Günaydın S&P; Hayırdır CSFB!

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Geçen Cuma S&P Türkiye yabancı para derecelendirme notunu BB-'den BB'ye, görünümü de durağandan olumluya çevirdi. Yerli para cinsinden de Türkiye'nin derecesi bir kademe artarak BB+'ya çıkartılırken görünümü de yine durağandan olumluya döndü. Görünümün olumluya dönmesi bir terslik olmazsa bir yıl içinde derecelendirmenin daha da yükseltilebileceği manasına geliyor.

S&P'ye "günaydın" demek ve bu ani değişikliğin neden şimdi gerçekleştirildiğini sormak lazım. Zira geç kalan bu kararın zamanlaması, "bayram değil seyran değil" sorusunu ve önceden de bu köşede değinildiği gibi rating kuruluşlarının analitik bir modele dayalı çalışmıyor olmasını ve keyfiliğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Evet S&P bu yükseltmeyi yapmakta geç bile kaldı ama neden şimdi? Sorunun cevabı yok.

Geçen Eylül ayında S&P Türkiye'nin notunu sabit tutmuş, görünümünü ise negatiften olumluya çevirmişti. Şimdi dört ayda ne oldu ki, not birden bire yükseldi ve görünüm de notun daha da yükseleceğine işaret edecek şekilde değiştirildi. Anlaşılan o ki, bu kuruluşlar Türkiye'ye eskiden beri "haksızlık" yaptıklarını ve "çuvalladıklarını" farkettiler ve yavaş yavaş bu hatayı düzeltecekler.

Unutmayalım, S&P'de dahil olmak üzere rating kuruluşları Enron'un 2001 yılının sonunda batmasına günler kalana kadar şirketi yatırım yapılabilir seviyede notlamayı başarmışlardı. Aralık ayında yatırım yapılabilir bu şirket beklendiği üzere battı! Anlaşılan, şirketin batık olduğunu, o güne kadar yatırım yapılabilir seviyede notlayan derecelendirme kuruluşları da gazetelerden öğrendi.

Derecelendirme kuruluşları "torpili" sadece Enron!a yapmadı. Aynı torpil, 2008 sonunda daha krizin başında çöken ve ancak IMF desteğiyle ayakta kalabilen Doğu Avrupa ekonomilerine ve nihayet, AB Komisyonu'nun ifadesiyle mali ve genelde makroekonomik istatistiklerini çarpıtan ve çöken Yunanistan'a da yapıldı. New York ya da Londra'daki yeni mezun az sayıdaki genç ve tecrübesiz iktisatçıya hayatlarında 3-5 defa gittikleri koskoca ekonomileri notlatmaya kalkarsanız sonucun bu olacağı belli değil mi?

Bazı şirket ve ülkelere torpil yapılırken, Türkiye'ye ise derecelendirme kuruşuşları en baştan beri nedense üvey çocuk muamelesi yaptılar. Küresel krizdeki Türk ekonomisi ve ekonomi yönetimi de onları utandırdı!

Geçen hafta basına yansıyan Credit Suisse'in (CSFB) aslan makroiktisatçılarının yaptığı bir "küresel risk sıralaması" durumu daha da enteresan hale getirdi. Bu sıralama İspanya'dan ABD'ye bir çok ülkeyi ayağa kaldırdı desek yanlış olmaz. Neden mi? Bu aslan iktisatçıların yaptığı risk sıralamasında dünyanın en riskli 5. ülkesi İspanya, 15'ncisi İtalya, 16'ncısı ABD, 28'ncisi Japonya, 29'ncusu İngiltere olarak yer almış. Yani, örneğin ABD, Kazakistan ya da Kolombiya'dan daha riskli gözüküyor.

Dahası, CSFB'ye göre dünyanın en riskli yedi ülkesinin tamamının derecelendirme notu yatırım yapılabilir seviyede. Aralarında Portekiz ve İspanya gibi A+ ve AA+ notlu ülkeler var.

Şimdi, aslan rating şirketi makroiktisatçılarını göreve çağıralım. CSFB'nin aslan makroiktisatçıları onların ratinglerinin hiç bir değer taşımadığını ve metodolojilerinin yanlış ve aksak olduğunu iddia ediyor!

Türkiye'ye de CSFB sıralamasında oldukça üst sıralarda yer verilmiş; dünyanın en riskli 11. ekonomisi ilan edilmişiz. Oysa piyasalar Türkiye'ye CSFB'den çok daha farklı bakıyor. Türkiye'nin CDS spread'leri tablonun hazırlandığı tarihte 191 baz puan imiş. Buna karşılık Tablo'da 22. sırada yer alan, Türkiye'ye göre çok daha az riskli görülen Arjantin'in CDS spread'i ise 995 baz puan.

Yani, CSFB'nin aslan iktisatçıları, rating kuruluşlarının aslan iktisatçıları ve piyasalar aynı resme bakıp bambaşka şeyler görüyorlar. Sorun iktisatçılarda belki de...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018