“Gümrüğün” müşaviri
Ana fikir olarak, dış ticaretin bütününde gümrüklemenin yerine ve önemine, yanı sıra firmaları temsil eden ‘Gümrük Müşavirleri’nin de neden gerekli ve önemli olduklarına değinmeyi istedim bu yazımda. Konunun anlaşılır olması açısından, öncesinde biraz terimleri açarak ve “nedir” sorusunu cevaplayarak, sonrasında da “niçin” yahut “nasıl”ı anlamaya çalışarak ilerlemek yerinde olacaktır.
Evvela genel anlamda müşavir tanımına baktığımızda, belirli bir konuda bilgi ve uzmanlık sahibi olan, bilgi ve görüşlerinden yararlanmak üzere görevlendirilen veya yasa ile tanımlanmış kişi olarak karşımıza çıkar. Yeminli mali müşavir, mali müşavir, hukuk müşaviri, yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ve tabi gümrük müşaviri. Bunlar ülkemizde yasa ile asgari nitelikleri belirlenmiş ve ancak bazı koşul veya sınavlar sonucunda elde edilebilen uzmanlıklardır. Gümrük müşavirliği mesleği de; gerek staj, gerekse sınavlardaki başarı ile elde edilebilen bir unvandır. Hatta öncesinde belli bir süre yardımcılığı statüsünde yine staj süresini doldurma zorunluluğu vardır. Bir gümrük müşavirliği firmasının ortakları da ancak bu iki unvana sahip kişilerden oluşabilmekte; piyasa tabiri ile karnesi olmayanlar bu firmaların kurucuları olarak adlandırılamamaktadır. Zaten gümrük müşavirliği tanımında da eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin gümrük işlemlerini, dolaylı temsil yoluyla takip eden ve sonuçlandıran ve kendilerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca gümrük müşavirliği izin belgesi verilen serbest meslek sahiplerine gümrük müşaviri denilmektedir denmekte.
Şimdi konuyu iki açıdan inceleyelim. Bunlardan ilki, ülkemizde dış ticaret içerisinde, gümrük işlemlerinin etkisinin ne olduğu ve gelecekte ne olacağı; basitleşip azalacak mı sorusu, diğeri ise, ilkine de bağlı olarak, bu işin ehil insanlar tarafından yapılması zorunlu mu, veya yararlı mı hususu. İlkinden başlayalım o halde. Klasik olacak ama, dünya globalleşiyor, küreselleşiyor ve ticaret her geçen gün; pek çok savaşa rağmen hızını kesmeden devam ediyor, yanı sıra dünya üzerinde birbiri ile ticaret yapan ülkelerin sayısı da her geçen gün artıyor. Ekonomik anlamda güçlü devletler uluslararası ticaretin artmasını her daim doğal bir sonuç olarak körüklüyor ve destekliyorlar. Ancak, tüm bunlar bir taraftan kaçınılmaz iken, ve bittabi tüketicilerin 21. yüzyıldaki beklentilerine engel olmamaya gayret eder iken, diğer yandan kendi sanayicisini ve üreticisini korumak zorunda olan ülkeler de korumacılığı çok daha önemser hale geliyorlar. Hiç uzağa gitmeyelim, kendi ülkemizdeki son birkaç yılın ithalat rakamlarına bakıldığında durum son derece net ortaya konulabiliyor. Bu da demek oluyor ki, özellikle korumacılığın hakim olmak zorunda olduğu ülke ve toplumlarda, ki bizde bu ülkeler arasındayız, gümrüklerin varlığı ve etkisi düşmek yerine çok daha fazla artış göstermekte. Yanı sıra, dış ticaretin iyi yönetilmesi de, konulan kural ve müeyyidelerin çok doğru uygulanmasını zorunlu kılıyor; günümüzde yapılacak hataların ağır ceza ve müeyyidelere sebep verdiği ve firmaların maliyetlerine de doğrudan çok fazla etki ettiği düşünüldüğünde, gümrük işlemlerinin önemi daha fazla anlaşılabilmekte. Öte yandan, bilinmelidir ki, gelişmiş olarak tabir edilen batı ülkelerinde de dış ticaret ve gümrükleme işlemleri son derece önem arz etmektedir. Zaman zaman Avrupa’da gümrüklemenin çok basit olduğu ve ülkemizdeki kadar önemsenmediği dile getirilse de, bu durum yalnızca Avrupa Birliği veya Gümrük Birliği’nden gelen ürünlerdeki serbest dolaşım mantığından ötürüdür. Oysa ki, 3.ülke diye tabir edilen ülkelerden yapılan ithalatlarda inanılmaz oranda hassas ve korumacı hareket edilmektedir.
Her işte ehil insan desteği önemli; boşuna ehil denilmemiş. Ancak konu bir de gümrük olunca, gerek oluşabilecek önemli kayıplar, cezalar ve en önemlisi de devlete karşı olan sorumluluk açısından beyanın doğru yapılması son derece önem arz etmekte. Yanlışlığın oluşması ile ortaya çıkabilecek olası bu türden maliyetlerin firmalara büyük yaralar açabileceğini unutmamak gerekir. Devletle ilişkinin çok yoğun yaşandığı gümrükleme işlemlerinde örneğin günde on ihracatı olan bir firmanın, tam on kez devlete yeni bir beyan verdiğini asla unutmaması, onu temsil eden temsilcinin meslek erbabı olmasının ve repütasyon gücünün varlığı da hep göz önünde bulundurulmalıdır. Günümüzde ülkemizde toplanan verginin en büyük bölümünün gümrükler tarafından toplanıldığı da göz önünde bulundurulduğunda mesleğin önemi daha da fazla anlaşılabilmekte. Gümrük müşavirliği; zor, fedakarlık isteyen, bir o kadar da sorumluluğu yüksek, ama ticaret var oldukça da onunla hep yaşayacak bir meslek, dünya üzerindeki diğer ülkelerde olduğu gibi. İşi ehline bırakmak da tüccarın meziyeti olsa gerek.