Goldilocks senaryosuna geri dönüş…
Gelişmiş ülke borsaları beklentilerden yüksek şirket karları ile yükselmeye devam ediyor. Güçlü ABD tarım dışı istihdam verisi ve PMI rakamları da hisse senedi fiyatlarındaki yükselişi destekliyor.
Fed Başkanı Powell’in “enflasyondaki gerilemenin geçici” olduğu açıklamasının piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı ve geçici oldu. Tarım dışı istihdamdaki artışa ve işsizliğin rekor düşük seviyeye gerilemesine rağmen ücret artışında bir hızlanma olmaması Goldilocks senaryolarını yeniden gündeme getirdi.
Wall Street’in yeni zirveler kırmasına rağmen, 10 yıllık faizlerin düşük seyrettiği mevcut konjonktür Fed’in durgunluk endişesi olmadığı için faizleri indirmeyeceği, enflasyon üzerinde baskı olmadığı içinde faizleri artırmayacağı uzun bir bekleyiş dönemine işaret ediyor.
Gelişmekte olan ülkeler risk iştahındaki artıştan henüz sınırlı oranda yararlanıyor. Dolardaki yükselişin kısmen tersine dönmesine rağmen gelişmekte olan ülke paralarında satış baskısı devam ediyor.
Gelişmekte olan ülke fonlarına bakıldığında tahvil fonlarına girişin (hem yerel para hem de euro-tahvil) devam ettiğini görüyoruz. Ancak hisse senedi fonlarına giriş henüz sınırlı düzeyde seyrediyor.
Türkiye varlıkları dünyadan negatif ayrışmaya devam ediyor. İstanbul seçimlerine yönelik belirsizlik ve piyasa dışı ekonomi politikalar uygulama eğilimi Türkiye varlıklarında dünyadan bağımsız bir satış baskısına yol açıyor.
Gelişmekte olan ülkelere göre %50’nin üzerinde fiyat kazanç iskontosuna rağmen, Türkiye hisseleri geçtiğimiz üç aylık dönemde gelişmekte olan piyasalara göre %25’e yakın negatif ayrıştı. Yabancı yatırımcıların yerel tahvillerde tuttuğu pozisyon %12’nin altına gerilerken uzun dönemli faizleri %20 seviyesine yaklaştı.
Dünya piyasaları büyümenin yüksek, enflasyonun düşük seyrettiği, hisse senedi ve tahvil piyasalarının eş anlı olarak para kazandırdığı Goldilocks senaryosunu fiyatlarken Türkiye varlıklarında büyümenin uzun süre düşük, enflasyonun yüksek seyredeceği kötümser bir senaryo fiyatlanmaya devam ediliyor.
Bu durum değişebilir mi? Elbette değişebilir. Türkiye ekonomisinin temel dinamikleri son dönemde bir miktar zayıflamasına karşın halen güçlü. Ama iki temel değişikliğe ihtiyacımız var: (i) Yerel seçimleri ve kısır politik tartışmaları geride bırakmamız; (ii) Piyasa dışı mekanizmaların kullanılmadığı normal ekonomi politikaların uygulanacağına yatırımcıları ikna etmemiz. Ümitle beklemeye devam ediyoruz.