Gümrük eşyanızın mülkiyetini kamuya geçirebilir mi?
6455 sayılı Kanunla, Gümrük Kanunu ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklerden biri de mülkiyetin kamuya geçilmesidir. 5607 sayılı Kanunda yer alan kabahatler yapılan bazı değişikliklerle birlikte mülkiyetin kamuya geçirilmesi de dahil olmak üzere Gümrük Kanunu içine alınmış ve böylece Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda sadece suçlara yer verilerek sadeleştirme yapılmış bulunuyor.
Böylece geniş anlamda ceza hukuku ve idare hukuku alanları tekrar belirlenerek daha saydam hale getirilmiş oluyor. Esasen, mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımı, uygulanması ve sonuçları itibariyle Türk Ceza Kanunu’nun 54-55’nci maddelerinde yer alan müsadere hükümleriyle ile büyük benzerlikler gösteriyor.
Bu benzerliğe rağmen, mülkiyetin kamuya geçirilmesi hükümlerinin vergi yükümlülüğü anlamında, müsadereden daha farklı düzenlenmiştir. Mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmesi ve eşyanın ithaline izin verilmemesine karşın, gümrük vergilerinin alınması öngörülüyor.
Keza, gümrüklenmiş değerinin dört katı idari para cezası gibi çok ağır para cezalarının olması yanında, zamanaşımı, uzlaşma süreci konularının birçok tartışma yaratacağı düşünülüyor.
Hatta. ithali yasak eşya konusunda yapılacak uygulamanın karmaşaya yol açacağı da söyleniyor. Eşyanın genel düzenleyici idari işlemlerle ithalinin yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrük vergilerinin alınmasının yanı sıra, gümrüklenmiş değerinin dört katı idari para cezası verilir.” Hükmüyle bir taraftan eşyanın ithali yasak olduğunda ithaline izin verilmezken bir taraftan da, sanki eşya ithal edilmiş gibi her durumda eşyanın gümrük vergilerinin alınması aynı zamanda dört katı idari para cezası uygulanması ve eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi gümrük vergi tekniği açısından hukuki olup olmadığını tartışmalı hale getiriyor.
İthaline izin verilmeyen ve üstelik el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilen eşya ile ilgili olarak, mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı kesinleşmiş ise artık gümrük yükümlülüğünden bahsedilmesinin söz konusu olmaması gerekiyor.
Eşyanın tesliminden sonra mülkiyetinin kamuya geçirilmesi için bulunamaması hali, gerektiğinde eşyanın belki gümrük vergilerinin alınması düşünülebilirse de; bu durumda da eşya ithal edilirken zaten vergileri alınmış olacağından burada da vergilerin alınması mümkün olmaması gerekiyor.
Gümrük mevzuatının dinamik yapısı gereği çok hızlı değişmesine artık alıştık. Ancak gümrük mevzuatıyla yakın ilgisi olan kanunlarında aynı hızla değişmesi nedeniyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu arasında var olan çelişkiler bir taraftan yok edilirken, bir taraftan da yeni oluşan mevzuatta öngörülemeyen boşluklar oluşturulmuş oluyor.
Mülkiyetin kamuya geçirilmesi ile ilgili olarak el koymanın nasıl yapılacağı yine Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda düzenlenmişti ama yeni yasa ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’ndan çıkarılan mülkiyetin kamuya geçirilecek eşyaya nasıl el konulacağı hususu yeni düzenlemelerde yer almıyor. Yine yukarıda anlattığımız gibi gümrük vergileri alacakları, uzlaşma, soruşturma zamanaşımı konularında boşluklar, belirsizlikler umarım yakın zamanda çözülmüş olur. Konu ile daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler Gümrük Başmüfettişi Sefa YAYLA’nın makalesinde istediklerini bulabilirler.