Greta'yı dinlememenin bedeli çok ağır olacak

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) “Değişen İklimde Okyanuslar ve Kriyosfer”isimli özel raporunu yayınladı. Hükümetlerin talebi üzerine hazırlanan rapor, iklim değişikliğinin okyanuslara ve kriyosfere (gezegenin tüm donmuş alanları; buz tabakaları, dağ buzulları, permafrost, buz sahanlığı ve kar örtüsü gibi) etkilerini ortaya koyuyor.

36 farklı ülkeden 104 yazar ve yayımcının katkısıyla yaklaşık 7 bin bilimsel çalışmanın değerlendirilmesi doğrultusunda ortaya konan rapor, iklim değişikliği konusunda harekete geçmemenin bedelinin bu yüzyıl sonuna kadar çok hızlı ve ağır olabileceğine dikkat çekiyor. Raporda; “Bugün emisyonları hızlıca düşürmemenin bedeli, bu yüzyılın ikinci yarısında çok daha belirgin hale gelebilir. Bu; zamanında, iddialı, koordineli ve dayanıklı bir şekilde harekete geçmeyi önceliklendirmenin ne kadar acil olduğunu ortaya koyuyor” uyarısına yer veriliyor.

Raporun ana bulguları

● Dünya’nın okyanus, buz ve kar örtüsü iklim değişikliğine bağlı olarak değişiyor.

● Deniz seviyesi hızla yükseliyor ve emisyonlar azaltılmazsa okyanuslar 2100 yılı itibarıyla geçen yüzyıla göre 10 kat hızlı yükselecek.

● Emisyonların artmaya devam etmesi durumunda buzullar, kütlelerinin üçte birinden fazlasını kaybedecek. Bu durum insanların tatlı suya erişimini olumsuz etkileyecek. 2100 itibarıyla bazı dağlar üzerindeki buzulların yüzde 80’i kaybolma, birçok buzul ise tamamen yok olma riski ile karşı karşıya.

● Deniz yaşamı halihazırda okyanusların ısınmasından olumsuz etkileniyor. Emisyonların azaltıldığı durumda oluşan hasarı sınırlamak mümkün. Denizlerdeki sıcaklık dalgalarının yüzde 84-90’ı direk iklim değişikliğine bağlanabilir.

●Okyanustaki değişim, aşırı hava olaylarını artırıyor ve emisyonlar azaltılmazsa durum daha da kötüleşecek.

●Permafrostun çözülmesi ve kar/buz örtüsünün erimesi, küresel ısınmayı artırarak iklim değişikliğini hızlandırabilir.

● Emisyonların hızlıca azaltılması riskleri büyük ölçüde azaltabilecekken iklim değişikliği konusunda harekete geçmemenin bedeli bu yüzyıl sonuna kadar çok ağır olabilir.

Grönland ve Antartika eriyor, okyanuslar değişiyor

● Grönland ve Antartika buz tabakası yılda 400 milyar tondan fazla suyu okyanusa bırakmak suretiyle eriyor.

● Arktik’in karla kaplı bölgesi yaz aylarında her on yılda yüzde 13 oranında küçülüyor.

● Okyanuslar değişiyor: Deniz suyu bir yandan oksijen kaybına uğrayıp daha asidik hale gelirken denizde yaşanan sıcaklık dalgaları iki kat daha sıklaştı, sıcaklaştı ve iki kat daha uzun sürüyor. Okyanus sıcaklığının artış hızı 20.yüzyılın sonlarından beri ikiye katlandı. Deniz seviyesi hızla yükseliyor ve emisyonlar azaltılmazsa okyanuslar 2100 yılı itibarıyla geçen yüzyıla göre 10 kat hızlı yükselecek.

● Deniz seviyeleri insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının sonucu olarak şu ana kadar 16 cm yükseldi ve yükselmeye devam ediyor. Emisyonların artmasıyla deniz seviyelerindeki yükselme hızlanabilir; günümüzde yılda 3,6 mm’lik bir yükselmeden söz ederken, 2100 yılında yılda 15 mm’lik bir yükselmeyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu yükselme oranı, yüzyılda bir görülen aşırı deniz seviyesi yüksekliklerinin bu yüzyıl sonu itibarıyla her yıl (2050 itibarıyla da birçok farklı yerde) görülmeye başlaması anlamına gelecek. Bazı ada ülkelerinin deniz seviyelerinin yükselmesi ve okyanusta yaşanacak değişimler sonucunda yaşanamaz hale gelmesi kuvvetle muhtemel.

●Emisyonlar azaltılmazsa, deniz seviyelerindeki artış 2100 sonrasında da devam edecek. Rapor, emisyonların artması halinde 2300’de 5,4 metreye kadar bir yükselme olabileceği konusunda uyarıyor.

Balık popülasyonu azalıyor

● Deniz canlıları yaşam alanlarını yılda 5 km gibi bir hızda değiştirirken, okyanusların ısınması ve aşırı avlanma da balık popülasyonlarını düşürdü.

● Okyanustaki değişimler yüzyıl sonuna kadar devam edecek, 2050’ye kadar okyanusların üst tabakasının yüzde 80’inde oksijen kaybı meydana gelecek. Emisyonların azaltılmaması yüzyıl sonuna kadar tüm dünyada okyanuslarda yaşayan hayvanların yüzde 15 azalmasına ve balık avlama potansiyelinin yüzde 24 düşmesine yol açabilir.

● Mercanlar özel olarak risk altında. Denizdeki sıcaklık dalgaları şimdiden büyük ölçekli mercan ölümlerine yol açıyor ve küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlayacak hızlı emisyon azaltımında bile tüm ılık su mercanlarında belirgin bir kayıp yaşanacak ve hatta bazı yerlerde soyları tükenecek. Kabuklu deniz canlıları ve midyeler de tehdit altında.

● Aşırı hava olayları dana fazla yaşanacak

● İnsan kaynaklı emisyonların bir sonucu olarak kasırgalar şimdiden daha şiddetli yağış, daha güçlü rüzgar ve daha yüksek deniz seviyelerine sebep oluyor. Emisyonların artmasıyla birlikte bu etkilerin daha da kötüleşmesi ve fırtına dalgalarıyla özellikle deniz seviyelerindeki yükselmenin daha da artması bekleniyor.

● Küresel ölçekte şiddetli yağış ve kuraklığa neden olan Pasifik Okyanusu’ndaki sıradışı yüzey sıcaklıklarını betimleyen El Niño ve La Niña’nın etkilerinin çok daha ciddileşeceği düşünülüyor.

● Kar ve buz örtüsünün kaybı dünyanın sıcağı yansıtma özelliğini de azaltarak ısınmayı artırıyor. Arktik deniz buzu her on yılda yüzde 13 küçülüyor ve küresel ısınma 2°C’yi bulursa bazı yaz mevsimlerinde tamamen yok olması bekleniyor.

Tatlı suya erişim olumsuz etkilenecek

✓Emisyonların artmaya devam etmesi durumunda buzullar, kütlelerinin üçte birinden fazlasını kaybedecek. Bu durum insanların tatlı suya erişimini olumsuz etkileyecek.

✓ Eğer emisyonlar azaltılmazsa buzullar kütlelerinin 3’te 1’inden fazlasını kaybedecek; emisyonların azaltılmasıyla bu kaybın yarısı önlenebilir.

✓ Emisyonlar azaltılmazsa 2100 itibarıyla bazı dağlık bölgeler üzerindeki buzulların yüzde 80’i kaybolabilir, birçok buzul ise tamamen yok olabilir. Sonuç olarak, yüzyıl bitmeden dağ buzullarının sağladığı tatlı su seviyesi önce tavan yapacak sonra düşmeye başlayacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar