Golcü MB mi, seçimler mi, girişimcilerin beklediği ekosistem mi?
2018 Dünya Kupası’nın ardından yazmıştım:
“Golü atanlar ön plana çıkar/çıkarılır… Ya golü atana ve daha önemlisi kazanmaya zemin hazırlayanlar? Yani, ‘sessiz sedasız’ takımını sırtlayanlar? 2018 Dünya Kupası’nda da öyle oldu… Başta, golcülerin takımları favoriydi… Ama, ‘sessiz tamamlayıcıları’ olmayınca, ‘favoriler’ eridi!
Suarezli, Cavanili, Gomezli Uruguay yarı finale dahi çıkamadı… Neymarlı, Jesuslu Brezilya çeyrek finalde takıldı… Ronaldolu, Silvalı, Quaresmalı Portekiz çeyrek finali göremedi…
Müllerli, Gomezli Almanya erkenden havlu attı… Rodrigezli, Falcaolu Kolombiya ilk 16’da yok… Messili, DiMarialı, Higuainli, Aguerolu Arjantin ilk 16’da yok… Salahlı Mısır ilk 32’de yok…Yıllarca, disiplinle çalışan/çabalayan…
Dış ve iç etkilere karşı kendini geliştiren… Koordinasyon ve planlamayla değişime ayak uyduran… Kaybettiğinde eksiğini/yanlışını görüp/kapatabilen, yanlışta ısrar etmeyen Belçika, Hırvatistan, Fransa gibi 3 takımdan ikisi finali oynadı…
Bu sonuçtan ders alanlar/çıkartanlar gibi, rehavete kapılanlar da olacak… 2022 Dünya Kupası da, bize bunu anlatacak…”
VELHASIL
Yine Merkez Bankası ve seçimlere kilitlendik… Golcü rolünü onlara yükledik; Sadece golcülerle başarılamayacağını yaşanmışlıklar ve bugünkü durumumuz net bir şekilde anlatırken…
Emekliyi (tecrübeyi), öğrenciyi (hızı, gücü, merakı, hayali…) oyun dışı bırakmak; Memuru işçiden/meslekliden/teknik elemandan daha avantajlı kılmak; Gençleri ihtiyaç dışı alanlara/bölümlere yönlendirmek; İnşaatçıya/finansçıya çiftçiden/üreticiden daha fazla kazandırmak; Esnafı/sanayiciyi/ çiftçiyi plansızlık/kayıtdışı/ yanlış destek-teşvik-ithalat politikaları ile haksız rekabete sürüklemek; Kanunun/ kararın/uygulamanın onardığını/geliştirdiğini, diğeriyle bozarak ve yatırımlarda öncelikleri planlayamayarak zaman/kaynak israfını artırmak…
Gibi kronikleşmiş onlarca alışkanlık/hastalık… Kalecini, defansını, orta sahanı ve bağlantılarını kurgulamadan, bir iki golcüyle maç kazanmayı bekleme hastalığından/alışkanlığından kurtulmuş bir toplumun oluşturduğu “ekosistemi” kurgulamak önceliğimiz olmalı…