Gündem mayalama ustalığı...

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Başbakan’ın “gündem mayalama” konusundaki yeteneğini artık Mısır’daki sağır sultan bile biliyor. 

Siyasette “egemen güçün”, kendi iradesi olmaksızın kimsenin bir şey yapamayacağı kanısını sokağa, eve ve günlük söyleşiye taşıması durumunda, tek seslilik ve padişah iradesi gibi buyurma eğilimi de hızla güç kazanır. 

Ülkemizde gündemi sadece bir merkezin belirlediği düşüncesini yaymak hayra alamet bir gelişme sayılmamalı. Ülkemizde mayalanmakta olan gündemler iki yönde gelişecekmiş gibi gözüküyor: Birincisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’in belirttiği yönde:”Yıpranan insani ve kurumsal değerler için bir onarım döneminin” başlatılması ve “demokrasiyi daha fazla kurumsallaştırarak, demokratik altyapımızın kuvvetlendirmesi ve demokrasinin kalitesinin artırılması”. 

İkincisi de, Fathali M. Moghaddam’ın kuramsal çerçevesini çizdiği gibi, davranışlarımızı etkileyen ilke ve standartlar iki kümede toplanıyor: Biri, gayri resmi kural ve standartlar; diğeri de yasal çerçeveler. Yasal sistemlerde değişiklikler yapıldığında, gayri resmi norm sistemi her zaman bu değişikliğe uyum göstermiyor. Sistem üç farklı özellik gösteriyor: Birinci aşama, hem yasanın hem de gayri resmi normatif sistemin grup temelli eşitsiz ve adaletsizlikleri meşrulaştırmasıdır. İkinci aşama, yasa temelli grup içi adaleti destekleyen değişikliklere uğrarken, gayri resmi normatif sistem aynı yönde ve aynı derecede değişmiyor. Üçüncü aşama, hem yasal sistemin hem de gayri resmi normatif sistemin adaleti ve eşitliği desteklediği bir ideal gelişmeyi yakalamaktır. 

Moghaddam, insanlığın ortak sorunlarından biri olan değişim ve dönüşümün grup içi çıkar çatışmalarını ve toplumsal davranışlara etkilerini analiz ederken, "Bu düzeylerinin her birinde değişim, yani sistem içi değişim,bir düzeyinden diğerine değişme yani sistemler arası değişmeye kıyasla daha kolay gerçekleştirilir” saptamasını yapıyor. Bazı tutumların olumsuz sonuçlar yarattığı ve krizlere yol açtığı bilinmekte, ne hikmetse o davranışlar yine de yinelenmektedir. Örneğin; 

1. Açgözlülük ve sorumsuzluk, 

2. Örgütleri doğal örgütler gibi algılayan,insandan bağımsızlaştıran anlayış, 

3. Aklı bir inanca, ideolojiye, yerleşik doğruya ya da ezbere emanet etme, 

4. Kaynakların kıt olduğu,her olgunun bir ‘kritik eşiği’ bulunduğunu unutma, 

5. Farklı seçimleri olan ve gelecek inşa etme iddası taşıyan liderlerden yoksunluk, 

6. Sloganların ciddi fikirlerin yerini alması, 

7. Kibir ve üstünlük inancına saplanma, 

8. Kendini yeniden üreten;yapı, işlev etki alanı genişleyen kurumlara sahip olmama, 

9. İlkeli gözetim ve denetimin erdemini unutmama vb. her zaman önlenememektedir. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, “ekonomideki kayıtdışılık, siyasetteki kayıtdışılık, dindeki kayıtdışılık” uygulamalarından yakınıyorsa, gündem mayalanmayı sadece başbakana bırakmamalıyız. 

Hemen harekete geçerek, bütünüyle bilgiye dayalı kararlar alabilmek için dinamik envanter seferberliği ana gündemimizi oluşturmalı. Bilmeliyiz ki,eksik ve yanlış bilgi ile karar vererek Bilgi Toplumu yakalanamaz. 

Seçim sonrasında hız kesmeden yerel yönetimlerde proje ve harcama disiplini sağlayacak model önermeliyiz. Grup temelli eşitsizlik, adaletsizlik ve haksız kazançlardan birinin ana kaynağını kurutmak için de 1/100.000 Çevre Düzeni Planı’ndan 1/1000 uygulama planına kadar mekan düzenlemesini, büyük şehirlerden başlayarak, tüm ülke düzeyinde siyasi mücadelenin bayrağı haline getirmeliyiz. Ülke gündemini mayalama konusu “tek ustaya” bırakmayacak kadar ciddi iştir....

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar