Görünen köy kılavuz istemez!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel koşullar ile siyasi hesapların süratle birbirinden uzaklaştığı bir döneme girdik ve büyük bir olasılıkla böyle olmaya devam edecek. Bu durum Türkiye ekonomisine ilişkin kırılganlık algılamasını olağandışı boyutlara çıkarıyor ve beklenti yönetimini pek bir işe yaramaz hale getiriyor. Orta Vadeli Plan hedefleri ve buna bağlı olarak şekillenen 2014 yılı Bütçe Tasarısı’na ilişkin büyüklüklerin seçimlere ilişkin hesapların büyüklüklerin seçimlere ilişkin hesapların gölgesinde kalması bu sonuçta belirleyici oluyor. Hızlı büyüyen ve küçültülemeyecek kadar büyük risk taşıyan işkolları için alarm zilleri çalıyor.

Belli ki Orta Vadeli Plan ve bütçe tasarısından sorumlu olan siyasi irade büyük risk alıyor; ya küresel koşullar onların hesaplarına uyacak ya da her şey kontrolden çıkacak. Yumuşak iniş olmayacak, ya uçulacak ya da çakılarak düşülecek. Bu aşamada hâlâ özerk olduğu iddia edilen Merkez Bankası’nın ve kurumsal yapının tercihlerinin ne yönde olacağı önem kazanıyor. Küresel koşulları öncelikle dikkate alarak tedbirli olmaya mı çalışacaklar, yoksa siyasi iradenin kumarına ortak mı olacaklar? Gerek para politikasının, gerekse kurumsal bütçelerin 2014 yılına ilişkin hedefleri ne olacak? Başka bir deyişle olası kayıpları sınırlı tutma anlayışı mı ön plana çıkacak, yoksa telafisi imkânsız zararlara dönüşecek yol mu tercih edilecek? Bu ve benzeri soruların yanıtını kimse bilmiyor. Bu durum Türkiye ekonomisine ilişkin risk algılamasını daha önce görülmemiş düzeylere yükseltiyor.

Merkez Bankası görevi gereği Orta Vadeli Plan ve 2014 yılı Bütçe Tasarısı’na ilişkin büyüklükleri dikkate almak zorunda; fakat aynı zamanda küresel koşullar nedeniyle yaşanabilecek sert dalgalanmaları yumuşatmak için ne gerekiyorsa yapmak konumunda… Birbirine tamamen zıt olan bu iki farklı yükümlülük muhtemelen söylem ve eylemi farklılaştıracak. Hal böyle olunca söylem ve eylemin birbirinden uzaklaşmaya devam edeceğini ve itibar sorununun büyüyeceğini dikkate almak gerekiyor. Başka bir deyişle olduğumuz gibi görünemeyeceğiz ve bu tuhaflığın farkında olmayanlar çok büyük sıkıntılar yaşayabilecek.

Ayrıca gerek Merkez Bankası, gerekse kurumsal yapı üzerindeki siyasi baskının artabileceğini de bugünden hesaba katmak gerekiyor. Bir yandan giderek olumsuzlaşan küresel koşullar, diğer yandan siyasi baskı riski, iş dünyasını da eylem ve söylemini farklılaştırmak zorunda bırakabilir. Son on yılda eğilimler yine sürdürülebilir değildi, fakat böylesi bir açmaz hiç yaşanmamıştı. Islanmamak adına yağmurdan kaçmak ister iken doluya tutulma riski hiç bu kadar yüksek olmamıştı!..

Evet, belirsizlik ve kırılganlığı çok yüksek olağandışı bir dönem bizi bekliyor. Tedbirli olabilmenin hayati önem taşıdığı bir dönemde siyasi hesaplar gereği tam aksine zorlanmak yıkıcı dalgalanmaların sebebi olabilir. Yabancı sermaye bu riske ortak olmak istemiyor, onları faiz lobisi diyerek suçlamak durumu düzeltemiyor. Eli taşın altında olanlar ise ne yapacaklarını bilemedikleri için bunalıyor. Olmayacak tercihlere ve işlere amin demek zorunda kalmanın faturası çok ağır olabilecek gibi görünüyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar