Görünüme aldanmayın!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Finansal piyasalarımız, nispeten zor bir haftayı aşırı dalgalanmalar yaşamadan atlatarak günü kurtardı. Küresel ölçekte riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesini önlemeye yönelik çabalar da, bu sonucun ortaya çıkmasına yardım etti. Fakat bu durum, en kötünün geride kaldığı anlamına gelmiyor. Yaklaşık yirmi yıldır sürdürülebilir olmayan eğilimlerde ısrar etmenin ve sorunların ağırlaşmasını göze alarak günü kurtarmanın muhtemel sonuçlarını yaşıyoruz! Bugüne kadar ödendiği varsayılan bedeller, bundan sonra karşımıza çıkacakların yanında çok önemsiz kalıyor!

Yunanistan’ın halk oylaması sonrasında hazırladığı programın, AB Komisyonu tarafından kendilerine önerilen son tasarı ile aynı olduğu söylemi gerçeği yansıtmıyor. Evet, belli bir kemer sıkma düzeyini kabulleniyor; ancak önümüzdeki üç yıllık dönem için yaklaşık 53 milyar Euro’yu bulan taze kaynak talep ediyor! Yunan Hükümeti, gerek halk oylamasından ve gerekse ABD ile IMF’den bulduğu zorunlu siyasi desteği kendi lehine kullanmaya çalışıyor. Ekonomik çözümün olmadığı bir konuda, siyaseten AB Komisyonu ve direnen Avrupalı Liderler taviz vermek mecburiyetine itiliyor. Piyasalar da şakşakçılık yaparak, kırılganlığın artmasını ve gelişmelerin kontrolden çıkmasını engellemeye çalışıyor. Son altı yıldır geri adım atmaya abone olan Avrupalı liderler, çok daha büyüklerini atmak zorunda kalacak ve orta vadede Euro diğer tüm paralara karşı değer kaybetmeye devam edecek gibi görünüyor.

Son haftalarda Çin’de yaşanan gelişmeler ve beklentiler üzerindeki kısmi yansımaları ise olumlu düşünmeye izin vermiyor: küresel büyüme tahminleri kademeli olarak aşağı çekiliyor! Gelişenleri daha sert bir şekilde durgunlaşması, piyasaların yıkıcı olabilecek türden dalgalanmalar yaşaması ve riskten kaçınma eğiliminin belirleyici olmayı sürdürmesi olasılıkları güçleniyor. Şimdilik emtia fiyatlarındaki düşüşün ve döviz kurlarında aşırı hareketliliğin durulması, tehlikenin atlatıldığı anlamına gelmiyor!

Kimsenin doğruluğuna inanmadığı ve çözüm olabileceğini düşünmediği hamleler ile günü kurtarabilirsiniz; ama güvensizliğin büyümesini ve riskten kaçınma eğiliminin kademeli olarak güçlenmesini önleyemezsiniz! Piyasaların gerçekçilikten uzak yaklaşımları, ABD Merkez Bankasının bu yıl içinde faizleri yükseltmeye başlaması olasılığını güçlendiriyor. Eğer Yunanistan ve Çin konusu gerçekçi bir şekilde fiyatlansa idi, dolar faizlerinin yükselişi daha da ötelenebilirdi! Ya gerçekler, ya da dolar faizlerinin yükselişi risk alma isteği üzerinde belirleyici olarak, küresel ekonomiyi daralmaya ve yeni krizlere zorluyor.

Ayrıca Asya genelinde yaşananlar ile Orta Doğu’daki gelişmeleri de dikkate almak gerekiyor. Hindistan ve Pakistan’ın Şanghay İşbirliği Örgütüne katılması görmezden gelinebilecek kadar önemsiz bir konu mudur?

Gelişmiş Batının yönlendirdiği finansal sermayenin hareket alanının daralması, ciddi bir güç kaybı anlamına gelmez mi? İran ile gelişmiş batılılar arasında yürütülen nükleer görüşmelerde, kazanan ve kaybedenler kimlerdir? Irak ve Suriye’nin parçalanma sürecine girmesi, bölgeyi ve küresel dengesizlikleri nasıl etkiler?

Ülkemiz adına, sadece Euro’nun daha fazla değer kaybetmemiş ve petrol fiyatının biraz gerilemiş olmasında teselli aramak çözüm müdür? İhraç pazarlarımız ve dış finansman olanaklarımız alarm vermeye devam ediyor, biz ise günü kurtardığımıza seviniyoruz!

Kurulacağı umulan koalisyondan mucize yaratmasını bekleyerek, tedbirli olmaya çalışmıyor ve büyüyen tehlikeleri görmezden geliyoruz! Ne geçmişteki yaşanmışlıklardan, ne de içeride ve dışarıdaki gelişmelerden ders almayı beceremiyoruz! Akıl tutulması ve korkuları, besleyip büyütmekten başka bir şey yapamıyoruz!

Gerçekçi olamadığı için tepkisellikten kurtulamayanlar için, fırsat yoktur ve tehlike çoktur! Bu kısır sürece abone olanlar kendi gelecekleri üzerinde belirleyici olamaz, itilip kakılmaktan kurtulamazlar!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar