Girişimci enerjisini açığa çıkarma...
Çağın fırsat ve tehlikelerini doğru okuyan, üniversitelerini gerekli nicelik ve nitelikle donatarak girişimci eğitimini yaygınlaştıran ve yoğunlaştıran toplumlar değişim ve dönüşümde öncü konumuna gelebiliyor.
---
“Girişimci enerjisi” kalkınmak isteyen toplumların en önemli “girdisi” haline geldi.
Maddi ve kültürel zenginlik üreten işyerleri, insanlık tarihinin hiçbir dönemde bugünkü kadar girişimci enerjisine bağımlı hale gelmemişti.
Sağlıklı bir gelecek inşa etme çabasını sürdüren bütün toplumlar, girişimci enerjisinin nicelik ve niteliğini artırmak için yoğun çaba gösteriyor.
Girişimci insan ve girişimci enerjinin üç temel işlevi var: Var olan yapıları, işlevleri ve kültürü bir üst basamağa çıkarma; talep koşullarını, faktör koşullarını, karşılıklı-bağımlılık ilişkilerini ve rakip stratejilerini dikkate alarak yoktan var etme ve yeniden üretme mekanizmasını işler kılarak sürdürebilirliği güven altına alma.
Girişimci enerjinin ayırt edici özelliklerinden biri de “yenilikçi kültürü güçlendirme bilincini” sürekli yükseltebilme.
İrlanda, Finlandiya ve Güney Kore son dönemde girişimci enerjisini etkin yöneten ülkeler arasında dikkat çekiyor:
Girişimci enerjisini etkin kullanmanın öncüsü üç ülkedeki çabalar hakkında Peter Engelke ve Robert A. Manning’in Diplomatique Turquie’deki analizleri önemli ipuçları veriyor.
İrlanda’da hazırlanan “Akıllı ekonominin inşası” raporu, çok sayıda reform önerisi içerisinde yüksek öğrenimi kritik nirengi noktası olarak vurguluyor. Üniversitelerde;
- Ar-Ge yeteneklerini geliştirmesi,
- Laboratuvar temelli-bilginin ticarileştirilmesi,
- İnovasyon teşviklerinde ilerleme kaydedilmesi,
- Öğrenci inovasyonu ve girişimciliğinin sistematik ve kalıcı olarak teşvik edilmesi,
- Kariyer ve terfilerin yenilikçi temele oturtulmasında mesafe alınması,
- İşyerlerinin üniversite laboratuvarlarına erişimlerinin artırılması,
- Öğrenci teknolojik kulüpleri ve kulüplerle bağlantılı girişimciliğin özendirilmesi,
- İnovasyon, yap-boz ve hata kültürünün geliştirmesi vb. konulara ağırlık verilmesini öne çıkarıyor.
Finlandiya’da 2010 yılında Aalto Üniversitesi öğrencilerinin MIT’ye yaptıkları ziyaretin tetiklediği gelişmeler var. Öğrenciler ABD dönüşlerinde StartupSauna’yı kuruyorlar.Bu oluşum toplantı yeri, eğitim merkezi ve öğretim alanı bileşkesi.
StartupSauna oluşumunu özel sektör ve devlet ciddi biçimde destekliyor.
Finlandiya’daki oluşum Avrupa ve Rusya’daki girişimcileri yoğun destek programları sunuyor; ülke içinde de “girişimcilik kültürünün geliştirilmesine” katkı yapıyor.
Güney Kore, Almanya’nın ikili sistemini taklit eden bir mesleki eğitim sistemi başlatıyor. Hükümet mesleki eğitim okullarında işçilerin gördüğü eğitimlerin parasını karşılıyor. Mesleki okulların özel kesime bağlanması sağlanıyor.
Sağlıklı bir gelecek inşa etmek isteyen toplumlar, gençlerin üniversiteye erişimlerini artırmak için yoğun çaba gösteriyor; ciddi kaynaklar ayırıyor. Üniversiteler de kendi içlerinde yapılarını, işlevlerini ve kültürlerini sorgulayarak Bilgi Çağı ihtiyaçlarına uyum için yoğun çaba gösteriyor.
Çağımızın temel eğilimlerinin yarattığı fırsat ve tehlikeleri doğru okuyan, üniversitelerini gerekli nicelik ve nitelikle donatarak girişimci eğitimini yaygınlaştıran ve yoğunlaştıran toplumlar değişim ve dönüşümde öncü konumuna gelebiliyor.
Çağımızın en değerli varlığı olan girişimci enerjisini, var olanı geliştirme, yoktan var etme ve sürdürebilirliği sağlama için kullanmak gerekiyor.