Güncellemeler, hedefler ve gerçekler
Yılın son çeyrek dönemine girilmesi ile birlikte, geride kalan dönemin gerçekleşmeleri ile hesaplaşma ve geleceğe hazırlanma konuları ön plana çıkmaya başladı. Ekonomi Yönetimi de, bu kapsamda hazırladığı Yeni Ekonomi Programı isimli çalışmasını sundu. Açıklanan hedefler, küresel ve bölgesel koşullardan bağımsız olarak para ve maliye politikalarının gevşek kalmaya devam etmesi olasılıklarını güçlendirdi!
Ekim ayı ile birlikte 2020 mali yılı bütçe çalışmaları ivmelenmiş gibi görünüyor. Söz konusu döneme ilişkin makroekonomik hedefler, Siyasi İrade tarafından saptanmış ve çalışmalar hızlanmış. Bu süreçte 2019 yılına ilişkin hedef sapmaları da şekilleniyor, Ekonomi Yönetiminin bunlar hakkındaki değerlendirmeleri geleceğe yönelik algıları da etkiliyor!
Yaklaşık bir yıl önce benzer çalışmalar yapılmış, açıklamalar çerçevesinde güven vermek adına bir takım söylemler ön plana çıkmıştı. Kurallı piyasa yanlısı olunacak, para otoritesinin araç bağımsızlığı korunacak ve mali disiplinden taviz verilmeyecekti! Bugün hedef sapmalarından bağımsız olarak geriye bakarak, önemli vaatlere ne kadar sadık kalındığını sorguladığınızda kafanız karışabilir! Güven endekslerindeki olumsuzlukların sebeplerini daha iyi algılamaya başlarsınız!
Piyasaları yapay eğilimlere zorlamanın ve beklentileri şekillendirmek adına istatistik hesaplarına dolaylı müdahale dozunu artırmanın, çaresizliğe bağlı başarısızlığın itirafı olduğunu herkes göremeyebilir. Bu yollara başvurup hedeflerden sapmaları azmış gibi göstererek uygulamaları başarılı olarak değerlendirmek, güvenilir bir yaklaşım olamıyor! Gerçeklerden uzaklaşarak kırılganlık gerekçelerini artırmak, güvensizlik artarken beklentilerin düzelebileceğini sanmak türünden çelişkiler sıkıntı yaratmaya aday görünüyor!
Ekonomik büyümeyi olduğundan yüksek göstererek görünümü daha olumlu hale getirebilirsiniz; fakat gerçeklerden uzaklaşmanın ve ağırlaşan sorunların gizlenmesinin yaratacağı kırılganlıklardan kaçamazsınız. Piyasa eğilimlerini manipüle ederek kısa vadede bazı kesimleri aldatabilirsiniz, fakat akıntıya karşı yüzmeye çalıştığınız için bu yapaylığı sürdürecek enerjinin er geç tükenmesini önleyemezsiniz.
Güncellenen tahminlere göre 2019 yıl sonu enflasyonu yüzde 12 olacakmış; büyüme yüzde 0.5 ve bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı yüzde 2,9 ile sınırlı kalacakmış. Sistemi oluşturan kurumsal yapı, gerçeği yansıtmayan bu tahminler konusunda sessiz kalabilir! Şahsen bu tahminlerin gerçekçi olduğunu düşünmüyorum; sosyal güvenlik primlerinin tahsilinde öngörülemeyen büyüklükte olumsuzluklar yaşanıyor ise, çok ağır bir kriz yaşıyoruz demektir ve buna dengelenme diyerek geçiştiremezsiniz. Yaşanan olumsuzluklar, üreten kesimleri teğet geçmiyor; delip geçiyor!
Belli ki piyasaları yapay bir şekilde yönlendirme konusundan geri adım atılmayacak; para otoritesi parasal genişlemeye ve bankalar daha fazla kredi vermeye zorlanacak. Bu zorlamaların yan tesirleri bir şekilde ve güç yettiğince bastırılacak, kıt kaynaklar tüketilirken sorunlar ağırlaştırılacak. 2020 için yüzde 5 büyüme hedefi, bir hafta önce bacağı kırılan futbolcuyu koşmaya zorlamak gibidir! Belli ki kamu harcamaları kısılmayacak ve açığı düşük göstermek için gelir tahmini fazlası ile şişirilecek. Gündeme gelecek uygulamalar ise, zaman içinde piyasaların yapay bir şekilde yönlendirilebilmesini olanaksızlaştıracak ve olumsuzlukların yıkıcı olabilecek şekilde açığa çıkması olasılığını güçlendirecek. İşsizliği azaltayım ve varlık değerlerini şişireyim derken, enflasyonun patlaması gündeme gelebilir!
Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde yapılan açıklamalar, orta vadede kırılganlığın artış eğiliminde olacağını düşündürüyor. Olanaklar daraldıkça zorlamaları şekil farklılaşabilir, devamında ise tüm eğilimlerin kontrolden çıkarak istikrarsızlıkları beslemesi gündeme gelebilir. Bu türden tehlikeyi gören özel sektör veya yabancılar, tercihlerini farklılaştırabilir; kamunun ekonomideki doğrudan ve dolaylı payı kontrolsüz bir şekilde artması olasılığı gündeme gelebilir. Pompalanmak istenen yapay algıların aksine, ekonomimiz açısında 2020 daha sıkıntılı bir dönem olabilir. Hala günü kurtarmak pahasına, sorunların ağırlaşmasına ve geleceğimizin kararmasına yol verme gafletinden kurtulamıyoruz!