Girişimcilik ve Ar-Ge de bir başarı öyküsü.. (I)

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

Geçtiğimiz gün Tuzla OSB'de yerleşik, Ar-Ge ve inovasyona dayalı ürünlerini ihraç edebilen "VELDO Teknoloji" şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Veli Doğan, Genel Müdür Makine Yüksek Mühendisi Sedat Güney ve yönetim kurulu üyesi Boğaziçi üniversitesi işletme mezunu Başak Doğan'la yaptığım söyleşiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Veli Beyin girişimcilik ruhu, yaratıcılığı, Sedat Beyin Ar-Ge ve inovasyonu iş yaşamında vazgeçilmez bir felsefe olarak benimseyen yaklaşımları ve yakaladıkları başarı herkese örnek olabilecek türden..

Veli Bey genç girişimci olarak, Ar-Ge alanındaki başarılı çalışmasını, enerji alanındaki ilginç pazarlama-ihracat metodolojisini şu sözlerle anlatıyor; "İstanbul Bilgi Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünü 2002'de bitirdikten sonra hemen aile şirketine dönmek istemedim. İstanbul'da 4 yıl uluslararası pazarlama ve ihracat alanında iş yapan şirkette çalışarak deneyim kazandım. 2006'da Mersin'e dönerek ALDO Grup bünyesinde yer alan Opat Otomotiv'de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak çalışmaya başladım.

Ar-Ge ile tanışma

Yıl 2007'yi gösterdiğinde, kentimizde 'Mes Koop' adı ile dolmuş hizmeti veren bir kooperatife yoğun olarak Volkswagen marka minibüs satıyorduk. Minibüs şoförleri o dönemde muavin kullanmak istemedi ve bizden otomatik kapı ve basamak talep etti. Bizler de arayışa girdik. Talep edilen aparatları İstanbul'dan getirip burada araçlarımıza monte ettik ama kapılar bir haftada bozuldu. Bu kez de Bursa'dan, İzmir'den getirdik, onlar da bir haftada bozuldu. En son Almanya'dan orijinal kapı getirdik o da 10 gün dayandı.

Sonrasında minibüsçüler, hat yönetimi ve başkanı artık bizden araç almayacaklarını çünkü kapı sistemi ile ilgili sorunu çözemediğimizi söyledi. Minibüs kapıları bozuluyor açılmıyor, şoförler içinde yolcuları ile birlikte Opat'a geliyordu. Biz burada kapıyı devre dışı bırakıyorduk onlar manuel kapı ile yollarına devam ediyordu.

O an, "Madem dünyada bu işi yapan doğru düzgün kimse yok neden biz yapmayalım?" diye kendime sordum. Sonuçta Avrupa'dan bile kapı getirseniz Türkiye şartlarına uyum sağlamıyordu. Çünkü Avrupa'da dolmuşçuluk kültürü yok. Kapıların günde bin defa açılıp kapandığını söylediğimizde Volkswagen'in orijinal kapısını üreten Alman mühendisler dahi, böyle bir kapı sisteminin hareketli yükte hiçbir şekilde yapılamayacağını bildirmişti.

Bunun üzerine ben de öyle bir kapı yapacağım ki siz benden almak zorunda kalacaksınız diyerek ayrılmıştım. Minibüsçülere, "Kullandığınız kapılar arasından en beğendiğiniz hangisi oldu?" diye sordum. Onlar İstanbul'da bir firmanın kapısı diğerlerine göre 3 gün geç arızalandığını anlattı.

Ben de İstanbul'a gidip bu kapının mucidini buldum. Kapının mucidi, ağırlıklı otomotiv sektöründe ve diğer endüstriyel otomasyon uygulamaları alanında üretim yapan fabrikanın müdürlüğünü yapmakta olan Sedat Güney'di.."

"Tohumlar Mersin Teknopark'ta atıldı"

O dönemde olmayan bir şey yaratma hedefindeydim. Amacım hem emniyetli hem teknolojik hem de bozulmayan bir kapı ve kayar basamak sistemi üretmekti. Sedat beyle üniversite desteğini alarak proje fikrimizi gerçekleştirmeyi kararlaştırdık. Mersin Üniversitesi Rektörü'ne projemizi anlatıp teknopark bünyesinde Ar-Ge çalışması yapacağımızı bu konuda üniversiteden destek almak istediğimi söyledim. Rektörden olumlu cevap almış sıra kapının mucidi Sedat Beyi Mersin'e getirmeye gelmişti. Uzun süren ikna döneminden sonra Sedat bey Mersin'ne gelmeyi kabul etti. Üniversitenin makine ve elektronik bölümünden hocalarımızla birlikte yoğun bir Ar-Ge sürecine başladık. Ürettiğimiz her prototipi Mes Koop'ta deniyorduk.

"Şoförlerin davranışsal eğilimleri çalışmaya yön verdi"

O dönemde arabamı kenara bıraktım ve şoförlerin davranışlarını tespit edebilmek adına defalarca minibüsle yolculuk yaptım. Bir baktım araç 50 km hızla giderken şoför kapıyı açabiliyor. Ya da arabayı hareket ettirdiği sırada kapıyı kapatmamış olabiliyor. Bu kez geliştirdiğimiz yazılımlarla araç kapısı kapanmadan hareket edememesini ya da hızla giderken kapıyı açamamasını sağlayacak güvenlik tedbirlerine yönelik yazılımlar geliştirdik. Sonunda geldiğimiz noktada ürünümüz giderek mükemmel bir seviyeye ulaştı ve bozulmamaya başladı. Ar-Ge tamamlanınca yurtiçi ve dışına satışlar başladı. 8 kişilik bir Ar-Ge ekibi ile yaklaşık 3 yıl çalışarak bu sonuçları yakalamıştık. Minik bir üretimle başlayan maceramız çeşitli şehirlerdeki dolmuş hatlarına yaptığımız satışlarla devam etti. Sonunda başarılı olan kapı sistemimiz Almanya'nın da dikkatini çekti.. Volkswagen bizim kapılarımızı standart olarak ürünlerine takmaya başladı. Böylece ilk gün Alman mühendislere söylemiş olduğum sözü tutmuş oldum."

Gelecek haftaki yazımda ise VELDO Teknoloji'nin Ar-Ge çalışmasıyla dünyada ilk kez üretilen "Fırçasız motor"un prototipinin öyküsünü ve Veli Beyin güneş enerjisi alanındaki ilginç ihracat modelini anlatacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar