Grönland

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI [email protected]

Son yazımda, Trump’ın başkanlık kol­tuğuna oturmadan önce hedefine koyduğu üç önemli bölgeden bahsede­ceğimi söylemiş ve anlatmaya Panama ile başlamıştım. Bu hafta ise konumuz Grönland.

Yıllardır uluslararası ilişkiler camia­sının ilk sırasında hacmine rağmen yer almayan bu büyük topraklar ne oldu da dünya gündemine düştü? Trump’ın Ka­nada, Panama ve Grönland üçlemesinin sebebi neydi? Kısaca izah edeyim. Ön­celikle Grönland’ın bu denli öne çıkma­sında üç temel sebep ve bir tetikleyici et­ken var. İlki bu büyük toprakların dün­yanın yeni rekabet alanı haline gelecek olan Arktik bölgesinin en hakim noktası olması. Grönland’ı alan bölgenin kilidini elinde tutar. Haritaya bakıldığında da bu net bir şekilde anlaşılıyor, o nedenle bu­nun anlatılacak çokta bir yanı yok.

Bir deneme daha yolda

Gelelim ikinci sebebe. İkinci diyo­rum ama bugün için en önemli sebep bu. Asya’dan, Atlantik’e yapacağınız bir gemi seferinin en kolay yolu yüzyılı aş­kın zamandır Süveyş Kanalı oldu Ancak Çin’den çıkan bir geminin Atlantik’e ulaşması için geçmesi gereken bu yol, bazen güvensiz bazen pahalı bazen de sıra beklemek açısından git gide elveriş­siz hale geliyor. Ancak bu kanalın alter­natifi uzunca zaman olamadı.

Ta ki kü­resel ısınma vesilesiyle Arktikte eriyen buzullara kadar. Bugün Arktikte açılan yeni ticaret yolları ile Çin’den ya da Ja­ponya’dan çıkan bir geminin Atlantik’e ulaşması artık daha güvenli, daha kısa ve daha az maliyetli. Bu da dünya ticare­ti açısından önemli bir dönüm noktası. Bugün Arktik bölgesinden iki temel ge­çiş var, biri Rusya’nın Sibirya kıyıların­dan, bir diğeri ise Kanada ve Grönland arasında. İşte tam bu sebepten, değişen dünya ticaret yollarına hâkim olabil­mek adına Trump, Grönland’ın Ameri­kan toprağı olmasını, olmazsa olmaz bir süreç olarak görüyor.

Bu sebeple Dani­marka’ya Truman’ın yaptığı gibi satın alma niyetiyle birinci başkanlık döne­minde gitti ancak olumlu yanıt alama­dı. Bir deneme daha yolda. Bu seferde olumsuz cevap geleceği kesin ancak Da­nimarka’da Grönland’ın yakın zaman­da kendisinden ayrılıp bağımsız bir ül­ke olacağının farkında. Bu durumda ak­la gelen soru, bağımsız hale gelmiş bir Grönland, Amerika Birleşik Devletle­ri’ne eyalet ya da özel bölge olarak dahil olur mu, olmaz mı?

Kaynakları çıkarmak maliyetli

Trump’ın, Grönland’ı istemesinin bu­gün için ikincil ama kısa zamanda en önemli sebebi olacak mesele ise Grön­land’ın zengin mineral kaynakları. Av­rupa komisyonu raporuna göre Avrupa sanayii için çok mühim olan 34 minera­lin 26 tanesi Grönland’da mevcut.

Dün­yanın teknolojik olarak ilerlediği, cep telefonundan, elektrikli araç pillerine, televizyon, bilgisayar ve tablet ekranla­rından, güneş panellerine yeni teknolo­jilerin ihtiyaç duyduğu mineral ve doğal kaynakların ekseriyeti Çin’de mevcut. Hem de Amerika’ya kıyasla açık ara. İş­te tamda bu noktada Amerika’nın arada­ki farkı kapatması ve yeni teknolojilerin üretimi ve gelişiminde üretim maliye­ti başta olmak üzere geriye düşmeme­si için bu topraklara ihtiyacı var.

Başta da belirttiğim gibi bu mesele bugün için hala ilk sırada değil, çünkü hala Grön­land’ın doğal kaynaklarının çıkarılma­sı çok maliyetli. Ancak küresel ısınma göz önüne alındığında bu meselenin kı­sa zamanda birincil öncelik haline gele­ceği kesin. Eriyen buzullar madenlerin çıkarılma maliyetlerini azaltmaya baş­layacak ve Amerika’yı bu teknoloji ya­rışında gerçekten rekabetçi bir hale ge­tirecek. Mesele, Trump’ın bu iş için ne kadar ileri gidebileceği ve askeri opsiyo­na başvurup vurmayacağı.

Trump bir emlak milyarderi. Emlak pi­yasası için hep ne derler, “alabildiğin ka­dar toprak al, çünkü yenisi üretilmiyor.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Güneş Kral 24 Aralık 2024
Trump’a az kala 17 Aralık 2024
Suriye 10 Aralık 2024
Malumun ilamı 19 Kasım 2024
Akılda kalan sorular 12 Kasım 2024