Greenspan hata yaptı. Yeni bir dünya doğdu / 2009 kararları, dünyanın ka
FED eski Başkanı Alan Greenspan, 23 Ekim 2008 tarihinde Kongre'de yaptığı konuşmada, "Hata yaptım" demişti. Bu cümle belki de son 30 yıllık ideolojinin çöküşü anlamına geldi. Greenspan, özel sektörün kontrolsüz bir ortamda riski yönetebilme yeteneğini yanlış değerlendirdiğini itiraf ediyordu. 2008 yılında Wall Street'te yaşananların sonucu ise kaçınılmaz oldu: Greenspan dahil olmak üzere finans sektörü kendi işini anlayamaz bir duruma geldi. Ve bugün gelinen durumda, ekonomistler 2009 yılının 2008'den daha kötü geçeceği konusunda hemfikirler.
2008 yılının sonunda Amerikalılar'ın siyasete ve ekonomiye bakış açıları önemli ölçüde değişti. 2008 yılı sıradan bir Amerikalı için kötü bir yıl oldu. Fakat 2008 yılı aynı zamanda piyasa yanlıları, düzenleme karşıtları, arz savunucuları ve serbest piyasa ekonomisinin babası Milton Friedman'ın yandaşları için de kötü bir yıl oldu.
Bugün uzmanlara göre 2008'den alınması gereken bir ders varsa, o da analistlerin, ekonomistlerin, Wall Street finansçılarının büyük bir bölümünün yanlış davranmış olmaları. Riski doğru dağıtmak yerine, tüm dünyayı öylesi sakat ve birbirine bağımlı bir hedefe bağladılar ki, sistemde tek bir parçanın bozulması bile, tüm dünyayı etkileyebilecek boyuta ulaştı. Bunun sonucu olarak, ABD'nin soğuk savaş sonrasında kazandığı özgüven ve değişmez süper güç statüsü, yerini korkuya bıraktı. Bugün dünya bir önceki yıla oranla çok daha kırılgan bir yapıya sahip. Kimse nasıl bu kadar hızlı bir şekilde bu kadar kötü bir duruma gelinebildiğini anlayabilmiş değil. Bugün herkesin aklında birçok soru var. ABD'nin yeni Başkanı Obama yeni bir ekonomi programını Kongre'den geçirebilecek mi? Yeni düzenleyici yapılar ne derece başarılı olabilecek? Ekonomi daha ne kadar kötüye gidebilir? Tüm bu orulara şu an için cevap verebilen yok. Fakat uzmanların hem fikir olduğu konu şu: Yakın gelecekte hiçbir politikacı, hükümet müdahalesi olmadan piyasaların daha iyi işlediğini savunamayacak ve "düzenli piyasalar" kavramı daha fazla önem kazanacak. Ve bu arada "Dünyanın Wall Street efendileri" uzun bir süre şaka konusu olmaya devam edecek.
Sonuç olarak Alan Greenspan hata yaptığını kabul etti ve yeni bir dünya doğdu. Bu yeni dünyada herkes için çok zor bir dönem başlıyor. Ocak ayı sonunda Davos'ta gerçekleşecek olan hükümet ve iş dünyası liderleri zirvesi öncesinde Dünya Ekonomik Forumu tarafından açıklanan raporda da, 2009 yılında gelişmiş ülkelerde finans krizi riskinin iki ya da üç kat artacağı uyarısı yapılıyor. Finans sistemlerini kurtarmak amacıyla yapılan hükümet harcamalarının ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Avustralya gibi ülkeleri tehdit ettiğine yer verilen raporda, Çin'deki büyümenin yavaşlayarak yüzde 6 seviyesine inmesinin küresel ekonomiyi zayıflatacağına dikkat çekiliyor. Raporun hazırlanmasına katkıda bulunan Zurich Financial Services Baş Ekonomisti Daniel Hofmann, "Bu yıl gelişmiş ülkelerde ciddi bir finans krizi yaşanma riski geçen yıla oranla çok daha fazla. Bu risk en az iki-üç kat artmış durumda. Kısa vadeli krizle mücadele sürecinde ortaya çıkan en önemli sorun, iş dünyası ve hükümetlerin risklere yönelik uzun vadeli perspektiflerini kaybetmeleri olabilir" yorumunda bulunuyor.
Bu noktada, birkaç gün önce, Keynes'ten alınması gereken dersler konusundaki değerlendirmelerine yer verdiğimiz FT ekonomi yazarı Martin Wolf'e bir kez daha kulak vermekte fayda var. Wolf, 2009 yılında alınacak kararların belki de nesiller boyunca ekonominin kaderini belirleyecek nitelikte olduğuna dikkat çekiyor.
Dengesiz bir ekonomik büyüme sürdürülemez
Küresel anlamda dengesizlik içeren ekonomik büyümenin sürdürülemeyeceğine dikkat çeken Wolf, önemli olanın bu dengesiz büyümenin yerine ne koyacağımıza karar vermek olduğunu söylüyor. Bu konuda iki seçenek olduğunu söylüyor Wolf. Ya daha dengeli bir dünya ekonomisini tercih edeceğiz ya da dezentegrasyonu. Ve bu karar artık ertelenemez. Son yetmiş yılın en ciddi küresel finans krizini yaşadığımızı söyleyen Wolf, temel değişimlerin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor.
Dünya ünlü ekonomistler Carmen Reinhart ve Kenneth Rogoff'un geçen sene yayınladıkları "Finans Krizlerinin Sonrası" başlıklı bir çalışmaya dikkat çeken Wolf, bu çalışmanın önemli başlılarını şöyle dile getiriyor: "Öncelikle yaşanan kriz bölgesel değil, küresel bir kriz. ABD, iyi ya da kötü, hâlâ dünya ekonomisinin temelinde yer alıyor. Daha önce yaşanan büyük krizlerde, ABD talebi dünyayı kurtardı. Bu 1990'lı yıllarda, Asya krizi sonrasında ve 2000'deki borsa krizinde böyle oldu. Fakat kendi hükümetinin dışında, bugün ABD'yi kim kurtaracak? Ve bu ne boyutta bir kurtarma olacak?"
Politikalar değişmek zorunda
Bugün bu kurtarma girişimini zorlaştıran ana faktörün ABD içindeki dengesizliklerle, dünya genelindeki dengesizliklerin arasındaki ilişki olduğunu söyleyen Wolf, ABD ve cari açığı çok yüksek olan diğer ülkelerin ticarete yönelik ürün ve hizmet sunma kapasitelerini kaybettiklerini ifade ediyor.
Vergi teşviklerinin ekonomiyi kurtarmak ve istihdamı artırmak konusunda yetersiz kalacağını söyleyen Wolf'un geleceği yönelik senaryosu şöyle:"İki sene boyunca uygulanan büyük vergi teşvikleri sonrasında, ABD'nin hâlâ yüksek işsizlik ve yavaş büyüme ile karşı karşıya olduğunu düşünün. İnsanlar, ülkenin kendi iç talebini neden hala başka ülkelerden karşılamaya devam ettiğini soracaklardır. Bunun sonunda da taleplerini geri çekmeye başlayacaklar. Bu durum 1930'larda yaşandı ve korumacılık politikalarını da beraberinde getirdi. Dünya ekonomisinin entegrasyonu tersine dönmeye başladığında ve dünya genelinde işsizlik yükseldiğinde, ulusalcılık başta olmak üzere geçmişin hayaletleri geri gelecek. Yıllarca harcanmış olan emekler, bir gecede yok olacak. Oysa bugün bu gidişatı durdurabiliriz. Barack Obama büyük bir siyasi sermayeye sahip. Obama hükümeti yapmak istediği her şeyi gerçekleştirmekte kararlı. Fakat ABD, tüm dünya ekonomisini tek başına kurtaramaz. Yardımcılara ihtiyacı var. Dünya değişti. Politikalar da değişmek zorunda."