Göreceli sakinliğe aldanmayın!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Finansal piyasalarımızın yatay bant içinde yüksek oynaklıkla dalgalanması, gelişmelerin kontrol altına alınmaya başlandığı anlamına gelmiyor. Açıklanan veriler ile yaşanan gelişme ve şoklar, kırılganlık algısının güçlenmeye devam ettiğine ve güvensizliğin büyüdüğüne işaret ediyor. 

Mart ayı ihracat rakamının bir yıl öncesine göre güçlü bir şekilde gerilemeye devam etmesi, yine aynı döneme ilişkin enfl asyon verisinin beklenenden çok daha yüksek çıkması olumlu düşünmeye izin vermiyor. 2014 yılı geneline ilişkin büyüme rakamının yüzde 2.9 olarak açıklanması, geleceğe ilişkin beklentilerin olumsuzlaşmasını engelleyemiyor. Elektrik dağıtımındaki şok niteliğindeki çöküş ve Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan terör olayı, genel seçimler öncesinde kafaları iyice karıştırıyor. Siyasi irade tarafından açıklanan istihdam ve yapısal reform paketi ise, olumsuz eğilimlerin yönünü değiştirebilecek bir ağırlık taşıyamıyor. 

Para politikası yan tesirler sebebiyle gevşetilemiyor ise maliye politikasını gevşeterek bir şeyler yapma anlayışı ön plana çıkıyor. Eğer yabancı yatırımcıların tercihleri değişmez ise açıklanan paket genel seçimlerde oy kaybını azaltmaya çalışmak dışında bir anlam taşımayabilir. Bütçe açığının artmasına ilişkin endişeler kırılganlığın artmasına katkı yapabilir! 

Küresel düzeydeki gelişmeler de rehavete kapılmanın tehlikeli olabileceğinin hesaba katılmasını gerektiriyor. İran’ın nükleer programında geri adım karşılığında ekonomik ambargonun kademeli bir şekilde kaldırılması konusunda uzlaşıya varılmış olması, tek başına belirsizliği azaltabilecek bir durum değildir. Petrol arzının artması ve fiyatının yeniden düşüşe geçmesi sıkıntı yaratabilir. Bu tehlike, şimdilik beklenenden çok düşük çıkan ABD istihdam verileri ile dengelenmiş gibi görünüyor! Küresel piyasalarda birkaç haftadır yaşanan eğilimin sadece düzeltme niteliğinde olduğunu unutmamak gerekiyor. Herhangi bir sebeple doların diğer paralara karşı yeniden güçlenmeye başlaması veya emtia piyasalarının gerilemesi riskten kaçınma eğilimini tetikleyebilir. Arap baharından bu yana etkili olan, gelişmekte olan ekonomiler merkezli yeni bir küresel krizin yaklaşmakta olduğu algısı değişmedi; sorunların ağırlaşmasını önlemek yönünde pek bir şey yapılamadı, jeopolitik gerginlikler ise sinsice büyümeye devam ediyor. Gerek küresel gerekse ulusal düzeyde, tutulamayacak sözler vererek ve piyasalardaki güvensizlik yaratan eğilimlere müdahale ederek bir çeşit ateşkes ortamı yaratabilirsiniz; fakat bu tür yaklaşımlar ile yaratılan göreceli sakinlik kalıcı olamaz ve sorunların ağırlaşması önlenemez. Bu durumun farkında olamayanlar, muhtemelen diğerlerine av olacak ve iyi niyetli olunması sonucu değiştiremeyecek! Türkiye benzeri çaresizlik içine düşenler, hesapsızca küresel düzeyde risk alma isteğinin yeniden artmasını bekliyor ve umudu bu eğilimde arama gafletine düşüyor. Sürdürülebilir olmayan eğilimler ve ağırlaşmış koşullar nedeniyle bunun mümkün olmadığını, zorlanması durumunda aynı sonucun söz konusu olamayacağını kabul edemiyor. Bu seçenek küresel kriz ile Arap Baharı arasındaki iki yıllık dönemde denendi ve faydasından çok daha büyük yan tesirleri olacağı yaşanarak görüldü! Tekrar denenmesinin felaket dışında bir sonuç üretemeyeceği çok iyi anlaşıldı! Durum böyle olmasa idi, riskten kaçınma eğilimi yaklaşık dört yıldır güçlenmeye devam etmezdi ve jeopolitik riskler açığa çıkmayabilir ve yayılma tehlikesi söz konusu olmayabilirdi! 

Dalgalı bir şekilde belirleyici olmayı sürdüren riskten kaçınma eğilimi, istikrarsızlığın büyümesinden başka bir şey sunmuyor. Bunu görenler, olumsuz seçenekler arasında daha az olumsuzunu tercih dışında bir şansının kalmadığını anlıyor ve başının çaresine bakmaya çalışıyor. Başkalarını aldatacak şekilde bilgi kirliliği yaratmadan amacına ulaşamayacağını görüyor ve kırılganlık ateşini beslemek zorunda kalıyor! İçine düştüğü çaresizlik nedeniyle kısa vadeye abone olmak durumunda kalanlar, diğerlerinin masasında çerez olmaktan kurtulamıyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar