Global krizin yansımaları
Saim YILMAZ / A Yatırım
Hatırlanacağı gibi yaklaşık 7 aydır burada mortgage temelli global krizle ilgili görüşlerimizi paylaşıyoruz. Bu süreç içersinde alınan bazı önlemlerin ne kadar yerinde ve hızlı uygulandığını övgü dolu sözlerle dile getirsek de şu an için geldiğimiz nokta ne yazık ki kısa vadede bizlere umut vaat etmiyor. Gözle görülür bir düzelmenin en iyi ihtimalle 2009 yılı ortalarından başlayacağı tezimizi bir kez daha vurguladıktan sonra, piyasalarda yaşanan gelişmelere beraberce bakalım.
Öncelikle yüksek kaldıraç oranları ile 10 yıllardır yatırım yapan hedge fonlar, yılın son çeyreğinde likitide ihtiyacı ile sert satışlar yaparak dünyada ve özellikle gelişmekte olan piyasalarda dalgalanmalara yol açtılar. S&P Avrupa'da şirket ve bankaların 3 yıllık süre zarfında toplam 2.2 trilyon dolar borcu olduğunu açıkladı. Piyasaya yeni tahvil sürmesi engellendiğine göre, borç bulamayan bu şirketlerin nasıl çözüm üreteceği ise bilinmiyor. Bu durumu en iyi örnekleyen 2 tane dünya devi var. AIG ve General Motors. Kısa zamanda finansman sıkıntıları devlet tarafından giderilemezse her ikisi de tarihe karışacak. Avrupa'daki fonlama sıkıntısı, küresel mali sistemdeki baskıların artmasıyla yükseldi ve yükselmeye de devam edecek. Defalarca bahsettiğimiz ve önemli bir gösterge olduğuna inandığımız güven endeksi ise tarihi dipleri görüyor.
Hafta sonu yapılan ve büyük beklentilerin olduğu G-20 zirvesinden, piyasaların temelde istediği sonuçlar çıkmadı. Genel olarak her ülkenin kendi iç dinamiklerine göre alacağı önlemler yanında, faiz indirimlerine de devam etmeleri yönünde tavsiyelerde bulunuldu. Yine bu toplantıda kredi derecelendirme kuruluşlarına önemli yaptırımlar getirileceği belirtilirken, her nedense pozisyon ve büyüklükleri hakkında sadece rivayetler olan hedge fonlarla ilgili bir eleştiri veya önlem hazırlığına değinilmedi.
Biz ABD yönetiminin aldığı kararlarla nispeten doğru yolda olduğuna inanırken, önceki gün Hazine Sekreteri Paulson'un yaptığı açıklama tüm dünyada soğuk duş etkisi yarattı. 700 milyar dolarlık kurtarma paketinin yarıya yakınının bankaların sorunlu aktiflerini satın almada kullanıldığını; geri kalan miktarın ise planda değişiklik yapılarak, tüketimi canlandırma ve bankalara sermaye aktarımı olarak harcayacaklarını söyledi. Bu açıklama ile öncelikle zaten çok hassas dengeler üzerine kurulu piyasalarda güven bunalımına yol açıyorsunuz. Ayrıca tüketimi canlandırma adına çok erken davranıyorsunuz. Zira piyasalara enjekte edeceğiniz bu kaynağın yönü, tüketim yerine, yatırımcı genel psikolojisi ile doğrudan tasarrufa kayabilir.
İçerde ise MB faiz politikasının doğru yolda devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak cari açık hâlâ en büyük kamburumuz. Ancak şu da unutulmamalı ki henüz krizi hiçbir şekliyle yaşamadık dersek yalan olmaz. Özellikle bankaların 2009 ilk çeyrek döneminde krize merhaba diyeceklerini düşünüyoruz. IMF ile yapılacak anlaşmanın kısa vadede nispeten olumlu bir hava yaratacağını da söyleyebiliriz.