GOÜ’lerde baskı devam ediyor
Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) grubunda rüzgar dinmiyor. Yakın dönem içerisinde Arjantin ve Türkiye ile öne çıkan “problemleri görme durumu” geride bıraktığımız hafta içerisinde farklı üyelerle devam etti. Endonezya ve Hindistan derken son olarak Brezilya ile konunun canlı tutulduğunu görüyoruz.
Bir süredir tartışılan “yeni normal” başlığı işlerlik kazandıkça farklı noktalarda tahribatlar yarattığına tanıklık ediyoruz. Mayıs 2013 sonrasındaki ilk bir yıllık sürecin şiddetinde olup olmadığımızı şu aşamada net bir şekilde söylemek kolay değil. Sadece ülke varlıklarının değerlenmesine bakarsak söz konusu durumun geçerliliği yok. Öte yandan şunu da atlamamak gerek; küresel faizlerdeki yükseliş süreci uzun bir erteleme döneminin ardından henüz başladı ve sona ermekten uzak bir noktada. Normalleşme genele yayıldıkça zaman zaman tahribatların tartışıldığı sohbetleri de yapmaya devam edeceğiz.
Bu noktada Türkiye’de bir süredir ertelenen, tartışılan para politikası hamlelerinin peş peşe hayata geçirildiğini gördük. Faiz artırımı ile birlikte sadeleşme sürecinin de tamamlanması oluşan tahribatın sınırlarına bir süreliğine set çekti. Para politikası ile tüm problemlerimizi çözmenin mümkün olmadığını ancak önemli bir tartışma başlığının da masadan kaldırıldığını bilmek sağlıklı olanı. Süreç içerisinde atılan adımların olumlu ve olumsuz yanlarını göreceğiz. Yeri geldikçe tartışmaya geri döneriz.
GOÜ grubunda ise nicedir tartışma konusu olmayan üyelerde ciddi gelişmeler var. Endonezya’da Nisan-Mayıs döneminde iki kez yapılan faiz artırımı hamlesi ile varlıklardan çıkış süreci durdurulmaya çalışıldı. Düşük enflasyon gerçekleşmesi ve hedeflemesi (yüzde 3.6) bizim alışık olduğumuz sorun başlıklarının ülke nezdinde gündeme gelmesini engelliyor. Oranın da farklı sorunları olmakla birlikte Mart sonundan bu yana fon çıkışı olduğunun altını çizmemiz gerek.
Hindistan’da hatırlatmak gerekirse bir süredir faiz indirim döngüsü içerisinde ilerliyorduk. Şimdi döngünün terse dönme riski belirdi. Rupideki değer kaybı ülke merkez bankasını dört yıl aradan sonra ilk kez faiz artışı hamlesine sürükledi. Politika faizinin 25 baz puan artırılması piyasa açısından aksiyon ve sinyal etkisi taşıyor. Burada da düşük enflasyon gerçekleşmesi (yüzde 4.5) olması problemlerin sınırlı kalmasına imkan tanıyor.
Brezilya’da problemler var. Seçim riskinin yavaş yavaş fiyatlamalara girmesi, grev süreci, realin değer kaybı derken swap ihaleleri üzerinden hamleler yapıldığını gördük. Daha önce Kasım ayı için fiyatlanan faiz artırım beklentileri şimdilerde Ağustos sonu hatta Haziran ayı içi tartışılmakta. Düşük enflasyon gerçekleşmesi (yüzde 2.76) burada da tartışma başlıklarını azaltıyor.
Gelişmiş-gelişmekte olan ülke yaklaşımları arasında ilk çeyrekten bu yana ayrışma var. Haziran ayının yoğun gündemi de düşünüldüğünde stres artışının devam ettiğini görebiliriz. Stres hep olacak. Mesele, hazırlıklı yakalanmak.