Gümrükten haberler ve gelişmeler
Kamuoyunda gümrük idaresi sürekli gündem bulagelmiştir. En azından yurtdışına giden herkes gümrük personeli ile muhatap olmuştur. Herkeste kalan görüntü farklı farklı oluyor. Ancak; gümrük idaresinin gelişimini görenlerin fazlalığı da dikkat çekiyor.
Son zamanlarda önemli bir hareketlilik görülüyor. Bunlardan bazılarını özetleyerek kamuoyunun bilgisine sunarsam herkese yararlı bir iş yapılmış olurum diye düşünüyorum.
Bu gelişmelere bakalım…
Teşkilat yasası üzerinde yoğun çalışmalar yapılmış bulunuyor. Ancak, yeni yasama dönemine bunun sarkmış olması ve yeni oluşturulacak bakanlık içinde gümrük idaresinin Dış Ticaret ile birlikte yeralması olası görülüyor.
Kapıların modernizasyonu TOBB ile birlikte yapılıyor. Fiziksel anlamdaki bu yenilemelerin içi teknolojik aletlerle de donatılıyor. Laboratuarlar kuruluyor. En son İzmit Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü binasının hizmete sokulması gibi hizmet binaları yenileniyor.
Kağıtsız ortamda işlemlerin yapılması için pilot uygulamalar başlatılmış bulunuyor. Ancak; bunların ilk etapta aksaklıklar yarattığı da konuşuluyor. Muhtemelen kervan göç esnasında düzelecektir diye düşünüyorum.
Vizyon geliştirme bakımından Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Gümrük Müsteşarı Ziya Altunyaldız, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi ile Gümrük Müsteşarlığı'nın üst yönetiminin, diğer kamu kurumları yetkilileri ile sivil toplum örgütleri yetkililerinin katılımı konferans gerçekleştirilmiş bulunuyor. İyi de; sözü edilen konferanstan yansımaları geniş kesimlere taşıma için basın ekonomi müdürlerinin yanısıra gümrük yapından anlayan basın mensuplarının da olması yararlı olmaz mıydı?
Yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği sistemi mevzuatı derlenip toparlanıyor ve yetki belgeleri yeni mevzuata uygun olarak yenileniyor.
Gümrük idarelerinde yapılan işlemler için harcanan süreler kamuoyunun bilgisine sunuluyor.
Rutin yürütülen işlemler dışında kaçakçılıkla yoğun bir şekilde mücadele ediliyor.
Sonradan kontrol sistemi kapsamında denetim elemanlarınca firma denetimleri yoğun bir şeklide yapılıyor. Bu alanda, firmaların bilinçlendikleri ve daha profesyonel hareket etmeye başladıkları görülebiliyor. En azından bu denetim sistemi hakkında bilgi sahibi olunduğu anlaşılıyor. Gerçi, gümrük teşkilatı mensuplarının oluşturduğu çeşitli derneklerin yayın organlarında bu konuya ilişkin detaylı bilgiler zaman zaman veriliyor. Nitekim; Gümrük ve dış ticaret konularında yayın yapan Gümrük Dünyası isimli dergi iş alemine de oldukça önemli ışıklar verebilmektedir. Özellikle yayın kurulunda her yazının akademik bir makale şeklinde değerlendirmesinin yapılıyor olması ve gümrük ile dışticaret alanında faaliyet gösterenlere yol gösterilmesi bakımından referans bir yayın olarak da algılanabiliyor.
Yaz geliyor ve gümrük idarelerinin mutad teftişlerinin başlayacağı tahmin ediliyor. Bunun yanısıra cari denetimler ve kapılarda yapılan kontrollerin de yapımlısı olası görünüyor.
Özellikle Gümrük Müsteşarı ve Genel Müdürü'nün iş aleminin sorunlarını dinleme ve yasal yollardan en optimum çözümü üretme konusunda atak davranmalarının takdir topladığı anlaşılabiliyor. Gümrük camiasının iş ve işlemleri ile doğrudan ilgisi bulunan 22 sivil toplum kuruluşunun bulunduğu göz önüne alınırsa, en büyük eksikliğin bunları koordine edecek bir mekanizmanın bulunmaması olduğu görülebiliyor. Sözü edilen kuruluşların güç ve bilgi birikimlerinden müsteşarlığın yararlanması gerekiyor. Bu alanda, yeterli düzeyin oluşması için sözü edilen kuruluşların da kendi arasılarında bir bütünlük sağlamalarına başlamaları icap ediyor.
Nitekim, kendim denetim mesleğinde iken bile gümrük müşavirlerinin birlik ve oda şeklinde örgütlenmeleri için kanun taslağı hazırlamış ve ekip çalışması neticesinde bu taslağın işlem görmesini sağlamıştım. Hala bu taslağın bazı değişikliklerle canlı halde tutulmaya çalışıldığı anlaşılıyor. Bu konuda TOOB ve İTO'nun destek olmaları gerekmez mi? Önemli soru budur.
Yeni alınacak personel için önceki makalemde görüşlerimi belirtmiştim. Ancak; şunu belirtmek gerekir ki, Müsteşar ve Genel Müdürün çalışmaları neticesinde bu kadroların alınması sağlanmıştır. Burada önemli olan, yeni alınacak personelin statüko odaklı mı yoksa iş dünyası odaklı mı yetiştirileceği konusudur. Kamu ototritesi gücünü kullananların, kullandıkları gücün dünyada rekabet halinde olan iş alemi üzerindeki etkilerini bilmeleri konusunda modern eğitim teknikleri kullanılmalıdır.
Netice olarak şunu söyleyelim: Dünya değişiyor. Akan suda ikinci kere yıkanmak mümkün olmadığına göre değişen koşullara uygun olarak hizmet üretmeye dinamizm kazandırmak gerekiyor. Zaten, değişen koşullar zorunlu olarak herkese kendisini dayatacaktır. Bunu önceden sezenlerin yolu aydınlık oluyor.