Girişimci olmak ya da olmamak
Gençliğimizde biri hakkında “Kendi işini yapıyor” dendiğinde, gıpta eder, bizim de bir gün kendi işimizi kuracağımızı hayal ederdik. Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde, “Şöyle bir iş var, acayip tutar…” diye gençliğin verdiği heyacanla birbirimize fikirlerimizi paylaşır, hatta ortaklık kurmaya kadar detayları konuşurduk. İş fikirleri, café işletmeciğinden tutun, yurtdışından bir ürün bulup, Türkiye’de pazarlamaya kadar çok geniş bir yelpazeden oluşurdu. Bu iş fikirlerinin o günkü imkânlarla sınırlı olduğunu ve vizyonumuzun çok geniş olmadığını söylersem, sanıyorum yanlış olmaz. “Bir dünya markası olmak, dünyaya mal satmak…” gibi kavramları ifade eden sanıyorum ki çok az insan vardı. Zaten bunları düşünenler, o işleri kurdular ve başarılı oldular.
Son 15 yılda İnternetin hayatımıza etkin olarak girmesi, değişen pazar koşulları ve tüketici beklentileri, dünyamızın global bir köye dönüşmesi, bilgiye her yerde, anında ve kolayca ulaşılabilmesi, teknolojinin inanılmaz boyutlara gelmesi, e-ticaret ve dijital pazarlamanın diğer sektörlere karşın daha kolay kurulabiliyor olması, iş fikirlerini de değiştirdi.
Bugün gençlerin vizyonu, kendilerinden bir nesil önceki neslin fikirlerinden çok daha geniş ve farklı olduğunu görmekteyiz. Haksız da değiller, çünkü öylesine başarılı girişimci örnekleri var ki, doğal olarak gençlerin iştahını kabartmakta ve onları girişimci olmaya teşvik etmektedir.
Kuşkusuz bir iş fikri bulmak, girişimci olmak için çok değerlidir. Tabii ki bu fikrin bir iş haline gelmesi için, diğer işlerden farklı, inovatif, hızlı, daha uygun fiyatlı, çok fazla finansal yatırım gerektirmeyen, kâr marjı veya katma değerinin yüksek olması çok önemlidir.
Batı dünyasında evinin arkasındaki garajda girişimci olan gençlerin başarı öyküleri veya Türkiye’de bir e-ticaret sitesi veya bilgisayar oyunu yazarak kısa zamanda çok büyük başarılar elde eden, kurdukları 3-4 kişilik şirketlerin dev bütçeli şirketlere dönüşmesi, günümüz gençlerini, standart işleri yaparak, uzun yıllar şirketlerde görev yaparak maaşlı çalışmaktansa, “Girişimci” olma fikrini içselleştirmelerine neden olmaktadır. Bu konuda çok da hazsız sayılmazlar aslında, çünkü günümüz dünyasında öylesine farklı hizmetlere veya ürünlere ihtiyaç var ki, bunları da sağlayacak insanların veya şirketlerin de olması gerekmektedir. Diğer yanda, “Melek Yatırımcı”larla yola çıkarak, 3-5 yıl sonra, büyük yatırımcılara satılmak üzere kurulan şirketler de bulunmaktadır.
Bir başka profil ise, yıllarca profesyonel olarak çalışıp, deneyim ve bir miktar sermayeye (Para, müşteri ve tedarikçi datası…vs. birikimlere) sahip olduktan sonra, bunu kendi adına bir işe dönüştürmeye çalışan, iş yaşı olarak “Olgunlaşma seviyesi”ne gelmiş kişilerdir.
Peki, girişimci olmak ve en önemlisi bu yolda başarı sağlamak için, sadece iş fikrine sahip olmak yeterli midir? Ne yazık ki, başarı öykülerinin yanında, oldukça fazla “Hüsran öyküleri” de bulunmaktadır. Yıllarca, kendi alternatif gelirlerini (Yani maaş gelirini) bir yana bırakarak, bir iş üzerinde çalışıp, zaman, emek ve para harcayarak, sonunda kurdukları işi büyütemeyen, bekledikleri geliri elde edemeyen, hatta kirasını ödeyemeyen girişimcilerin olduğunu üzülerek görmekteyiz. Çevremizde birkaç denemeden sonra da, girişimcilikten vazgeçip, sonunda bir şirkette profesyonel olarak iş hayatına devam eden oldukça fazla insan görmekteyiz. Bir işe girişip, kendilerinin iradeleri veya kontrolleri dışındaki etkenlerden de olsa başarı olma şansını elde edemeyen kşileri, yürekten takdir ediyorum, çünkü girişimci olmak cesaret sahibi olmayı gerektirmektedir. Ancak zamanında vazgeçmek veya devam etmek de akıllı zekâ sahibi olmak demektir.
Girişimci olmak ve sonunda bir “Başarı Öyküsü” yazmak için, neler yapmak veya hangi özelliklere sahip olmak gerekmektedir? Bence kritik soru budur. Bu sorunun bir ya da birkaç cevabı yoktur. Hatta verilecek cevaplar sadece o an (Çok kısa bir dönem için) geçerlidir. Dünyamız öylesine hızlı değişmektedir ki, bugün için geçerli olan kuramlar, sadece birkaç yıl sonra çoktan tarihte kalacaktır. Sadece 5-6 yıl önceki iş yapış biçimlerimize baktığımızda bile bunları görebiliriz.
Buradaki yazılarımdan veya paylaşımlarımdan dolayı olsa gerek, bana “Benim bir fikrim var, ama ne derece tutar, başarılı olabilir miyim?”, “Ben kendi adıma bir iş kurmak istiyorum, ama nereden başlayacağımı bilemiyorum” veya “Biz bir işe girdik, ama bir türlü hayal ettiğimiz başarıyı elde edemiyoruz, ne yapmalıyız?” gibi bazı sorular gelmektedir. Hepsine gönülden cevap vermeye çalışıyorum, ancak takdir edersiniz ki, böylesi platformlar veya yazılı olarak kurulan iletişimler çok da yeterli değildir. Hele öylesine değişik iş fikirleri var ki, samimi olarak ifade etmeliyim ki, bazıları hakkında hiçbir bilgim yoktur… Ancak başarılı bir girişimci olmak için, olmazsa olmaz bazı unsurlar, bilgiler, araştırmalar, yapılması gerekenler bulunmaktadır. Bunları bilmek ve girişim konusuna göre özelleştirmek kaçınılmazdır.
Gelecek yazılarda, girişimciler için temel olarak nitelendirebileceğimiz bilgileri içeren mini bir yazı dizisine daha başlamak istiyorum.