Gri tonlarda düşünmeyi öğrenmeliyiz!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

 

Sayın Başbakanımız dünyayı siyah ve beyaz olarak algılıyor. Maalesef dünya daha çok grinin tonlarının egemen olduğu bir yer. Bunun sonucunda Başbakanımızın ve başkalarının algıladığı gerçeklikler arasında sık sık farklar ortaya çıktığına şahit oluyoruz.  Çok da önemli mi, herkes dünyayı istediği gibi algılasın demek istesek de diyemeyiz. Herkes kendi gerçekliği ile politika yapınca, yanlış beklentiler, hayal kırıklıkları ve suçlamalar birbirini izliyor. Nitekim son günlerde Başbakanımızın dünyanın hemen her ülkesine, liderine çatması her şeyi siyah–beyaz görmesinden kaynaklanıyor. Bu tutum,  dış politikamızın yürütülmesini zorlaştırıyor, dost ülkelerle dahi işbirliğinin önüne tereddüt duvarları örüyor.

Gri tonların eksikliği sadece dış politika alanıyla sınırlı değil. İç politikamızda da sorunlar var. Uygulanan politikalara itiraz edenlerin muhalefetten ziyade adavet erbabı olarak görülmesi bu iki-kutuplu algılama çerçevesinin ürünü. Bu çerçeveden yola çıkıldığında, eleştirilerin samimi olmadığı, gizli amaçlara güttüğü, eleştiri sahiplerinin başkaları tarafında aldatıldığı ya da satın alındığı değerlendirmeleri tabii karşılanıyor. Her şeyin altında bir komplo varmış gibi düşünülüyor.  Siyah-beyaz kalıplar içinde düşünmek, eleştirileri algılamayı, onları değerlendirmeyi ya da onları hesaba katarak sıkıntıları gidermemizi engelliyor.

Kutuplaşmış düşünce kalıplarına bağlı düşünmenin ne gibi sonuçları olduğunu yeni yaşadığımız bir olayla açıklamaya çalışayım. Başbakanımız ülkemizin yönetim biçimine diktatörlük denmesi konusundaki hassasiyetini, “diktatörlüklerde böyle konuşamazsın, adamı sallandırırlar,” diyerek dışa vurdu. İfadenin zarafetini takdirinize bırakarak, esas üzerinde bir değerlendirme yapalım. Gerçekten dünyada bazı diktatörlüklerde hükümeti eleştirenleri “sallandırabilirler.” Nitekim Saddam Irak’ı, Beşar Esad’ın şu andaki Suriyesi, Kaddafi’nin Libyası böyle bir tanıma uyabilir. Ama günümüzde veya geçmişte diktatörlük diye nitelendirilmiş birçok sistemde rejime muhalefet yapanlar yargılanıp, idamdan çok daha düşük düzeyde cezalandırılmışlardır. Beraat edenler olmuştur. Kısacası “sallandırmadan” diktatörlük olabiliyor. Demek ki gri alanlara bakmamız lazım.

 Aslında tüm sistemleri koyu diktatörlükten gelişkin demokrasiye kadar uzanan bir çizgi üzerinde sıralamak mümkündür. Bir ülke ya demokratiktir (beyaz) ya da diktatörlüktür (siyah) tasnifi pek yeterli değil. Sistemleri bir hat boyunca sıralayacak olursak,  o zaman tam diktatörlük, yarı diktatörlük, yarı demokrasi gibi bir takım gri kategorilerin de yer aldığı bir tasnife ulaşırız. Ara kategorilerin mevcudiyeti, bu kategorilerde yer alan sistemlerin yöneticilerine değişmeleri gerektiğini gösterir, hatırlatır. Mesela, ülkemizin siyah-beyaz tasnifinde “ileri demokrasi” olduğu iddia edilmekteyse de, gri tonlara müsait değerlendirmelerde maalesef yarı demokrasi diye nitelendiriliyoruz. Dolayısıyla, bazı reformlar yapmamız, bazı uygulamalarımızı iyileştirmemiz, mevcutla yetinmememiz gerekiyor.  Sayın Başbakanımız biraz gri tonlarda düşünmeye alışırsa, hem dış politikamız hem de iç politikamız için daha makul çizgilere ulaşmak mümkün olur diye ümit ediyorum. Belki o zaman daha demokratik bir ülke olmak için adımlar da atılabilir.  Evet, gri tonlarda düşünmeyi öğrenmeliyiz!

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019