Göstergeler büyümede yeni model diyor

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

İSO'nun "2012 yılı ilk yarı ekonomik durum tespit anketi" ve Naki Bakır'ın yılın ilk yarı sonuçları araştırması ilk yarının kötü geçtiğini, yıl sonu OVP'nin yüzde 4 büyüme rakamının tutması için dış konjontürdeki düzelmenin  getireceği ikinci yarı canlanmasının önemli olduğunu ortaya koyuyor. Ancak bana göre asıl ortaya koyduğu sonuç, son yıllarda temel ayakları ithalat ve iç tüketim olan büyüme modelinin artık sürdürülebilir olmadığı, daha sağlıklı bir modele ihtiyacımız olduğu.
Arkadaşımız Naki  Bakır, 2012 yılının ilk yarısında TÜİK, Merkez Bankası, Kalkınma bakanlığı ve temel sektörlerin  verilerine dayalı olarak yaptığı araştırma haberinde yılın ilk yarısında beklenenden daha sert bir iniş olduğu sonucuna varıyor. İSO'nun "2012 yılı ilk yarı ekonomik durum tespit anketi " sonuçları da ilk yarı için benzer sonuçlar ortaya koyuyor. Göstergelerin 2011 yılı ikinci yarısından daha kötü olduğu ankete katılanlarca belirtiliyor. Ancak, İSO anketine katılanlar özellikle geleneksel pazarımız Avrupa'da ekonomik iyileşme beklediklerini, bunun sonucunda ikinci yarının daha iyi geçeceğine inandıklarını açıklıyorlar. Buna bağlı olarak da yıl sonu büyüme beklentilerini Orta Vadeli programa uygun olarak yüzde 4.1 olarak açıklıyorlar.

Ancak, Naki Bakır'ın haberi ve İSO anketinden benim vardığım sonuç ekonomik göstergelerin son 9 yıllık dönemden farklı bir büyüme modelinin gerekliliğini ortaya koyuyor. Ve yeni büyüme model arayışına ihtiyaç olduğu gösteriyor,
Bunu iyi anlatabilmek için zaman zaman değindiğim son dönem büyüme modelinin ne olduğunu bir kez daha tekrarlamalıyım.
Türkiye'de son dönemdeki büyüme modeli iç tasarruf giderek düştüğü için, dış kaynak kullanımına dayalı iç tüketimi körükleyen, hane halkı  borçluluğunun artmasına  yol açan, üretimde ithal hammadde girdisini artıran, ithalata ve iç tüketime dayalı bir modeldi. İç tasarrufa, sağlıklı yatırıma dayalı içten kaynak girdisi yüksek bir yapıya dayanmadığı için hem yeterli yatırım ve istihdam sağlamıyordu. Hem de dış açık ve cari açığın artmasına neden oluyordu. Buna bağlı olarak bu büyümeye eleştirimizi ithalat ve iç tüketime dayalı "Hormonlu büyüme" tanımıyla ortaya koyuyorduk. Bu büyümenin yüksek oranlı olmasına karşın "Sağlıklı" bir büyüme olmadığını iddia ediyorduk…
Naki Bakır'ın haberi bu teşhisimizi doğrulayan veriler ortaya koyuyor:

Haber iç talepte bir daralma olduğunu, hane halkının belki de artan borçluluğunu gözden geçirip tüketimde frene bastığını gösteriyor. 
Bunun sonucunda iç talep göstergelerinden beyaz eşyada satışlar yerinde sayarken, otomotivde hem satış, hem üretim, hem ithalatta sert düşüş yaşandığı haberde belirtiliyor.
Haberde ayrıca yatırım malı ve hammadde ithalatında gerileme olduğu, şirket kuruluşlarının azaldığı, bankacılıkta kredi genişlemesinin hız kestiği, karşılıksız çek ve protestolu senet sayısında artış olduğu gözlenirken, vergi pastasında da gerileme de belirtiliyor,Yıl sonu yüzde 4 büyüme hedefinin  yakalanmasının "net dış ticarete"  ve  ekonomide ikinci yarıda canlanmaya bağlı olduğu ortaya konuluyor.

İSO anketindeki dışardaki iyileşmeye bağlı ikinci yarı canlanması beklentisi ve Bakır'ın benzeri şekilde belirttiği ikinci yarı canlanması ile 2012 OVP'nın öngördüğü yıllık yüzde 4'lük büyümeyi sağlamamız sonucunu getirebilir. Ancak,  büyümemizin modelinin temelinde var olan sorunların çözülmesine ihtiyaç olduğunu ortadan kaldırmaz.

Bol dış kaynak olan dönemde ithalata ve iç tüketime dayalı büyüme modelinin artık sürdürülebilirliğinin kalmadığı ortaya çıkmıştır.
Büyüme, sanayiciye ve topluma en büyük moral veren unsurdur. Refahın artmasının kaynağıdır. Bu açıdan ekonomik büyüme vazgeçilmez bir konudur. Ancak, bizim "Hormonlu büyüme" modelimizin sürdürülebilirliği yeni dönemde, global krizler ortamında mümkün değildir. O nedenle büyümede hiç vakit kaybetmeden yeni ve daha sağlıklı bir model arayışına girmemiz gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar