Gümrük ve kambiyo mevzuatı ilişkisi tartışılıyor
Sayın DÜNYA okurlar, ihracat ve ithalat arasındaki dengesizlik ve diğer nedenlerle döviz karşısında Türk Parası değerinin önemli ölçüde düşmesi; faizlerin yükselmesi, yatırımların azalması, enflasyon, stagflasyon gibi ülkemiz ekonomisine yapabileceği olumsuz etkiler yanında, ilgililerin fahiş kârlar elde edilmesi veya büyük zararlara uğramasına da neden olmaktadır. O halde, Türk Parası kıymetinin korunması ülkemiz ekonomisi açısından son derece önemli olduğu kuşkusuzdur.
Hukuki açıdan bakıldığında ise, Türk Parası kıymetini koruma, sanıldığı gibi sadece kambiyo mevzuatını değil, gümrük mevzuatı, mali mevzuatı, ceza hukuku, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Kabahatler Kanunu, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun gibi çok geniş bir alanı ilgilendirdiği görülüyor.
Gümrük kıymeti unsuruna girmesi gerektiği halde beyan edilmediği ve gümrük kaçakçı-lığı olduğu kanaatiyle savcılıklara intikal ettirilen olaylar hakkında ve gümrük kıymetine girip girmediği tartışmalı olan kıymetlerin aynı zamanda gümrük vergi tekniği ve para cezaları yönüyle de değerlendirileceğine kuşku yoktur. Ancak, gümrük kıymetine girmesi gerektiği düşünülen bu kıymet unsurları hakkında adli makamlarca 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda tanımlı bir suç oluşmadığına karar verildiğinde, bu defa olay sadece kabahat boyutunda kalabiliyor.
Bu defa da, gümrük kıymetine girmesi gerektiği düşünülen ancak tam olarak da ilişkilendirilemeyen söz konusu kabahat unsurunun birden fazla kanunda tanımlı kabahatlerden hangi kanununa girdiği yanında, sadece para cezası öngörülmüş ise içtima kaidesi gereği en ağır para cezanın uygulanması gerekiyor.
Dış alım ve dış satış işlemlerinde gümrük mevzuatı yanında, kambiyo mevzuatına da uygulanması zorunluğu dikkate alındığında; Ticaret Başmüfettişi Sefa Yayla’nın Gümrük Dünyası dergisinde belirttiği gibi; “Gümrük mevzuatındaki kabahatlere verilecek para cezaları ile kambiyo mevzuatında ki para cezaları arasında şartları oluşmuş ise kıyas-lama yapılması yanında, gümrük mevzuatına göre gümrük kıymetine girmediği ve kaçakçılıkla mücadele kanununda suç olmadığı tespit edilen kıymetlerin, şartları oluşmuş ise, kambiyo mevzuatı, gümrük mevzuatı, suç gelirlerinin aklanması kanunu ve hatta mali mevzuat açısından da değerlendirilmesi gerekiyor.”
1567 sayılı Yasa'daki cezaların çoğunluğu, kıymetlerin yurt dışına giriş ve çıkışı ile ilgili olduğu ve hatta bu kanundaki konuları değerlendirebilmek bakımından gümrük mevzuatı ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu bilgisine de gerek olduğu halde, Ticaret Bakanlığı müfettişlerine ya da gümrük idarelerine bu konularda yetki verilmemiştir. Bu durumun Kambiyo mevzuatının doğru, derinlemesine uygulanması ve yorumlanmasını etkilemesi yanında, 1567 sayılı Kanun’daki kabahat fiilleri ile cezanın savcılıklarca verilmesi nedeniyle Kabahatler Kanunu’ndaki içtima kaidesinin uygulanmasının da zorlaştığı söyleniyor.