Güçlü büyümenin zayıf imalat sanayi gerçeği

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

İmalat sanayi kan kaybediyor. Temmuz 2016 sonrasında Türkiye’nin önceliği, güvenlikti. Günümüz koşullarında büyüme gerçekleşmelerinin beklentilerin üzerinde sonuçlanıyor olması, ekonomimizde güven tazeliyor olduğu aşikar. Pazartesi açıklanan TCMB beklenti anketine göre, yılbaşındaki öngörülerinin olumlu yönde çok değiştiğini söyleyebiliyoruz. Bu arada olumlu tablonun enflasyonu kapsamadığının altını çizelim. Ağustos anketi yılsonu enflasyon beklentisinin 3bps düşüşle yüzde 9.4, 12 ay sonrasının 4bps düşüşle yüzde 8.37 ve 24 ay sonrasının 1bps düşüşle yüzde 7.92 olarak gerçekleşeceğini varsayıyor.

Büyüme beklentisi sanki, yabancı finans kuruluşlarının öngörülerindeki yukarı yönlü revizyonları yansıtıyor. 2017 ve 2018 için sırasıyla, yüzde 4.4 ve yüzde 4.03 şeklinde oluyor. Buzdağının bir de diğer tarafı var tabii… Hazine nakit gerçekleşmeleri önceki yıla göre çok hızlı arttı. Borçlanma gereksinimi yükseldi. Temmuz ayı borçlanma takvimi açısından kritik aydı. Vadesi gelen ödemelerin yüzde 137’si kadar, yani ödeme toplamına ek yüzde 37 daha borçlanmışız. Kesenin ağzını açmış ve yükü de hazineye sırtına bindirmişiz. Dış ticaret açığında istenen düzelme henüz kaydedilemedi.

Turizm gelirlerindeki toparlanma, işletmelerin çalışma sermayelerini dahi döndürmeye yetemiyor. Tesisler, zararına da olsa çalışıyor. Pazar paylarını ve vasıflı insan güçlerini koruyabilmeyi ümit ediyorlar. Tam bir yaşam mücadelesi. Sektör bu dönemde, Akdeniz havzasının kızgın fiyat rekabetinde köşeye sıkışıp kaldı. En önemlisi de imalat sanayi. İmalat sanayii sıradan bir sektör değil. İmalat sanayii ne demek bir düşünün: Karşınıza; rekabet avantajı, savunma gücü, siyasal strateji üstünlüğü, istihdam potansiyeli, sosyal refah, toplumsal huzur çıkar. İşte biz kanayan imalat sanayi yaramızla böyle bir ıstırapla karşı karşıyayız. Haziran’da imalat sanayinin ithal ettiği ürünlerin birim fiyatları çok sert düşüyor. Çünkü yurt dışında fiyat artışları hemen hemen hiç yok gerçekleşmiyor. Biz bunu ithalat miktarını artırmak yönünde kullanıyoruz.

Bir de şuna bakalım: İmalat sanayii endeksinin 3 aylık, 6 aylık ve 12 aylık ortalama endeks düzeyiyle yeni bir seri oluşturulduğunda, yeni serilerin aylık değişimleri (grafik üzerinde izlendiği şekliyle) keskin bir momentum kaybına ve trend değişikliğine işaret ediyor. 3 aylık ortalama endeks, 6 ve 12 aylıklara kıyasla daha öncüldür. Bu nedenle 6 aylık Ocak 2017’de, 3 aylıksa Aralık 2016’da düşüş alarmı veriyor. Temmuz 2016 sonrası toparlanma hamlesinin çöktüğüne tanık oluyoruz. Mevcut sanayii teşviklerinden farklı bir şeyler yapmanın vakti gelmiş, geçiyor…

Büyüme tabelada doyurucu olsa bile, sürdürülebilirliği ciddi baskı altındadır. Dış açığa, küresel finansman bağımlılığına, enerji gereksinimine, enflasyon katılığına, yüksek işsizliğe bir de kan kaybeden imalat sanayimiz ekleniyor. İşte o zaman bu büyük resmi görebiliyoruz: Güçlü büyümenin zayıf imalat sanayi…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar