Gümrükte teminat karmaşası var mı?

Sayın okurlar, teminatın ne olduğunu bilmeyeniniz yoktur sanırım. Gümrük alacakları bakımından teminat sistemi AB ve uluslararası sistemle uyumlaştırılmaya çalışılmıştır. Ancak sık sık değişiklikler olduğu için şirketler sistemlere uyumda bazen zorlanabiliyor. Keza; suiistimaller de soruşturmalara konu olabiliyor. Önemli olan konu kamu alçağının garantiye bağlanması ise teminat sisteminin sadeleştirilmesi gerekmez mi?

Bakın gümrük mevzuatında kaç çeşit teminat var. Sıralayalım; Toplu teminat, global teminat, götürü teminat, kapsamlı teminat, bireysel teminat, TIR Karnesi Sistemi'nde teminat, ATA Karnesi Sistemi'nde teminat, banka teminat mektupları, kamu kurumları garanti mektupları.
Bunların işleyiş ve takip sistemleri ve muhattap kabul edilen kesimler farklılıklar gösteriyor. Gümrük rejimlerine ve işlemlerine göre işletilebildiği gibi, onaylanmış kişi statüsü veya yetkilendirilmiş yükümlü statüsüne göre farklı oranlar işletilebiliyor.

Antrepolar için 100 bin euro sabit, eşaya için başka teminat alınıyor. Dahilde işleme söz konusu ise 250 bin euro teminat söz konusu oluyor. Düşümlü çalışan, düşümsüz olan teminatlar olabiliyor. Eşya cinsine göre veya ÖTV'ye tabi olmasına göre teminat farklılaşabiliyor. Aynı işlem için farklı teminat türlerinin kullanılması da gündeme gelebiliyor.

Kısa bir şekilde özetlediğim bu veriler bile teminat sistemindeki karmaşayı göstermeye yetiyor. Elektronik ortamlarda her ne kadar bunların takibi mümkün olabiliyorsa da ortaya çıkan ve soruşturulan suiistimalleri de düşündüğümüzde sistemin sadeleştirilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum. Sonuçta kamu alacağını garantiye almak ana amaç değil mi?