Gözyaşı ve gurur

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

"Yirmi senedir kırk küsur ülkeye seyahat ettikten sonra artık alışmışsınızdır" diyecekseniz yanılıyorsunuz. Başlangıç noktasında geciken bir uçak yüzünden bütün bağlantıları kaçırmanın alışılacak bir tarafı yok. Istanbul-Frankfurt -Sao Paulo-Brezilia arası giderken Istanbul -Frankfurt; gelirken de Brezilia-Sao Paulo arası gecikmeler yüzünden uçak kaçırmalar sonucu otuz saati aşkın gidiş, bir o kadar da geliş için "alışmışsınızdır canım" diyorsanız fena yanılıyorsunuz.
Neyse, daha önceki bir yazımda sanıyorum sizleri haberdar etmiştim. Etmediysem şimdi ediyorum: geçtiğimiz hafta Brezilya'daydım. Brezilya hükümetine bağlı APEX-Brasil ihracat ve yatırım teşvik kurumuna yaklaşık üç senedir yaptığım reorganizasyon danışmanlığı projesinin son seyahatinden kazasız belasız döndüm. İş bitti mi? Hayır daha bitmedi. Benim işim bitti mi? Hayır o da bitmedi. Biten sadece benim kontratım. Öyle görülüyor ki, o sıcak ülkenin sıcak insanlarıyla iş birliğimiz daha sürecek. Söz gelimi yaptıkları işten o kadar memnunlar ki Avrupa Ticareti Teşvik Kurumları'nın (ETPO) Ekim ayında Budapeşte'de yapılacak yıllık kongresinde Brezilya'lı dostlarla beraber sahne alıp (!) yaptıklarımızı anlatacağız. ETPO 'nun elliyi aşkın üyesi bu yeniden yapılanmadan geçen seneki Lüksemburg toplantısında yaptığım bir sunu sonucu haberdar olmuştu. Bu nedenle bu yılki toplantılarına davet ederek olan biteni öğrenmek istediler.
Yirmi yıldır Batı Samoa'dan Peru'ya kadar bir sürü ülkede danışmanlık yaptım, daha çok da eğitim verdim. Kimi çok başarılıydı, kimi eh işte fena değildi. Bu programların kapanışları bir yere kadar resmi olur. Bir yere kadar da eğitilenlerin birbirleriyle kurdukları dostluklar yüzünden hissi olur. İşte buna alışığım.
Gelgelelim Brezilya'da olanlar ilk defa başıma geliyor. Programın kapanış törenlerinde ilk konuşmayı adet üzerine direktör yaptı. İkinci konuşmacı, projenin yönetiminden sorumlu son derecede yetenekli ve bilgili hanımefendi konuşmasını gözyaşları içinde zar zor tamamladı. APEX-Brasil'in üst yöneticisi olan bu hanım hissi nedenlerden ağlamıyordu. Onu esas ağlatan gururdu. Bu hanımefendi on kişilik ekibiyle cesaret, çalışkanlık ve bilgelik sayesinde "olmaz" denilen şeyi "olur" kılmanın gururunu yaşıyordu. Ben kapanış konuşmamda sadece cesaretin olay, sadece çok çalışmanın sonuçlar ve sadece bilgeliğin yeni fikirler üreteceğini ama cesaret, çok çalışma ve bilgeliğin birlikte öncüler yaratacağını söylerken güzel bir şeyler söylemeye uğraşmıyordum. APEX-Brazil iki sene önce Uluslararası Ticaret Merkezi'nden (International Trade Centre UNCTAD/WTO) aldığı Dünya'nın "En iyi ticareti teşvik kurumu"  ödülünü o zaman kadar yaptığı kısmi uygulama nedeniyle kazanmıştı. Uygulamanın tamamlanacağı 2013 Ocak ayından itibaren iki yılda bir verilen bu ödülün 2014'deki sahibinin tekrar APEX-Brazil olmasına kimse şamamalı.  Onların cesaret, çalışkanlık ve bilgeliği gözyaşlarıyla kutlanan bir gurur vesilesiydi. Resmi kurumlarda pek de alışık olmadığımız bu tören de bu gururun dile getirildiği yer oldu.
Brezilya'lı dostları bu kadar gururlandıran uygulamadan sizleri haftalardır kısa kısa haberdar ediyorum. Dikkatli okurlar "Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir" deyişi misali, ileride yazacaklarıma girizgah yaptığımı anlamışlardır. Sizlere kısaca aktaracağım sistemin adı TSIOS . İngilizcesi Trade Support Institutions Operating System Türkçesi Ticareti Destekleme Kurumları İşletme Sistemi.
Bu sistemi 2008-2009 yıları arasında dünyadaki tüm kar amacı gütmeyen ve kamu hizmeti üreten, bu arada da özellikle bu guruptaki ticareti teşvik kurumları ilgilendiren temel bir kaç sorunu halletmek için geliştirmiştim. Birçok uluslararası platformda da anlattım.  2009 yılında Birleşmiş Milletler'den emekli oldum ama Brezilya'lılar işin peşini bırakmadılar. "Bunu daha önce kim uyguladı" diye sormadılar ve ilk uygulayan olmaktan çekinmediler (cesaret). Sistemin uygulanmasının öyle laf-u güzafla, demeçle, iki haftada falan değil çok emekle olacağını anladılar ve bu emeği sarfetmekten kaçınmadılar (çok çalışma). Bunun da ötesinde sistemi kendi kurum ve Ülke gerçeklerine uydurarak kurumda çalışan yüzlerce insana benimsettiler (bilgelik).  Ağlamadım ama kendi adıma da gururlandım.  Diğer ticaret teşvik kurumlarının da ETPO toplantısından sonra bu kervana katılacaklarını sanıyorum. Katılmazlarsa rahmetli İsmet İnönü'den bir alıntıyla onların en azından bir kısmını ben bile kurtaramam.  Çünkü çoğunun başı belada.
Bu kurumlara destek verenler onların ne kadar çok çalıştıklarını dinlemekten bıktılar. Çoğu zorlama sonuç raporlarına da güvenleri kalmadı. Efendim şu kadar şirketle temas kurduk, bu kadarı bizi çok seviyor, şu kadar seyahate çıktık, şu kadar para dağıttık, şu kadar adam ağırladık, bilmem ne kadar program uyguladık, vallahi ve billahi ne durduk ne oturduk ve dahi saçımızı süpürge ettik raporları bu kurumları finanse edenleri artık tatmin etmiyor.  Halbuki bu kurumların esas başarıları buralarda değil. Esas başarılı oldukları çalışmaları hiç rapor etmiyorlar. Edemiyorlar da ondan. Çünkü bu başarıları kayıt ve raporlama sistemleri yok. İşte TSIOS bu sistem ve bu özelliğinden dolayı bazı çevrelerde RRC (Reporting and Recording Convention) diye biliniyor. 
Şişinmekten vakit bulunca sizlere bu sistemi anlatacağım.  Derneklerin, meclislerin, odaların, birliklerin, ticareti teşvik kurumlarının APEX-Brazil örneğini yakından izlemelerini ve yazılarımı dikkatle okumalarını sağlık veririm.
Sağlıcakla kalın
------
1 Dr. Osman Ata Ataç - Ann Francis Penistan, TSIOS, International Trade Centre UNCTAD/WTO, Geneva, Swıtzerland, 2009.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019