Gücünün zirvesindeki Trump’a dikkat
Trump; kaba saba, pervasız, sürekli yalan söyleyen bir adam. Bu özelliklere sahip bir kişinin nasıl ABD başkanı olduğu sosyoloji alanının konusudur. Buradan önümüzdeki yıllarda iyi doktora tezleri çıkar. Trump için bir dönem, yetkisi kısıtlanmış başkanlar için kullanılan ‘‘topal ördek’’ ifadesi kullanıldı. Beyaz Saray’ın elektriğinin kesildiği haberi çıktı. Amerika’da derin devletin, başkanın üstünü çizdiği söylendi. Bunlara rağmen Trump yavaş yavaş ülkede hakimiyet kurdu. Seçim döneminde söz verdiği vergi indirimlerini uzun süre hayata geçiremedi. Sonrasında açıklanan indirimlerin, üst gelir grubuna ve şirketlere yönelik olduğu eleştirisi geldi. Trump, NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) görüşmelerinden istediklerini alarak çıktı. ABD’yi, 12 ülkenin olduğu Trans Pasifik Ortaklığı’ndan çıkardı. ABD’nin otomotiv ithalatı konusunda, Avrupa’ya rest çekti. Bunun karşılığını aldı. Çin’le büyük bir ticaret savaşı başlattı. Müslümanlara, Meksikalı göçmenlere yönelik kültürel ayrımcılık ortadadır. Son olarak, hakkında cinsel taciz iddiaları olan Brett Kavanaugh, Trump’ın desteğiyle ABD’nin anayasa mahkemesine seçildi. Trump, partisinin kontrolünü tamamıyla ele geçirdi.
Ekonomi güçlüyse her şey göz ardı edilir. Bu yılın ikinci çeyreğinde Amerikan ekonomisi yüzde 4.2 büyüdü. Tahminlerindeki hata payı düşük olan Atlanta Fed’in üçüncü çeyrek büyüme öngörüsü yüzde 4.1. İşsizlik oranı son elli yılın en düşük seviyesinde. Amerikalılar maaş bordrolarındaki yükselişe, son on yılın en iyi ekonomik performansına bakıyor. Karşımızda deyim yerindeyse gücünün zirvesinde olan, öngörülemez bir ABD Başkanı var. Konuyu cuma günü yapılacak Brunson davasına getireceğim. Haftalar önce de yazdım. Gönderelim gitsin bu adamı. Türkiye topraklarına bir daha giremesin. Ekonomik açıdan zor bir dönemden geçiyoruz. Ekonominin ve finansal piyasaların daha fazla baskıyı kaldırmayacağı açıktır. Döviz kurlarının dengelenmesini sağlayacak politik ve teknik adımlar atılmazsa hedeflere ulaşamayız. Brunson konusunda en azından yumuşak bir geçişin sağlanması gerekir. Böyle bir hamle gelmezse, kasımda ABD’de yapılacak ara seçim öncesinde Trump tüm gücüyle bize saldırır.
Dış faktörlerin fiyatlaması küresel piyasalarda henüz yapılmıyor. Çin Yuanındaki düşüş, Amerikan tahvil faizlerindeki yükseliş sürüyor. Dolar endeksinde son günlerde yaşanan artışa rağmen, spekülatörlerin Amerikan Dolarındaki net alım pozisyonları hala düşüktür. Yani dolar talebi aniden artabilir. Bunlar, Türkiye gibi dış finansman ihtiyacı yüksek bir ülke için negatif etmenlerdir. Risk unsurları ortadadır. Önce papazı bırakalım, sonra Merkez’in faiz hamlesi gelsin.