Gözler kredi musluklarının açılmasında

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Parasal sıkılaştırmanın et­kisiyle, ekonominin hem tüketim hem üretim aya­ğında finansmana erişimin kı­sıldığı son bir yılda bankacılık sektörü kredi hacmi reel bazda yüzde 8’e yakın daralırken, Ban­kacılık Düzenleme ve Denetle­me Kurumu (BDDK) ve Merkez Bankası’nın tüketici kredilerin­de bankaların elini rahatlatıcı ni­telikteki son düzenlemeleri üze­rine gözler bu alana çevrildi.

Ekonomi yönetiminde geçen yılki görev değişiminin ardın­dan enflasyonla mücadele hede­fiyle başlatılan “sıkı para” politi­kası kapsamında iç talebi kont­rol/ekonomiyi soğutma amacıyla “seçici kredi ve miktarsal sıkılaş­tırma” gibi önlemler kademeli olarak devreye girmişti.

Bu sü­reçte ekonominin üretim ve tü­ketim ayaklarındaki genel daral­ma ile reel kredi daralması para­lel seyir izledi. Son bir yılda hem konut, taşıt, ihtiyaç gibi kredi­lerle tüketicilerin hem de eko­nominin üretim ayağını oluştu­ran imalat sanayii, madencilik, tarım, inşaat, ticaret gibi mal ve hizmet üreten sektörlerin fi­nansmana erişimi reel bazda önemli oranda kısılırken, sana­yi ve hizmet sektörlerinde bu­nun tek istisnası faktoring, leasing, varlık yönetim, risk sermayesi şirketleri, men­kul kıymet ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri ve aracı kurumları kapsayan “finansal aracılık” sektörü oldu.

Bu arada tü­ketici kredisi koşullarının zorlaşması üzerine yurttaşla­rın giderek artan oranda baş­vurduğu kredi kartları ile ya­pılan borcun bakiyesi de son bir yılda enflasyonun üzerinde art­maya devam etti.

İmalat sanayiinde durum

BDDK verilerine göre, banka­cılık sektörü toplam kredi hacmi ocak-ağustos döneminde cari ola­rak yüzde 25,4’le enflasyonun al­tındaki bir artışla 14 trilyon 630,6 milyar liraya yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) bazında yüzde 31,94 olarak ger­çekleşen sekiz aylık enflasyon­dan arındırıldığında, toplam kre­di hacminin bu dönemde reel ola­rak yüzde 5 daraldığı belirlendi. Ağustos sonu itibarıyla son bir yılda da toplam kredi hacminde reel bazda daralma yaşandı. TÜ­FE bazında yıllık enflasyonun ağustos sonunda yüzde 51,97’ye gerilemesine rağmen, aynı dö­nemde toplam kredi hacmi ca­ri olarak yüzde 40,1’le bunun çok altında bir büyüme kaydetti. Cari artışı enflasyonla indirgendiğin­de kredi hacminde son bir yılda reel olarak yüzde 7,8 oranında da­ralma yaşandığı belirlendi.

Çok sayıdaki alt sektörü, üre­tim hacmi, yatırımları, milli geli­re katkısı ile en önemli sektör sa­yılan ve toplam pastada en büyük paya sahip olan imalat sanayiinin kredi hacmi son bir yılda cari ola­rak yüzde 47,9’la enflasyonun al­tında bir genişleme kaydederek 3 trilyon 405,2 milyar lira oldu.

Enflasyondan arındırıldığında, imalat sanayiinin kredi hacminde reel bazda yüzde 2,7 oranında bir daralma olduğu görüldü.

Son bir yılda imalat sanayii alt sektörlerinin çoğunun kredi ha­cimleri reel olarak daralırken, bazı alt sektörlerde ise reel ge­nişleme yaşandı. Metal ana sana­yii ağustos sonu itibarıyla 602,2 milyar liralık kredi hacmi ile en büyük paya sahip olurken, bu alt sektörün kredi bakiyesi son bir yılda reel olarak yüzde 1,2 daral­dı. Kredi hacmi büyüklüğünde 480,3 milyar lira ile ikinci sırada yer alan tekstilde ise son bir yıl­daki reel daralma yüzde 8 oldu.

Toplamda küçük paya sahip olan nükleer yakıt, petrol rafineri ve kok kömürü üretimi alt sektö­rü, son bir yılda yüzde 42,7 oranı ile kredi hacmi reel bazda en faz­la büyüyen alt sektör oldu. Bunu yüzde 12,9 reel büyüme ile mo­torlu araçlar, yüzde 4,7 ile maki­ne ve teçhizat sanayii, yüzde 4,6 ile ağaç ürünleri izledi. Reel baz­da en fazla daralma ise yüzde 14,5’le diğer metal dışı ma­denler sanayii alt sektörün­de yaşandı. Bunu yüzde 8,7 reel daralma ile gıda sektörü izledi. Son bir yılda reel olarak kâğıt sektörünün kredi hacmi yüzde 6,2, kauçuk ve plastik sek­törünün yüzde 4,7, deri sektörü­nün yüzde 3,3, elektrikli ve optik aletler sektörünün kredi hacmi de yüzde 0,8 daraldı.

Ticaretin finansmana erişimi de kısıldı

Bankacılık sektörü toplam kredi hacimde imalattan sonra en büyük paya sahip sektör olan toptan ve perakende ticaretin kredi hacmi son bir yılda yüzde 35,4 cari artışla 1 trilyon 737,2 milyar liraya çıkarken, reel baz­da ise yüzde 10,9 daralmış oldu. Bu kapsamda ağustos sonu iti­barıyla toptan ticaret ve komis­yonculuk alt sektörlerinin kredi hacmi 1 trilyon 13 milyar, pera­kende ticaret ve komisyonculuk alt sektörünün 416,2 milyar ve motorlu araçlar ve yakıtlarının perakende satışı alt sektörünün kredi bakiyesi de 308 milyar lira olarak gerçekleşti.

Bireysel krediler de dahil ban­kacılık sektörünün toplam kredi hacminin yüzde 23,3’ünü ima­lat sanayiine açılan tutar oluş­tururken, toptan ve perakende ticaret yüzde 11,9’la ikinci sırada geliyor. Buna göre tüm kredile­rin yüzde 35,5’i bu iki ana sektöre açılmış bulunuyor.

Diğer ana sektörlerde de daralma var

Ağustos sonu itibarıyla inşaat sektörü 908,4 milyar, emlak ko­misyonculuğu, işletmecilik fa­aliyetleri sektörü 811,8 milyar, tarım 743,6 milyar, taşımacılık, depolama ve haberleşme 724,7 milyar, elektrik, gaz ve su sektörü 679,5 milyar, turizm 419,7 milyar, savunma 190,8 milyar, madenci­lik ve taş ocakçılığı 164,7 milyar, sağlık sektörü 105,1 milyar, eği­tim sektörü 27,5 milyar ve balık­çılık 20,5 milyar liralık kredi hac­mine sahip bulunuyor. Son bir yılda kredi hacimleri reel olarak eğitimde yüzde 27,4, savunma sa­nayiinde yüzde 23,5, elektrik, gaz ve suda yüzde 21,9, inşaatta yüz­de 18,2, taşımacılık, depolama, haberleşmede yüzde 15,5, ma­dencilikte yüzde 11,5, turizmde yüzde 10,2, emlak komisyoncu­luğu, sağlıkta yüzde 5,4, kiralama faaliyetlerinde yüzde 5,3, tarım­da yüzde 1,6 daraldı.

Kaynağa erişimi artan tek sektör

Finansal aracılık sektörüne kullandırılan kredilerin hacmi ise son bir yılda cari olarak yüz­de 63,1’le enflasyonun oldukça üs­tünde bir artış kaydederek 422,7 milyar liraya ulaştı. Bu artışın yüzde 52,7’lik kısmı bu yılın ilk se­kiz ayında gerçekleşti. Enflasyon­la indirgendiğinde sektörün kre­di hacminde bu yıl ilk sekiz ayda yüzde 15,8, son bir yılda ise yüzde 7,3 oranında bir reel genişleme ol­duğu belirlendi. Buna göre finan­sal kaynaklara erişimi giderek ar­tan finansal aracılık sektörü, son bir yılda kredi hacmi reel bazda genişleyen tek ana sektör oldu.

Sektörün ağustos sonu itiba­rıyla söz konusu kredi hacminin 263,3 milyarını, yatırım ve kalkın­ma bankaları, sigorta kurumla­rı, yatırım ortaklıkları ve yatırım fonları, faktoring, finansal kira­lama, finansman, varlık yönetim ve risk sermayesi şirketlerinden oluşan “parasal kurumlar”a açı­lan krediler oluşturdu.

Aracı ku­rumlar, menkul kıymet yatırım ortaklığı, gayrimenkul yatırım or­taklığı ve risk sermayesi yatırım ortaklığı gibi diğer finansal ara­cıların kredi hacmi 181,5 milyar, isteğe bağlı sigorta ve emeklilik hizmetleri veren firmalara açılan krediler 9,3 milyar, diğer finansal aracılık kuruluşlarına açılan kre­diler de 7,7 milyar lira oldu.

Bireysel kredilerde sert daralma

Tüketici kredilerinin hacmin­de reel bazda sert daralma yaşa­nırken, kart borçlarındaki büyü­me ise hız kesti. Son bir yılda ca­ri olarak ihtiyaç kredileri yüzde 39 artışla 1 trilyon 268,2 milyar, konut kredileri de sadece yüzde 2,2’lik cari artışla 460,2 milyar li­ra olurken, taşıt kredileri ise ca­ri olarak yüzde 5,3 azalarak 83,8 milyar liraya geriledi.

Böylece tü­ketici kredilerinin toplam hacmi yüzde 24,9’luk bir cari büyümeyle 1 trilyon 812,2 milyar liraya çık­tı. Enflasyonla indirgendiğinde ise son bir yılda konut kredilerin­de yüzde 32,8, taşıt kredilerinde yüzde 37,7, ihtiyaç kredilerinde yüzde 8,5, toplam tüketici kredisi hacminde yüzde 17,8 oranında re­el daralma olduğu görüldü.

Buna karşılık bireysel ve ku­rumsal kredi kartı kullanımı yo­luyla oluşan borç bakiyesi bu dö­nemde yüzde 68,4’le enflasyo­nun üzerinde artarak 2 trilyon 154 milyar liraya ulaştı. Enflas­yondan arındırıldığında kredi kartı borçlarındaki reel büyüme yüzde 10,7 olarak bulundu. An­cak söz konusu borçlarda bu yıl ilk sekiz ay itibarıyla cari olarak 34,1, reel bazda yüzde 1,6’de ka­lan büyüme, önceki dönemlere göre kart borçlarındaki cari bü­yümenin belirgin biçimde hız kestiği, reel genişlemenin sıfıra yaklaştığına işaret etti.

 Kredilerde canlanma beklentisi

Parasal sıkılaştırmanın etkisiyle kredilerdeki artış hızının enflasyonun altında kalması, başka deyişle reel bazda yaşanan daralma hem tüketim hem üretim üzerinde baskı yarattı. Son bir yılda kredi daralması, tüketimi ve üretimi doğrudan ve tüketim üzerinden üretimi ayrıca dolaylı olarak baskıladı. Bu alanlarda frene basılmasının doğal sonucu olarak ekonomik büyüme yavaşladı. Gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme hızı ikinci çeyrekte belirgin biçimde düştü.

Bunun üzerine BDDK ve Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde aldıkları kararlarla tüketici kredilerinde bankaların elini rahatlatarak faiz indirimi ve daha fazla kredi kullandırımının önünü açtı. Finansmana erişimi son bir yılda iyice kısılan üretici sektörler için henüz bir düzenlemeye gidilmedi. Ancak son düzenlemeler, önümüzdeki aylarda faiz indirimleri ile birlikte kredilerde artış ve buna bağlı olarak ekonomide canlanma beklentilerini güçlendirdi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar