Gözler Yunanistan'da

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım

Dünya borsaları, Çin'de alınan tedbirler, Yunanistan'daki sorunlar ve Obama'nın bankaların risk alımını kısıtlandıran tasarısının yarattığı etki ile düşüşe devam ediyor.

Son yazımızda belirttiğimiz gibi: "Aslında Obama'nın bankalar için düşündüğü tasarısının detayları ortaya çıkmış değil ve geçip geçemeyeceği de net değil. Bu tasarı yasallaşma yolunda değişebilir ve esneklik kazanabilir. Gene de yarattığı belirsizlik piyasalarda baskı yaratmaya devam edebilir diye düşünüyoruz."

2009 sonlarında, 2010 yılına ilişkin görüşlerimizi aktardığımız yazımızda şu ifadelere yer vermiştik: "Bazı ülkelerin borç sürdürülebilirliğine yönelik endişelerin tekrar artması 2010'un yatırım temalarından biri haline gelebileceğini de eklemek gerekiyor. Piyasaların, zaman zaman bazı ülkelerin mali sıkılaşmanın ve bunun ekonomik ve sosyal maliyetine katlanıp katlanamayacaklarını test etmesi söz konusu olabilir. Bu bağlamda ülke CDS performanslarının takibi daha fazla önem kazanabilir."

Bu bağlamda Yunanistan ile ilgili gelişmeleri dikkatle izlemeye devam ediyoruz.  Yunanistan'ın (beş yıllık) CDS spreadleri 400 civarlarına geldi. Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreou'nun ise mali yardım talebinde bulunmadıklarını açıklamasına rağmen oradaki problemlerin hemen çözümlenmesi ihtimali bizce düşük. Çarşamba günü AB komisyonunun Yunanistan'ın açıkladığı mali tedbirler hakkında görüşlerini açıklaması bekleniyor. Perşembe günü Trichet'in basın toplantısında Yunanistan konusunun gündeme geleceğini tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu iki tarih de piyasalar açısından önem taşıyor.

Gelişmekte olan ülkeler ve "riskli varlıklar" yukarda bahsettiğimiz sebepler nedeniyle satış baskısı altında kaldı. Ayrıca, geçen Cuma günü Hindistan Merkez Bankası'nın banka rezerv oranlarını tahmin edilenden fazla, yüzde 5'den yüzde 5.75'e yükseltmesi de Asya'da daha ciddi parasal sıkılaştırma endişelerine yol açtı.

Türkiye ise, kamu maliyesinin nispeten daha iyi durumda olması ve IMF'ye ilişkin beklentiler nedeniyle ayrıştı gibi görünüyor. Fakat bizce bu ayrışmamın şartsız bir şekilde devam edeceğine aşırı güvenmek doğru olmayabilir.

Geçen hafta TCMB, 2010 yılının ilk Enflasyon Raporu'nu yayınladı. Bir önceki raporda, Banka'nın 2010 ve 2011 sonu için enflasyon beklentileri sırasıyla yüzde 5.4 ve yüzde 4.9 olarak açıklanmıştı. 2011 için yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 5.2'ye yükselirken, 2010 sonu için enflasyon beklentisi ise 1.5 puan artışla yüzde 6.9 oldu.

Merkez Bankası'nın baz senaryosuna göre, politika faizleri uzun bir süre düşük seviyelerde tutulacak, sonrasında ise sınırlı artışlar göstererek üç yıllık tahmin ufku boyunca tek haneli düzeylerde kalacak. Ekonomik toparlanmanın öngörülenden daha hızlı gerçekleşmesi veya enflasyondaki geçici dalgalanmanın önümüzdeki aylarda enflasyon beklentilerini bozması gibi durumlarda ise faiz artırımlarının öne çekilebileceği yönünde uyarılar da yer alıyor. Biz Merkez Bankası'nın yılın son çeyreğinde toplam 125 baz puanlık artırıma gideceğini yönelik beklentimizi koruyoruz.

Özetlemek gerekirse, yaklaşık 2009 başından bu yana küresel reflasyon çabalarıyla diplerden toparlanan ekonomiler ve yükselme trendinde olan hisse senedi (ve emtia) piyasaları şeklinde özetleyebileceğimiz büyük resimde henüz önemli bir değişiklik olmadığını düşünüyoruz. Fakat son iki yazımızda da belirttiğimiz gibi"Öte yandan, fiyatların geldikleri seviyeleri de dikkate aldığımızda, bizce şu aşamada büyük risklerin alınması doğru olmayabilir".

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017