Gündemi bol bir gün
ABD ile gerilim
Dünyayı bilemem ama bizim için en önemli gündem ABD ile ilişkilerde içinde bulunduğumuz gerilimdir diye düşünüyorum. Sorunların çözümü için iki ülke Dış İşleri Bakanları Singapur'da gerçekleşen uluslar arası bir toplantıda bir araya geldiler. Az önce biten görüşme sonrası, iki dış işleri bakanından da, iki ülke arasındaki sorunları çözme konusunda çalışmalarına devam etme konusunda anlaştıkları açıklamaları yapıldı. Umarım bir uzlaşma vardır. Ama ben bu kısa açıklama sonrasında, henüz bir şeyi çözmedikleri, son gerilim konusunda anlaşamadıkları görüşündeyim.
Maalesef içinde bulunduğumuz gerilimin tek sebebinin tutuklu olan rahip Brunson olduğunu düşünmüyorum. Bölgesel çıkarların çatışması, FETÖ konusundaki gerilimler, Zarrab-Halkbank konusundaki belirsizlikler, İran ambargosunda Türkiye'nin tutumu, S-400 alımı vs. bu gerilimin nedenlerinden bazılarıdır. Ne kadarını çözeriz bilemiyorum.
Ama gördüğüm şu ki, ABD bizi anlaşma zeminine çekmek için müttefiklik ilişkilerine sığmayan her türlü zorlamayı sergilemekten kaçınmayacak gibi görünüyor. Son dönem hedef aldığı alan Türkiye ekonomisi. Atilla davasından bu yana sistemli bir şekilde yapılan açıklamalar ve son olarak da açıklanan yaptırım kararları ile yatırımcıların güveni sarsılıp, döviz kurları üzerinden Türkiye'nin finansal ve ekonomik piyasaları sarsılmaya çalışılıyor. Nitekim bunda da fazlası ile başarılı oluyorlar. Eğer yeni bir yaptırım kararı daha çıkarsa (ki, yeni yaptırım hazırlıkları olduğu ve Brunson serbest bırakılmadığı takdirde uygulamaya alınacağı açıklandı), döviz kurlarında destek-direnç tablosunda paylaştığım yeni bir atak daha görülebilir.
Maalesef kurlar arttıkça her alanda ciddi bir finansal krize doğru gidiyoruz. Faizler de mecburen yukarı tırmanıyor. Eğer kur yükselişine mani olmak için yeni bir faiz artışı daha yapılırsa ki, kurlarda yükseliş durmazsa bu kaçınılmaz olur. Bu takdirde yüksek kredi kullanan özellikle inşaat ve enerji başta bir çok sektörümüz çok ciddi sıkıntıya girebilir.
Türkiye ABD'nin bu baskıları karşısında geri adım atar mı, yoksa bu müttefiklik ilişkisine sığmayan eşkiyaca tutuma karşı direnir mi bilemem. Ama gerilim sürerse, ABD'den daha da sert uygulamaların geleceği görüşündeyim ki, en riskli gördüğüm konu ABD'de süren Halkbank davası ile ilgili olarak büyük bir cezanın yaratacağı topyekün risklerdir.
Enflasyon Verisi Açıklanacak!
10:00'da Temmuz ayı aylık ve yıllık enflasyon verisi açıklanacak. Enflasyonda düşük bir veri çıkmasını beklemiyorum. Kaldı ki, öyle bile gelse son zamlar, kur ve faiz baskıları sonrasında her alanda enflasyon artışı yaşanmasını, hatta yeni bir zam dalgasının daha görüleceği beklentisindeyim.
Ancak, yapısal tedbirler için görüşlerimi yazarken, yıllardır söylediğim bir şeyi unutmayınız! Israrla üretim artışı ve yapısal bir reformların başarılması için düşük faiz ve gerçekçi kur rejimi uygulanması gerektiğini, devletin bu süreçte bir kaç yıl enflasyon hedeflemesinden vaz geçmesi gerektiğini, bunu da en başından halka ilan etmesi gerektiğini yazdım durdum. İşte nedenini görüyorsunuz. Bu kadar açık olan ve açık vermeye devam eden bir ekonomide, bir de ABD gibi bir güçle kavgaya girişilirse dövizi ve enflasyonu tutmanız mümkün değildir. Enerjide bu denli dışa bağımlılık varken, kurlar artınca bunun yansıması her alanda zam ve enflasyon olacaktır.
Çok önceden bunu görmeli ve olası riskleri kontrol altına almak için tüketimi arttırıcı kredileri sınırlamalıydık. Kamusal harcamalarda tasarrufa gitmeliydik. Cari açık tedbirleri ile mümkün olan en düşük cari açık hedeflenmeliydi. Üretime yönelmeyen tüm alt yapı harcamalarını askıya almalıydık. Tüm yakın çevremizdeki ülkeler ve AB-ABD ilişkilerimizi olası gerilimlere girmemek için geliştirmeye çalışmalıydık. Hangisini bu şekilde yaptık? Hiç birisini. Arka arkaya seçimlerle harcamaları açtık. Uluslar arası ilişkilerimizde herkesle bir gerilim yaşıyoruz. Tüm bunlara rağmen, kaynakları inşaat sektörüne aktarmayı ve tüketimde tam gaz gitmeye devam ediyoruz. Eee, netice de bu olur tabii.
Kısacası enflasyon bugün yüksek gelecektir diyorum. Ama bu ay beklentilerden düşük de kalsa, sonrakilerde zamların da etkisi ile yine yüksek sürecektir.
100 Günlük Program!
Gün içinde başkanımız sayın Erdoğan tarafından 100 günlük programın açıklanması bekleniyor. Kamunun harcama-tasarruf planları ve yapısal tedbirler açısından açıklamalar önemli olacaktır.
ABD İşsizlik Verisi!
ABD tarım dışı istihdam verisi açıklanacak. 15:30'da açıklanacak veri önemli. FED son toplantısında faizleri korudu. Ama işsizlik düşmeye, ekonomi de büyümeye devam ettikçe faiz artışlarının devamı da gelecektir.
Ons Altın Desteklerinde!
Destek-Direnç Tablomuzda dikkat çektiğim gibi ons altında 1.204 Dolar seviyesinde çok güçlü bir destek bulunuyor. Bu seviyelere inmiş olan onsda alım tepkisi görülebilir. Ama bu destek kırılacak olursa, o zaman ons altında teknik olarak büyük bir yatay kanal kırılmış olur. Bu durumda yeni bir satış baskısı oluşur ki, ciddi alt seviyelere doğru hızlı bir düşüş görebiliriz. Açıkçası teknik olarak önemli bir destek seviyesinde olsak da, bu desteklerden gelecek alımların yükseliş sınırı çok yakın. Buna karşılık destek kırılırsa düşebileceği seviyelere mesafesi çok daha fazla.
Lakin yine de teknik olarak desteklerde ons alımı yapılması, destek kırıldığı takdirde satışa dönülmesi doğru olur. Kırılmadan destek kırılacak diye davranmak hatalı olur. Olası teknik seviyeleri destek-direnç tablomuzda görebilirsiniz.
BİST Ne Yapar?
Yukarıdaki gelişmeleri okudunuz. En önemli riskimiz ABD ile yaşanan son gerilim. Bu çözülmezse, daha da sert yaptırımlarla üstümüze gelecekleri kesin. Konuyu milliyetçilikle göğüslemek tabii ki bir tavırdır. ABD'nin Türkiye üzerindeki emellerine karşı direnmek doğal davranışımız olmalıdır. Ama ben işin olası yansımaları açısından konuyu değerlendiriyorum.
Bir tarafta dünyanın üretim devi Çin'e posta koyan, tüm AB ülkelerine ayar çeken, uluslar arası en büyük fonların kaynağı ve yönlendiricisi süper güç ABD, diğer tarafta uluslar arası fonlardan en iyi zamanda bile % 3 civarı pay çekebilen, 460 Milyar Dolar civarı toplam dış borcu bulunan, buna rağmen yıllık 50 Milyar'dan fazla yeni cari açık vermeye devam eden, bu açığın yaklaşık 240 Milyar Dolar'lık kısmını bir yıl içinde fonlama ihtiyacı duyan, ama hala kamuda ciddi bir tasarruf planı açıklamamış olan Türkiye. Şimdi iki güç bu kavgayı sürdürecek olursa, bundan ekonomik olarak zararlı çıkacağımız konusunda kimsenin şüphesi olmasın.
Bu gelişmelere milliyetçi duygularla tabii ki vereceğimiz tepkiler bellidir. Ama finansal ve ekonomik olarak yansımalarını bilmenizi isterim.
Kısacası BİST tamamen ABD gerilimi ile ilgili gelişmere odaklı davranacaktır. Teknik olarak 94.400 civarında bir bollinger desteğinde bulunuyoruz. Dolar bazında da 18.166$ seviyesinde ciddi bir desteğimiz bulunuyor. Eğer yaptırımların yenisi gelecek olursa bu destek kırılır ve daha sert düşüşleri de görebiliriz. Normalde BİST olarak bu seviyeler alım için çok uygun teknik yerleri ve fiyatları içeriyorlar. Ama ABD ile gerilimi düşüremezsek, satış baskıları sürecektir.
Bu ortamda hissede yakalanmış olanların bir süre borsayı unutmaları doğru olacaktır. Göreceli ucuz bir BİST seviyesinde olduğumuz için, yukarıda yazdığım risklere rağmen satıp çıkın diyemem. Çünkü her an bir uzlaşma olursa, bir anda sert yükseliş tepkileri de gelebilecek seviyelerdeyiz.
Yeni pozisyon alacak olanların da, dün paylaştığım döviz yükselişine pozitif duyarlı olan hisseleri tercih etmeleri ve her şekilde içinde bulunduğumuz riskler nedeniyle % 50 nakit imkanlarını korumaları önemlidir. Aynı zamanda yeni alımlarda piyasa riskleri nedeniyle orta ve uzun vadeler göze alınmalıdır.
Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.