya başladığı bazı hamleler ondan sonra tahta çıkacak olan torununun çocuğu 15. Louis’nin akıbetine etki etmiş, 16 Louis’in ölümüne kadar giden yolun önünü açmıştır. Kendisini antik dönem tanrılarından Apollo ile özdeşleştiren 14. Louis’in belki de toplumsal olarak imajının en sarsıldığı hadise 1685 senesinde çıkarttığı kanun olmuştur. Bu kanun ile Protestanlığa savaş açmış, zorunlu vaftiz olmaları başlatmış, ülkedeki Protestan kiliselerini kapatmış, Protestanlığı yasaklamıştır. 1685 senesinde Fransa’da 1 milyon civarında Protestan varken, sadece 15 sene sonra bu sayı 100 binlere kadar düşmüştür. Bu Güneş Kral Louis’in imajını hem Fransa’da hem de Avrupa’da ciddi anlamda sarsmıştır. Kendisine karşı kurulan ittifakları daha da güçlendirmiştir.
Yokluk döneminde lüks harcamalar yaptı
İkinci önemli hatası; bir yandan ülkenin ekonomisini yaptığı icraatlarla güçlendirirken, bir yandan da Versay Sarayı başta olmak üzere yaptığı devasa mimari ve lüks harcamaları halk tarafından yokluk çekilen bir döneme denk geldiği için Güneş Kral’a karşı büyük antipati oluşmuştur. Şüphesiz ki bütün bu yaşananlar içerisinde belki de en önemli dönüm noktası Louis’in gerek eşi gerek annesinden dolayı bağı olan İspanya Kralının bir varisi olmamasından dolayı Kral ölünce tahtın Louis’in torunu Louis’e geçmesi hadisesiyle Avrupa dengelerini sarsacak bir olayın başlamasıdır. Torun Louis’in İspanyol tahtına geçmesiyle hem Fransa Krallığının hem de İspanya Krallığının gelecekte birleşme ihtimali doğmuş ve bu da Avrupa güçler dengesi açısından kabul edilemez bir hadise haline gelmişti. Bu hadise karşısında kurulan ittifak kısa zamanda güçlenmiş ve yenilmez denilen Fransız ordusu birçok defa yenilmiş ve 72 yıllık hüküm süresi boyunca kazandığı toprakların birçoğunu geri vermek zorunda kalmıştır.
Öldüğünde arkasında krallıktan imparatorluğa evrilmiş bir devlet, sanat, mimari ve ticaret alanında muazzam bir imparatorluk bırakmakla beraber kendinden sonra gelecek son iki kralın altından kalkması çok zor bazı yükleri de peşi sıra miras olarak bırakmıştır. Avrupa tarihi bizlere devletlerin en güçlü olduğu dönemlerde bile atılan yanlış tohumların çok da uzun sayılmayacak zaman zarfında ülkelerin kaderine nasıl ters etki ettiğini göstermiştir.
Dünyanın gıpta ile izlediği Güneş Kral’ın ölümünden sonra yaşanan hadiseler, bugün Avrupa tarihine örnek alınması ve ders çıkarılması gereken hadiseler olarak kazınmıştır