Gümrük şirketleri sonradan kontrol ediyor

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET [email protected]

Yeni Gümrük Müfettişleri Dergisi’nde Gümrük Başmüfettişi Yusuf Yılmaz ‘sonradan kontrol’ konu-sunu işlemiş. Buradaki görüşleri de dikkate alarak konuya bir başka boyuttan bakmak istiyorum.
Sonradan kontrol; beyan edilen bilgilerin doğruluğu ve işlemlerin usulüne uygun olarak yapılıp ya-pılmadığı da dahil eşyanın gümrük işlemlerine ve/veya sonraki ticari işlemlere ilişkin ticari belge ve verilerin ya da riskli kişi veya işlemlerin ilgili kişilere ait yerlerde kontrolü olarak tanımlanıyor.

Kimler sonradan kontrole tutuluyor?
Gümrük uygulamalarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili bulunan kişiler ile söz konusu işlemlere ilişkin bilgi, belge ve verileri ticari amaçla elinde bulunduran diğer kişiler olarak belirtiliyor. Tabi ki, gümrük otoritesinin kendi tecrübelerine ve mevcut mevzuata göre belirlemiş olduğu risk kriterleri burada devreye giriyor. Kişi, eşya ya da işlem riskli olarak adlandırılabiliyor. Kuşkusuz bu konuda kurulan sisteme göre, her yıl denetime alınacak şirketler onaya bağlanıyor ve denetlenecek firmaya gidecek denetim elemanı denetim yapılacağının en az 15 gün öncesinden ilgili firmaya bildiriyor.
Bunda, firmalara verilen mesaj çok önemli oluyor. Amaç firmaların kendi iç denetimlerini yaparak, bilerek ya da bilmeyerek yaptıkları hatalı işlemleri düzeltmeleri için bir fırsat verilmiş oluyor.
Esasen, denetimdeki amaç, firmaların hatalarını bulup onları cezalı duruma düşürmek değil işbirliğini esas alarak yapıcı sonuca varmak olarak tanımlanıyor.
Bu nedenle çalışma usul ve esasları oluşturulurken, bu işbirliğini sağlamak üzere; denetim öncesi tebligat, denetime başlama, denetimin yapılacağı yer, gümrük vergileri ile gümrük mevzuatı ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen yükümlülüklere ilişkin kişinin lehine ve aleyhine olan tüm unsurları ince-leme, yapılan tespitlerin hukuki sonuçları hakkında firmayı bilgilendirme ve denetimi sonlandırma gibi hususlar hem çalışma yöntemi olarak belirlenmiş hem de şekil şartına bağlanmış ve uygulanması istenilmiştir.
Firmalar nezdinde yapılan bu denetimle birlikte hem gümrük idaresi hem de denetime tabi tutulan firmalar ve sektörlerin bahse konu uygulamaya başlanılmasından bu yana geçen altı yıllık sürede kendilerine göre gerekli çıkarımları yapmalarını sağlayacak kadar deneyim ve tecrübe kazandıkları konusu tartışmalıdır.
Dış ticaretle meşgul 80 bin civarında şirketin bulunduğunu ve her yıl bunlardan ancak 400’e yakının bu denetime tabi tutulduğu dikkate alınırsa, böyle bir denetimden haberdar olmayan şirketlerin çok-luğu dikkat çekiyor.
Yapılan uygulamada bazı firmalar, bu denetimler sayesinde; Kendi gümrük işlemlerinin mevzuata uygunluğunu test etme, Gümrük denetimine uygun arşivleme yapma, gümrük departmanlarında çalı-şan personellerinin performansını görme, beraber çalıştıkları ve kendileri ile gümrük idaresi arasındaki en önemli bağ olan gümrük müşavirlikleri ve yetkili gümrük müşavirliklerinin (YGM), firmaları adına gerçekleştirdikleri gümrük işlemlerine ilişkin olarak kendilerine ibraz ettikleri bilgi ve belgeler ile bunların gümrük idaresinde bulunan nüshalarının karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan farklılıkları görebilme, gibi imkanlardan azami faydayı sağlamaya çalışırken, bazı firmaların ise bu işbirliğinden yararlanacak yaklaşımları sergileyemedikleri ve denetimi yalnızca kendilerinin bir hesap verme süreci olarak algılamış oldukları dillendiriliyor.

Gidişata bakılırsa; Sonradan Kontrol Sistemi'nin gelecekte değişmesi elzem gözüküyor. Bir kere, bu kadar firmanın denetlenmesi fiziken mevcut gümrük yetkilileri ile denetlenmesinin imkan dahilinde olmadığı anlaşılıyor. Denetlemeye kimlerin tabi olacağı konusu kesinlikle açıklığa kavuşturulmalıdır. Yani böyle bir sis-temin varlığından bile haberdar olmayan ve sürprizlerle karşılaşan firmaların önlerine görmeleri sağ-lanması gerekiyor.
Denetimin yukarıda belirlenen hedeflere ulaşabilmesi ve sağlıklı gerçekleştirilebilmesi için yıllık denetim programının (firma sayısı ve işlem seçimi), Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın ve sonradan kontrolü yapacak müfettişlerin iş yoğunluğu ve fiziki çalışma kapasiteleri dikkate alındığında YGM Sisteminin de devreye alınmasında yarar gözüküyor.
Öte yandan; bazı şirketlerin bir grubun alt şirketlerinden biri olduğu ve bu şirketin grupta yer alan diğer şirketlerle sıkı bir iş ilişkisinin bulunduğu, hatta grup içerisinde şirketlerin konularına göre uz-manlaştıkları görülmektedir. (örneğin, grup firmalarından birisinin üretim ya da tedarik, diğerinin dış ticarette faaliyet göstermesi gibi), bu nedenle incelemeye alınan firmaların bu durumlarının dikkate alınarak diğer firmanın da aynı denetlemeye dahil edilmesi işin gereği olarak karşımıza çıkıyor.
Neticede; işleyen mevcut sistem, yapılabilecek yeni düzenlemeler ve sisteme YGM’lerin dahil edil-mesi(En azından OKS Belgeli şirketler için) açısından idare çalışmalar yapabilir yapmasına da, esasen konunun tarafı olan şirketlerce sorulması gereken soru şudur; denetleme sonucunda belirlenen kriterleri geçersem şirket olarak bana bir hak bir avantaj tanınacak mıdır?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar