“Göç krizi çözülmezse, aşırı sağ kazanmaya devam eder”
Aşırı sağcı Geert Wilders’in Hollanda’da sandıktan birinci çıkması, AB’yi korkuttu. Haziran 2024’teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de aşırı sağın yükseleceğinden endişe ediliyor. PPE Başkanı’na göre, göç krizinin çözülmesi şart…
Geçen hafta bugün Hollanda’da yapılan genel seçimlerde aşırı sağcı Geert Wilders’in sandıktan birinci parti olarak çıkması, Avrupa Birliği’ni korkuttu. Hollanda Parlamentosu’nda 150 sandalyeden 37’sini kazanan Wilders’in Özgürlük Partisi’ni (PVV) ilk kutlayanlar yine Avrupa ülkelerinin aşırı sağcı ve ırkçı partileri oldu.
Almanya’nın aşırı sağcı partisi Almanya için Alternatif (AfD) Eş Başkanı Alice Weidel, Avusturya’nın aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı Herbert Kickl, Fransa’nın aşırı sağcı politikacısı Marine Le Pen, Belçika’nın aşırı sağcı Vlaams Belang Partisi Başkanı Tom van Grieken, İtalya’nın Lig Partisi lideri Matteo Salvini, İspanya’nın aşırı sağcı Vox Partisi lideri Santiago Abascal, Portekiz’in aşırı sağcı Chega Partisi ldieri Andre Ventura ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban, “değişim rüzgarları burada” diyerek Geert Wilders’i “başarısından dolayı” kutladılar.
AB’nin en üst yetkilileri, hükümet kurma arayışında olan Geert Wilders’in “Hollanda Başbakanı olmasının kesin olmadığı”na dikkat çekiyorlar. Ancak, önümüzdeki yıl 6-9 Haziran tarihlerinde yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın yükselişinden endişe duyduklarını da saklamıyorlar.
2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nun nasıl bir şekil alacağı da henüz çok bilinmeyenli denklemlerden biri. AP’nin en büyük grubu olan Avrupa Halk Partisi (PPE) Başkanı Manfred Weber, X’ten yaptığı paylaşımda “Avrupa solu, göç ve enflasyon konusunda bir an evvel uyanmazsa, Hollanda’da ki oylamanın Avrupa düzeyinde tekrarlanabileceğine inanıyorum. Göç krizini çözemezsek, Wilders ve diğerleri zemin kazanmaya devam edecek” açıklaması yaptı.
Hollandalı aşırı sağcı Geert Wilders seçim kampanyası esnasında en yüksek perdeden Türkiye’yi AB’de görmek istemediklerini seslendirdi. Wilders, “Avrupa’yı İslamlaştırmak isteyen Türkiye’nin Avrupa’da ve AB’de yeri yok” açıklaması yaptı.
Vize serbestisi hala “araştırılacak”
Tam da bu ortamda Türkiye ve AB, düzensiz göçün önlenmesi, terörle mücadele, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinin hızlandırılması konusunda iş birliğini güçlendirme iradelerini teyit etti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya geçen hafta çeşitli temaslarda bulunmak üzere Brüksel’e geldi.
Brüksel'de düzenlenen “Türkiye-AB Göç ve Güvenlik Yüksek Düzeyli Diyaloğu” toplantısından sonra yapılan açıklamada, “sınır güvenliği ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele gibi bir dizi konuda ortak yaklaşımları ele alan taraflar, kendi göç ve kolluk kurumlarının işbirliğini nasıl güçlendirebileceğini değerlendirdi” denildi. AB Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson ile bir araya gelen Bakan Yerlikaya, düzensiz göçün önlenmesine ilişkin politika ve eylemler hakkında görüşlerini paylaştı.
“Vize Serbestisi Diyaloğu kapsamındaki kriterlerin yerine getirilmesinde başarılı bir sonuca ulaşılması ve bu amaçla iş birliğinin yoğunlaştırılması yönündeki ortak iradelerini yinelerken, vize süreçlerinin hızlandırılmasıyla Türk vatandaşlarının seyahatlerinin kolaylaştırılması yollarını araştırma konusunda mutabık kalındığı” ifade edildi.
Geçen haftaki yazımdan sonra mesaj gönderen bir akademisyen dostum, “Sağcılar dünya genelinde güçleniyor Fikret. AB ülkelerinde ise demografik değişikliğe tepki yüzünden güçleniyor. Sol doğası gereği, temel insan haklarını savunmak durumunda. Ancak mülteci sorunu başta olmak üzere köşeye sıkıştı.
Daralma sürecek. Sonuçta bu iş entegre olmayan yabancıların deport edilmesine doğru gidecek. Her yabancı değil, Müslüman olanların gönderileceği bir süreç kapıda. İsrail-Filistin işi bunu tetikledi. Türkiye’de de aynı durum söz konusu. 40 yıllık süreçte sol çaresiz ve güçsüz kaldı. Türk ve Kürt milliyetçileri arasında ne yapacağını şaşırdı. Buna bir de 17 milyon mülteci eklendi. Sol ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabiliyor. Çıkmaz artarak sürüyor” tespitinde bulunmuş. Çok doğru ve yerinde saptama…