Görücü usulü ile hayvan ithalatı...

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

 Uygulanan hayvancılık politikası Türkiye'yi sütte arz fazlası,ette arz eksikliği olan bir ülke konumuna getirdi. Yani süt üretimimiz fazla olduğu için,et üretimimiz az olduğu için sorun yaşıyoruz. Dünyada böyle bir sorunu yaşayan başka bir ülke yoktur.Türkiye'yi yönetenler bunu da başardı. Öyle bir hayvancılık yapısı oluşturuldu ki, süt fazlası olmasına rağmen süt ineği ithal ediliyor.Ette arz açığı olduğu için zaten ithalata mahkum. Her iki durumda da ithalat kaçınılmaz oluyor.

Bu kısırdöngüye nasıl girildi?

Arz fazlası olduğu için çiğ süt fiyatı düşük seyrediyor. Çoğu zaman maliyetinin altında bir fiyata satılıyor. Süt inekçiliği yapan çiftçiler, işletmeler para kazanamadığı için ineklerini kesip sektörden çıkıyor. İnekler kesilince hayvan varlığı dolayısıyla doğurganlık azalıyor. Doğum yapacak inekler kesildiği için et üretiminde değerlendirilecek dana üretilemiyor.

Bir yandan ineklerini kestirip sektörden çıkanlar var. Diğer tarafta devletin verdiği düşük faizli kredi ve hibelerle yeni süt işletmeleri kuruluyor. Kurulan bu yeni işletmeler için damızlık hayvan yani inek ithal ediliyor. Bir süre sonra bu inekler de kesiliyor. Yeni işletmeler için yine ithalat yapılıyor. Yani süt inekçiliğinde kısır döngüye dönüşen bir ithalat var. Bir yandan inek ithal ediliyor bir yandan da inek kesiliyor. İneklerden istenen düzeyde buzağı alınamadığı için ette açık meydana geliyor.

Oysa, çiğ süt değerinde satılsa ve süt inekçiliği verimli yapılsa,kurulan işletmeler hem düve(damızlık) ihtiyacını hem de besilik dana ihtiyacını karşılamış olur. Bir çok ülkede sistem böyle yürüyor.Nitekim, düve üreten,besilik dana üreten ve satan işletmeler var. Fakat,ithalat sevdasından vazgeçilmediği için onlar da rekabet edemiyor.

Türkiye sadece damızlık ithal etmiyor. Et açığını kapatmak ve et fiyatının yükselmesini önlemek bahanesiyle bir yandan da besilik dana ithal ediyor. İthal edilen besilik danalar bir kaç ay beslendikten sonra kesilip et olarak tüketiliyor. Ülkede dana üretimi yeterli olmayınca et ihtiyacının bir bölümü ithal besilik danalardan karşılanıyor. Süt inekçiliğinden yeterli dana üretilemiyor. Etçi ırklardan besilik dana üretecek çiftlikler de yok. geriye tek seçenek kalıyor o da ithalat. Süt ineğinde olduğu gibi besilik dana ithalatında da ithalata dayalı bir döngü yaşanıyor.

Yıllardan beri bu iki döngüyü kıracak hiç bir önlem alınmıyor.Bunun yerine birilerine her dönem para kazandıran ithalat çarkı çevriliyor.

Yıllardır kurulan bu ithalat çarkı yerli üretimi olumsuz etkiliyor. İthal edilen her hayvan yerli üreticiyi sistemin dışına itiyor. İthal hayvanlarla rekabet edemeyen yerli besiciler sektörden çekiliyor.

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik göreve başladığında yaptığı ilk açıklamalarda ithalatta yaşanan kısırdöngüyü kıracak bir politika uygulayacağına dair umut verici açıklamalar yaptı. Canlı hayvan ve et ithalatının çözüm olmadığını, yerli üretimi, hayvan varlığını artırmak gerektiğini söyledi. Yerli üreticilere zarar verecek hiç bir politikayı uygulamayacaklarını haykırdı.

Ancak, bu açıklamaların aksine kısa sürede Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Süt Kurumu'na 400 bin baş besilik sığır, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne ise 150 bin baş damızlık sığır ve 20 bin baş damızlık koyun-keçinin sıfır gümrükle ithalatı için yetki verildi.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Et ve Süt Kurumu hayvan ithalatı için işletme sahiplerinden talep topladı. Bu talepler doğrultusunda ithalat yapılacak. Nitekim, Et ve Süt Kurumu 100 bin baş besilik sığır ithalatı için ihale açtı. 

Hem besilik sığırlar hem de damızlık sığırlar devlet tarafından ithal edilecek ve talepte bulunanlara dağıtılacak. Yani ithalattan vazgeçmek yok, yola devam.

Buraya kadar anlattıklarımız hayvancılık politikasının ne kadar yanlış uygulandığını gösteriyor. Bundan sonra anlatacaklarımız ise işin deyim yerindeyse trajikomik yanı olacak.

Hükümet yanlış politika ile hayvan ithal ediyor. Fakat, ilk kez ithalatta yeni bir uygulama ya gidiliyor. Et ve Süt Kurumu'ndan besilik sığır, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nden damızlık sığır ve koyun almak için başvuranlar hayvanları görmeden satın alacaklar. Yani görücü usulü hayvan ithal edilecek. 

Nasıl olacak?

Diyelim ki, hayvancılık yapmak istiyorsunuz. Bunun için devletin verdiği destek veya hibeden yararlandınız ve yatırım yaptınız. İhtiyacınız olan damızlık hayvan temini için Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM)'ne başvurdunuz. Sütçü ırklarda en az 100 baş, kombine ve etçi ırklarda ise en az 50 baş almak zorundasınız. Daha düşük sayıdaki talepler kabul edilmiyor.

Başvurunuz kabul edildikten sonra Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü sözleşme imzalamak için sizi Ankara'ya çağırıyor. Ankara'ya gidince alacağınız ineğin fiyatını öğrenebiliyorsunuz.

Sözleşme aşamasında alacağınız hayvanların toplam bedelinin yüzde 30’u avans olarak yatırmanız gerekiyor. Kalan yüzde 70’i ise ithalatın yapılacağı ülkede hayvanlar gemiye, TIR'a yüklenmeden önce TİGEM' in hesabına yatırılması isteniyor. Yani daha hayvan ülkeye gelmeden ve siz hayvanları görmeden parasını peşin ödüyorsunuz. Almaktan vazgeçerseniz ödediğiniz yüzde 30 avans geri ödenmiyor. TİGEM'e gelir kaydediliyor.

Süt ırkı 100 baş damızlık alacak bir yetiştirici, hayvanların her biri 2 bin euro ise, toplamda 300 bin euro ödeyecek. Bunun yüzde 30'u 90 bin euro. Hayvanları hiç görmeden bu parayı öderseniz, gelen hayvan ne olursa olsun kaderinize razı olup almak zorunda kalıyorsunuz.

Daha basit bir anlatımla devletin kurumları sizin adınıza gidip hayvanı seçiyor, beğeniyor, ithal ediyor. Sizde almak zorunda kalıyorsunuz. Görücü usulü hayvan ithalatı bu.

Eğer devlet verimsiz, damızlık özelliği olmayan hayvan getirip size satarsa kaderinize razı olacaksınız. Bu işi bir kazanç kapısı olarak görenler, ithalat yapılacak ülkedeki satıcılarla anlaşıp damızlık değeri düşük, verimsiz hayvanları Türkiye'ye satılmasını sağlayabilir. Yani birleri para kazanacak diye hem devlet hem de vatandaş kazıklanabilir. Bizden uyarması.

Özetle, ister görücü usulle olsun isterse normal ithalat olsun, CNN Türk'ten değerli dostumuz Emin Çapa'nın söylediği gibi yine başka çiftçileri zengin edeceğiz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar