Gümrüğe takılmayın

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI hakan.cinar@dunya.com

Uzun bir sü­redir kendi mesleğim de olan gümrükler ve güm­rük müşavirliği konularına deği­neyim istiyordum, hazır geride bırak­tığımız hafta için­de Dünya Güm­rük Günü de olun­ca, bir de üzerine İTO’da salı günü “Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerile­ri” konulu bir etkinlik gerçek­leşince bana da fırsat doğmuş oldu. Önce, başta Ticaret Ba­kanlığı çalışanları olmak üzere tüm gümrük emekçilerinin bu önemli gününü tüm kalbimle kutluyorum.

Dünya küreselleşiyor, glo­balleşme artıyor, sınırlar kal­kacak ve gümrüklere gerek olmayacak. Zannederim ar­tık bu tezi savunan ve peşin­de koşan kalmamıştır. Bilakis dünya ticareti artarken, öte yandan korumacılık ve milli­yetçilik bir hayli yükselişte. Bu da gösteriyor ki gümrükler her zaman var olacak.

Yeter ki şeffaf olsun, yeter ki teknoloji­nin nimetlerinden maksimum seviyede yararlanılsın, yeter ki ticaretin hızını kesmesin. Gümrükler ülkelerin kayıt dı­şı ticaretle mücadelelerin­de hem vergi kaybı olmaması hem adil ticaretin sağlanabil­mesi hem de haksız ticaretin engellenebilmesi açısından çok önemli bir role sahip. Geçtiğimiz yıl Ticaret Bakanı Ömer Bolat bir konuşmasın­da, “Hazine ve Maliye Bakanlı­ğı’nın en büyük yardımcısıyız Türkiye’de toplanan vergi ge­lirlerinin yüzde 30’u gümrük­lerde toplanmaktadır” derken, aslında ülke ekonomisinde gümrüklerin ne denli önemli bir başka fonksiyonuna daha dikkat çekmişti.

Ne yapsak da gümrüğe takılmasak

Salı günü İTO hınca hınç do­luydu. İTO Meslek Komite­si ve benim de üyesi olduğum İstanbul Gümrük Müşavirle­ri Derneği kapsamlı bir içerik oluşturmuş; sadece gümrük değil, ithalat, ihracat, ürün gü­venliği, muhafaza ve risk gibi tüm önemli birim yöneticile­rini de bu panele davet etmiş­lerdi. Ticaret Bakan Yardım­cısı Sn.Sezai Uçarmak da biz­zat iştirak etmesi de anlamlı idi. Salonun hınca hınç dolu olması, ister istemez soru ve sorunun çok olduğunu ortaya koyuyordu. Belki yüzden fazla soru toplandı; bir kısmı cevap­landı, ama bir kısmına zaman yetmedi.

En önemli mesajlar­dan birisi, eşyaların gümrüğe takıldığını zannedenlerin, di­ğer bakanlık regülasyonların­dan ötürü ithalat işlemlerinin uzamasını gümrüğe mal etme­meleri gerektiği hususuydu ki buna katılmamak mümkün de­ğil. Her zamanki gibi süreler, kağıtsız ve elektronik ortamda işlerin yürütülmesi gerektiği, maliyetlerin düşürülebilmesi için oluşan mesai ve yolluk gi­bi masrafların daha kontrollü olması gibi başlıklara değinil­di. Aslında konu yalnızca güm­rükler değil, dış ticaret politi­kamızın bütünü idi.

İğne ve çuvaldız

Birlikte düşünelim. Böy­le bir panel örneğin Alman­ya’da yapılsa idi salon do­lar taşar mıydı? Uzun yıllara dayalı mesleki ve akademik tecrübem asla dolmazdı di­yor. Peki o halde bizdeki so­run acaba nerede. Firmalar­da hiç mi hata yok, iğneyi hiç mi kendimize batırmayalım; batıralım elbet. Sorunların ve gecikmelerin ağırlıklı ithalat işlemlerinde olduğu düşünül­düğünde iğneyle başlayıp çu­valdıza geçelim.

Firmalar gelecek eşyaları­nın gümrük tarife pozisyonu­nu biliyor ve mevzuat gerek­liliklerini de önceden öngö­rebiliyor olmasına rağmen, gerekli olan dökümanları baş­tan temin edip tüm hazırlık­ları yapmak yerine, kervanı yolda düzmeyi ve işi biraz te­sadüflere bırakmayı tercih ediyorlar. Elbette bu konuda çok bilinçli ve sistemli firma­lar mevcut; sözüm onlara de­ğil. Oysa ki alınacak tedbir son derece net. Gelelim çuvaldı­za, ithalat işlemlerinde güm­rük haricinde çok sayıda mu­attap kuruluşumuz mevcut.

TSE gibi, Tarım Bakanlığı gi­bi, yahut Sağlık Bakanlığı gibi kurumların iyi niyetlerinden en ufak şüphe duymasak da, denetim elemanları ve ekip­manlarının yetersiz olabilme­si ve zaman zaman da yekne­saklık problemleri yaşanması süreleri uzatırken firmalarda da “gümrüğe takıldık” ön yar­gısını değiştirmiyor. Hep be­raber bu konularda iyileştir­meler yapabilme adına bu tür toplantılar son derece yarar­lı olsa da, ilgili kurumların da bir masanın etrafında oturma­sı şart. Benim de başkanı oldu­ğum dernek kimliğimle katı­lım sağladığım Ticaretin Ko­laylaştırılması Komitesi de bu konuda bizlere önemli bir fır­sat sunuyor.

Gümrüklerle ilgi­li yapısal iyileştirmeler, mev­zuatların sadeleşmesi, Güm­rük Müşavirliği çalışanlarının limanlara rahatça girebilmesi, yeşil pasaport hakkı, sınav sis­teminin sınırsız hakka kavuş­turulması, Oda olabilme ko­nusundaki engellerin aşılabil­mesi, Kabahatler Kanunu’nun yarattığı sıkıntılar ise böylesi önemli ve mensubu olduğum güzide mesleğin beklentileri. Mesleğin saygınlığını ve ni­teliğini arttırma konusunda da firmalarla ve devletle daha fazla işbirlikçi olmak da elbet­te olmazsa olmazlardan. Tüm bunları başardığımızda emin olun hiçbirimiz gümrüğe ta­kılmayız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İkinci sezonun fragmanı 14 Şubat 2025
Ocak ayı dert ayı 07 Şubat 2025
Altına hücum 10 Ocak 2025
2025’in falına baktım 27 Aralık 2024
Sezon sonu, sezon başı 13 Aralık 2024