Gri

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Beyazla siyahı sevmiyoruz biz!

Gride kalmalıyız.

Beyaza mı gidiyoruz siyaha mı? Gibi, beynimizi kemiren denklemlere harcamalıyız (değerli) zamanımızı!

Çıkacak mı, çıkmayacak mı; olacak mı, olmayacak mı; yapılacak mı, yapılmayacak mı gibi sorularla birilerinin nemalanmasını sağlamaya devam etmeliyiz!

İhtiyaç duyulan yasalar da olduğu gibi…

Ekonomide olduğu gibi…

Tarımda olduğu gibi…

Turizmde olduğu gibi…

IMF'de olduğu gibi…

Enerjide olduğu gibi…

* *

Enerji deyince, gride kalmayı sevdiğimizi gözler önüne seren en güzel örnek çıkıyor karşımıza: Nükleer…

Dünyada 439 adet çalışan nükleer santral olduğu, elektrik enerjisi üretiminin yüzde 16'sının da nükleer enerjiden karşılandığı düşünüldüğünde, nükleer enerji santrallerinin enerji üretimindeki önemi ortada.

* *

Buna karşılık Türkiye ne mi yaptı?

Geçtiğimiz gün enerji alanındaki araştırmalarına güvendiğim Mitaş Genel Müdürü Serdar İskender ile sohbet ederken, yakın tarihi de gözden geçirdik.

Türkiye'nin ilk nükleer santralinin Mersin Akkuyu'da yapılması için Türkiye Elektrik Ticaret AŞ (TETAŞ) tarafından açılan ve sadece Rus Atomstroyexport, Inter Rao, Park Teknik şirketlerinin oluşturduğu ortak girişim grubunun katıldığı ihale geçtiğimiz hafta iptal edildi.

Nükleer enerji rüyamız 1950'li yıllarda başlamış.

1956 yılında kurulan TAEK düzenleyici kuruluş olarak çalışmalarına başlamış.

Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi tarafından 1 MW gücündeki bir deney reaktörünün 1962 yılında işletmeye alınmasıyla, nükleer enerji gündemimize tamamen girmiş.

Elektrik enerjisi üretimi amacıyla kurulması planlanan nükleer santrallerle ilgili ilk etüt çalışmalarını 1967-1970 yılları arasında yapmışız.

İkinci 5 Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde, Enerji Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalara göre 1977 yılında işletmeye girecek şekilde 400 MW gücünde doğal uranyum yakıtlı bir nükleer santralın kurulmasını planlamışız.

* *

İlk ihaleyi ise Akkuyu Nükleer Santrali için 1977 yılında yapmışız.

İlk ihaleyi kazanan Asea-Atom firması ile yapılan yoğun görüşmeler sonucunda, firmanın yüzde 100 kredi getirememesi ve o dönemdeki politik sıkıntılar nedeniyle ihaleyi tamamlayamamışız.

* *

1983 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından Akkuyu'da 600 MW'lık kurulu güçte bir nükleer santral projesi gündeme getirilmiş. Ancak, yap-işlet-devret modelinin öne sürülmesi, nükleer enerji ile ikinci kez yolların ayrılmasına neden olmuş.

* *

1992'de TEK'in, dünyadaki önemli nükleer santral üreticisi firmalardan, 2002 yılında devreye girecek şekilde 1.000 MW gücünde bir veya iki üniteli nükleer santralin kurulması için teknik ve finansal konularda bilgi istemesiyle, üçüncü ihale sürecini başlatmışız.

* *

Sonrası gazeteciliğe başladığım ilk yıllardı…

1993 yılında, Akkuyu Nükleer Santrali Projesi'ni Resmi Gazete'de yayımlayarak tekrar yatırım programına aldık.

Akkuyu Nükleer Santrali için 17 Aralık 1996 yılında üçüncü kez uluslararası ihaleye çıktık. Ancak 25 Temmuz 2000 tarihinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, nükleer enerji planından çok daha pahalı olduğu için vazgeçildiğini açıkladı ve Bakanlar Kurulu kararıyla ihale ertelendi.

Kararın açıklanması çeşitli nedenlerle sekiz kez ertelendi. İhalenin iptal edildiğine dair açıklama 25 Temmuz 2000'de Başbakan Bülent Ecevit'ten tarafından yapıldı.

* *

2000 yılından 2003 yılına kadar nükleer enerji konusunda çalışma yapılmadı.

2004 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, inşaatına 2007 yılında başlanacak ve ilk ünite 2012 yılında devreye girecek şekilde toplam 5 bin MW'lik, üç nükleer enerji santralinin yapılacağını açıkladı.

2006 yılı başlarında TAEK, nükleer santralin nereye yapılacağı konusunda Türkiye genelinde detaylı teknik incelemelerde bulunduğunu, 43 kriteri dikkate alarak, santral kuruluş yeri olarak sekiz yerin belirlendiğini açıkladı.

24 Mart 2008 tarihinde TETAŞ tarafından, Mersin Akkuyu'da kurulacak nükleer santral için elektrik satın alma ihalesine çıktı. Son 40 yılda üç kez açılan nükleer santral ihalelerinden sonuç alamayan Enerji Bakanlığı'nın yüksek katılım beklediği ve TETAŞ tarafından Türkiye tarihinde dördüncü kez açılan ihale için 13 şirket şartname almasına rağmen, Rus Atomstroyexport, Inter Rao, Park Teknik şirketlerinden oluşan Rus-Türk Ortak Girişim Grubu teklif verdi.

İhale sürecinde yapılan teknik incelemelerden sonra, 19 Ocak 2009'da açılan fiyat zarfı açıldığında, yüksek bir fiyat ortaya çıktı.

Rus-Türk ortaklığı tarafından değerlendirmeye esas indirgenmiş bazda fiyat teklifinin 21,16 dolarcent/kiloWattsaat (kWh) olması, dördüncü nükleer santral ihalesini de zora soktu.

2008 yılında TETAŞ'ın, elektrik toptan ortalama satış fiyatı 12,82 cent/kWh'ydi.

Üçüncü zarfta ortaya çıkan fiyat TETAŞ'ın 2008 yılı ortalama fiyatından yüzde 170'e yakın daha yüksekti.

Rus-Türk Ortak Girişim Grubu, nükleer santrali 2015 yılında işletmeye almayı planlıyordu. İhale kanunu gereği, ihaleyi alacak firmaya 15 yıl alım garantisi verilmişti .

Ortak Girişim Grubu 2015'te elektrik fiyatını 30 sentten başlatmayı, 2030'a gelindiğinde ise 15 cente kadar düşürmeyi öngörüyordu. Bu hesapla, kiloWattsaat elektriğin ortalama fiyatı ise 21,16 cent olarak ortaya çıkıyordu. Ortak Girişim Grubu, 15 senede Türkiye'ye 415 milyon kiloWattsaat elektrik satmayı ve bu satıştan da 90 milyar dolara yakın bir para almayı hedefliyordu.

Dünyada nükleer enerji kullanılarak üretilen en pahalı elektriğin 8 centle Japonya'da üretildiği, Avrupa'da ki ortalamanın da 5 cent olduğu düşünüldüğünde, Rus-Türk Ortak Girişim Grubu'nun teklif ettiği fiyatla ihalenin sonuçlandırılabilmesi mümkün gözükmüyordu. Beklenen oldu ve geçtiğimiz hafta TETAŞ nükleer enerji ihalesinin iptal edildiğini kamuoyuna duyurdu.

* *

Gride kalmamızı şartlar da zorluyor galiba! Yoksa biz mi şartları?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024