Girişimcinin sorunlu şirket aşkı: Batmaya razı ama ortaklığa razı değil

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) girişimcilik istatistikleri, bize Türkiye’deki işverenlerin ve işveren girişimlerinin ortalama profilini yansıtıyor. Egemen profil, işveren girişimlerinin küçük kalması, verimsiz ve kısa ömürlü olması sonucunu doğuruyor.

TÜİK girişimcilik istatistiklerinin ortaya koyduğu manzara şöyle:

* 2014’te en az bir ücretli çalışanı ile faaliyete geçen işveren girişimlerinin yüzde 74.81’i ferdi mülkiyet şirketi olarak kuruldu. İkinci sırada yüze 16.49’luk pay ile limited şirketler geliyor.

* Buna karşın anonim şirketlerin yeni doğan işveren girişimleri içindeki payı sadece yüzde 2.96.

* Yeni doğan işveren girişimleri içinde limited şirketlerin payı 2014’te 2011’e göre 21.43 puan birden düşerek yüzde 37.92’den yüzde 16.49’a indi.

* Limited şirketlerin payı düşerken, ferdi şirketlerin payı neredeyse aynı ölçüde arttı. Yeni doğan işveren girişimleri içinde ferdi mülkiyetin payı 22.25 puanlık sıçrama ile yüzde 52.56’dan yüzde 74.81’e çıktı.

* Girişimciler ortaklığa uzak durup ferdi mülkiyet şirketlerini tercih edince şirketler de küçük kalmaya mahkum oluyor. Minik şirketler, şirketler dünyasına sadece sayı bakımından değil istihdam alanında da damga vuruyorlar.

* 2013 itibarıyla faaliyette bulunan işveren şirketlerinin yüzde 96.95’ini en fazla 19 çalışanı bulunan minik şirketler oluşturuyor. 20-49 arasında çalışanı bulunan küçük şirketlerin bile toplam işveren şirketleri içinde sadece yüzde 2 paya sahip. 50-249 arasında çalışanı bulunan orta büyüklükteki işletmelere gelince pay binde 8.7’ye düşüyor. 250 ve daha fazla çalışanı bulunan şirketlerin payı ise sadece binde 1.7.

* İşveren şirketleri alanında doğum oranı da, ölüm oranı da yüksek. Bu durum, şirketlerin ezici çoğunluğunun minik ferdi mülkiyet şirketi olmasının ve işverenlerin eğitim düzeyinin düşük olmasının doğal bir sonucu.

* 2014’te mevcut işveren şirketlerinin yüzde 15.7’si kadar yeni işveren şirketi listeye dahil oldu. 2013’te doğan işveren şirketlerinin yüzde 18.1’i daha ilk yılında öldü, yani ya tamamen kepenk indirdi ya da patron hariç hiç ücretli çalışanı kalmadı.

* 2012 yılında işveren şirketi ölüm hızı yüzde 7.1’den yüzde 11,3’e çıktı. Bu 2012’deki toplam işveren şirketlerinin yüzde 11.3’ünün 2014’e kadar ya tamamen kapandığı, ya da tek bir ücretli işçi bile çalıştıramayacak kadar küçüldüğü anlamına geliyor.

* Ölüm ve doğum hızlı olunca şirketlerin ortalama yaşı da düşük kalıyor. Bu durum kurumlaşamama sorunu ile atbaşı ilerliyor.

2014’te mevcut işveren şirketlerinin yüzde 76’sının yaşı 15’in altında. Tüm işveren şirketlerinin ortalama yapı en iyimser hesapla bile 10’un altında.

* Mevcut işveren şirketlerinin ancak yüzde 1.2’si 1980 ve öncesinde kurulmuş. Buna karşın mevcut işveren şirketlerinin yüzde 76.5’i 2000 yılı sonrasında kurulmuş şirketler.

* Mevcut şirketlerin yüzde 36.1’i 2011-2014 arasında kurulmuş veya en az bir ücretli çalışan istihdam ederek işveren şirketi haline dönüşmüş. 2001-2010 arasında işveren şirketi haline gelen şirketlerin toplam içindeki payı ise yüzde 40.64 düzeyinde.1991-2000 arasında listeye girenlerin oranı yüzde 18.5. 1981-1990 tarihi aralığına gidince oran birden yüzde 3.8’e düşüyor. 

catsvddvdvdvdvvd.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar