Girişimcilerin kör noktaları
Gallup’un 4 bin girişimciyi inceleyerek yaptığı bir araştırmadan söz etmiştim. Araştırmada işi sabote edebilecek, girişimcilerde görülebilecek dokuz adet de kör nokta saptanmış.
“Ben neymişim be abi”
“İnsanın kendine güvenmesi güzel şey. Ama fazlası da fazla. Çocuk sanki birden erdi; her şeyi bilir oldu. Adeta “Sen neymişsin be abi!” şarkısı onun için yazılmış. Kendisini dev aynasında görüyor. Her şeyi basite indirgiyor; tüm denklemleri çözdüğünü ya da çözebileceğini sanıyor. İş dünyasının karmaşıklığını pek kavrayamıyor. Rakiplerini küçümsüyor. Kendisine bunun doğru bir yaklaşım olmadığını birisinin anlatması lazım. Yoksa piyasa kötü biçimde anlatacak. Yaşamdan kötü bir kötek yiyecek” Bir arkadaşı, yeni yetme işadamı için böyle konuşuyordu.
Gallup’un araştırması
Geçen haftaki yazımda Gallup’un Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Meksika’da 4 bin girişimciyi inceleyerek yaptığı bir araştırmadan söz etmiştim. Araştırma, başarılı girişimcilerde görülen on ortak yeteneği ortaya koymuştu. Aynı araştırmada işi sabote edebilecek, girişimcilerde görülebilecek, dokuz adet de kör nokta saptanmış. İşte yukarıda sözü edilen, yeni yetme girişimcide görülen “Aşırı güven sendromu” bu dokuz noktadan birisi. Aşağıda bu dokuz kör noktaya değineceğim.
1- Aşırı özgüven sendromu
Kendine güven, bir girişimci için olmazsa olmaz bir niteliktir. Ancak aşırı özgüven de çok zararlıdır. Aşırı özgüven, kaptana nasıl dalgalı bir denizde seyahat ettiğini unutturur; kaptan, can yeleğini, radar ve pusula kullanmayı gereksiz görmeye başlar. Düşüncesizce, çok riskli kararlar alarak gemisini kayalıklarda parçalayabilir ve canından olabilir. Aşırı güven, şirket yönetiminde de tehlikelidir.
2- Para gözlü olmak
Evet, para kazanmak, kâr etmek, ticari bir kuruluşun var olma nedenidir. Ama, para kazanmayı, kâr etmeyi aşırı biçimde abartmak ve bir saplantıya dönüştürmek müşteri ilişkilerine zarar verir. Sırf para kazanmak saplantısına dayanan bir kurum kültüründe geniş düşünme, çok boyutlu düşünme, uzun dönemli düşünme sistematiği kaybolabilir. Bu da girişime zarar verir.
3- Odaklanmamış yaratıcılık
Entelektüel merak, büyümeyi besler. Ancak odaklanmamış, dağınık yaratıcı fikirler kafa karıştırır. Ortaya çıkardığı yeni fikirlerin hepsinin birden, aynı anda peşine takılan girişimci, esas işinden, ana işinden ayrılabilir; gücünü dağıtabilir. Esas işin de gerçekleşmesini riske atar.
4- Sürekli her şeyi kontrol altında tutma ihtiyacı duymak
Piyasaya yeni girmiş bir şirkette girişimci, işin başında tek başına her şeyi yapma, her şeyi kontrol altında tutma kapasitesine sahiptir. Ancak şirket büyüyünce bu davranış biçimini sürdürmek, girişimciyi işletmeyi geliştirmek için daha hayırlı işler yapmaktan alıkoyar. Bu da şirketin gelişmesini engeller.
5- Etkin olmayan delegasyon
Delege etmek, yetkiyi paylaşmak büyüme için hayati değer taşır. Ancak bunun etkin bir delegasyon olması gerekir. Örneğin girişimci, bir çalışanını seçip ona bir görev verir. Bu kişiye gerekli yetkiyi verip onun rahat çalışmasını sağlamalıdır. Eğer girişimci, görev verdiği kişiyi rahat bırakmayıp, her adımda ona karışırsa bu etkin olmayan bir delegasyondur. Etkin olmayan delegasyon, boşa harcanmış bir enerjidir.
6- Yanlış yolda ısrar
Başarılı girişimcilerin kararlı ve başarısızlıklar karşısında dayanıklı olmaları gerekir. Ancak seçilen strateji yanlışsa, çıkmaz bir sokağa sapılmışsa, bunda ısrarla diretmek işletmeye zarar verir. Girişimci, yanlış yolda olduğunu görürse “Zararın neresinden dönülürse, kârdır” mantığı ile hareket de edebilmelidir.
7- Girişimci miyopluğu
Girişimcinin kendi düşüncesi ve ürününe âşık olması sık görülen bir şeydir. Ve de aşkın gözü kördür. Tutkun girişimci, yarattığı ürününün, aşkının kusurlarını göremez, görmez. Görmeyince de bu kusurları düzeltemez.
8- Etkisiz sosyal çevre
Güçlü, değişik ve çeşitli kişilerden oluşmuş bir çevre, işletmenin büyümesi ve başarısı için çok yararlıdır. Çoğu kez, işleri ile çok meşgul girişimciler etkin bir sosyal ağ kurmayı veya bu çevreyi yenileme ve geliştirmeyi ihmal ederler. Bu da şirketlerinin gelişmesi ve büyümesine yardımcı olmayan bir tutumdur.
9- İşine geleni algılama
Başarılı girişimciler hayli güçlü, olumlu bir imaja sahiptirler. Bu imaj onları zirveye taşır. Zirvede olmak egoyu şişirir. Bu nedenle, bazen sadece bu imajlarını destekleyen inanç ve fikirlere değer verirler. Bu imajları ile çelişecek enformasyona itibar etmezler. Bu da girişimcinin karar mekanizmasını olumsuz yönde etkiler.
Sonuç
Yukarıdaki kör noktalar, sadece girişimciler için geçerli değildir. Tüm profesyonel yöneticiler ve politikacılar da bundan ders alabilir. Ne dersiniz?