Gözaltına alınan Suudi milyarderlerin serveti eriyor
Suudi Arabistan’da göz altına alınan prens, milyarder ve devlet adamlarından hala pek ses seda yok. Adı dünyanın en lüks hapishanesine çıkan başkent Riyad’daki Ritz-Carlton Oteli’nde ‘konaklayan’ 11’i prens 208 tutuklunun akıbeti ise hala bilinmiyor.
Binlerce hesapta onlarca milyar dolarlık hesapların dondurulduğu, şirketlere el konulduğu Suudi Arabistan’da Veliaht Prensi Muhammed bin Salman tarafından başlatılan yolsuzlukla mücadele operasyonunda ekonomi dünyasının yakından tanıdığı isimler dikkat çekiyor. Bu isimler arasında yer alanların serveti ise hızla eriyor. Bloomberg’in günlük yenilenen Milyarderler Listesi’ne bakınca kaybın oldukça büyük olduğu ortaya çıkıyor. Bu isimlerden ilki Kingdom Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Prens Al Waleed bin Talal.
Geçtiğimiz hafta hatırlayacağınız üzere Suudi Prens Al Waleed bin Talal’ın serbest bırakılması için 6 milyar dolar kefalet istendiği haberi çıkmıştı. Twitter, News Corp, Citigroup’un yanı sıra Four Seasons, Mövenpick gibi turizm devlerinde de hissesi bulunan Al Waleed bin Talal bu süreçten en fazla etkilenen isim olarak öne çıkıyor. Kızıl Prens olarak bilinen ve servetinin bir kısmını sosyal sorumluluk projelerine harcayan Al Walled bin Talal’ın serveti operasyonun olduğu 5 Kasım tarihinde 19.1 milyar dolardı.
Şu anda Bloomberg’in endeksinde 17.8 milyar dolara inen serveti 2 ay içerisinde hızla azaldı. Kayıp 1.3 milyar doların üzerinde. Suudi Prens, dünyanın en zengin 57’nci kişisi olarak listede yer alıyor.
En büyük kaybı Alamoudi yaşadı
Gözaltında dikkat çeken bir diğer isim ise hem Etiyopya hem de Suudi Arabistan vatandaşı olan 71 yaşındaki işadamı Muhammed Alamoudi’ydi. Petrol ve turizm işleriyle uğraşan Alamoudi, Al Waleed bin Talal’ın ardından Suudi Arabistan’ın en zengin ikinci iş adamı olarak biliniyor. 5 Kasım’da yani operasyonun başladığı gün Bloomberg endeksine göre Alamoudi’nin serveti 10.1 milyar dolardı. Alamoudi’nin serveti ise şu anda 7.7 milyar dolara gerilemiş durumda. Bir anlamda zenginliği operasyonun ardından 2.4 milyar dolar azaldı.
Operasyonda gözaltına alınanlar arasında daha birçok işadamı var ancak servetleri Bloomberg endeksinde sıralanacak kadar değil. Onların ne kadar kaybettikleri işte bu nedenle bilinmiyor.
Gözaltılar uzadıkça Suudi milyarderlerin servetleri eriyor. Tıpkı bir dönem listelerin üst sıralarında bulunan, ancak petrolle servetleri eriyen Rus oligarklar gibi.
***
'Yılda 1.5 milyon çocuk doğuyor fakat potansiyelimiz 18 milyon'
1930’lı yıllarda bir türlü büyüyemeyen ABD ekonomisini küresel bir güç haline getiren İkinci Dünya Savaşı’dır. Savaş ekonomisi şirketleri gelişim yönünde etkilerken 1945 sonrası başlayan nüfusu dengeleme politikası da aslında ekonomiyi canlandırmaya yönelik önemli bir adımdı. ‘Baby Boomers’ yani Bebek Patlaması verilen 1946-1964 döneminde 66 milyon çocuğun doğumuyla birlikte birçok küresel markanın doğumu da yaşandı. ABD yönetiminin en az 3 çocuk için verdiği destekler şimdi bizler için de tanıdık bir söylem. Türkiye’de de ‘3 Çocuk’ söylemleri, çocuk sayısıyla artan destekler, teşvikler... ABD’de o dönem yılda ortalama 3.5 milyon çocuk dünyaya geliyordu. Türkiye’de ise şu anda 1.5 milyon çocuk hayata merhaba diyor. Hal böyle olunca çocuklara yönelik yatırımlar da artıyor.
B-Fit’leri kurarak Türkiye’de yüz binlerce kadının hayatına spor ve egzersizi sokan Bedriye Hülya’nın Aslı Olgun ile birlikte hayata geçirdiği Muzipo Kids bunlardan biri. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 30 merkeziyle çocuğun gelişimini eğlenceli hale getiren Muzipo’nun hedefinde 18 milyon çocuk var.
“Toplumda erken yaşta egzersiz ve oyunun önemi ile ilgili farkındalık yaratmak” misyonu ile Muzipo Kids’i kurduklarını anlatan Bedriye Hülya, “Sektörümüzün çok büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyeli değerlendirmek isteyen franchise adayları ile görüşmelerimiz sürüyor. Doğru franchise adayları, güçlü altyapımız ve Ar-Ge yatırımlarımızla 2017 yılının sonuna kadar hızlı bir büyüme ivmesi yakalayacağımıza inanıyoruz” diyor.
Mesele çocuk olunca süreç zorlu geçiyor
Mesele çocuk olunca franchiser sistemini soruyorum Bedriye Hülya’ya… “Muzipo’nun franchise adayları, uzun görüşmeler ve testler sonucunda sisteme katılıyor. Yatırımın geri dönüş süresi 18-24 ay olarak öngörülüyor. Franchise bedeli ile tüm malzeme ve ekipmanlar, Muzipo’ya özel üye takip bilgisayar programı, uygulamalı eğitimler, işletmeyi açmak ve işletmek için gerekli her türlü bilgi ve programlar, reklam ve tanıtım desteği, personel bulma adına verilecek destek ve pek çok servis almaya hak kazanılıyor. Sürdürülebilir franchise sisteminin en önemli konusu ise satış sonrası destek programlarıdır. Muzipo Kids ekibi merkez sahipleriyle; doğru lokasyondan personel teminine, işletmecilik eğitiminden açılış destek programlarına kadar pek çok konuda beraber çalışıyor. Açılış sonrası sahada yanında olan satış sonrası destek ekibi ile de tüm hedef çalışmalarını yürütüyor. Merkezler, eğitmen eğitimleriyle ve uzman akademisyenlerle geliştirilen programlarıyla arkasına üniversiteleri alarak, farklılığını ortaya koyuyor” diye yanıtlıyor Hülya sorumu. Hani derler ya, “En iyi yatırım geleceğe yatırım...”
Bir anlamda çocuklara yönelik yatırım önümüzdeki dönemde daha fazla öne çıkacak.