Girişim sermayesi: Türkiye için çıkarımlar ve öneriler

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

 

 


Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Teknoloji Geliştirme Projeleri Grubu Koordinatörü, Yücel Telçeken'den "TTGV olarak twitter sayfamızdan Dünya Gazetesi'ndeki girişim sermayesi ile ilgili yazılarınızın bağlantılarını verdik. (http://twitter.com/T_T_G_V) Umarım sizin için bir sakıncası yoktur" içerikli mail aldım.
Mail de ayrıca, TC Ekonomi Bakanlığı ve TTGV işbirliği ile hazırlanan ve geçen ay yayınlanan "Girişim Sermayesi: Türkiye İçin Çıkarımlar ve Öneriler" raporunu göndereceklerini bildirmişti.
TTGV Genel Sekreteri, sevgili Dr. Mete Çakmakçı'nın nazik notu ekinde gönderilen rapordan derlediğim bilgileri Sizlere aktarmak istiyorum.
Öncelikle raporu hazırlayan TTGV'den bilgilerinizi tazeleme adına kısaca söz edip, sonra da rapordan bahsedeceğim.
TTGV 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti ile Dünya Bankası arasında imzalanmış olan bir uluslararası borç anlaşması gereğince kanunla kurulan bir vakıf. Başka bir ifade ile ülkemizdeki teknolojik inovasyon faaliyetlerini destekleyerek, üreticilerin uluslararası rekabet güçlerini artırma amaçlı ilk proje.

TTGV'nin kurucuları ise KOSGEB, Hazine, Dış Ticaret Müsteşarlığı, TÜBİTAK gibi kamu kurumları, özel sektör kuruluşları, şemsiye örgütler ve şahıslardan oluşuyor.
Geçmişte, KOSGEB Başkanı olarak yönetim kurulu üyeliğini yaptığım TTGV projesinin başarıyla bugünlere gelmesinde katkıları olan kişilerin emeğini unutmamak gerekiyor.
Bu projenin oluşturulmasında öncülük ve başarıyla yürütülmesinde de emeği geçen iki ismi özellikle anımsatmak isterim.
Biri, kuruluş sürecinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı olan daha sonra da 4 Temmuz 1996 -27 Kasım 2001 tarihlerinde genel sekreter olarak görev yapan rahmetli Dr. Akın Çakmakçı (Sevgili Akın Ağabeyim) diğeri ise kurulduğu tarihten bu yılın Mayıs ayına Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev üstlenen Fikret Yücel.
Vakfın genel sekreterliğini 2009 yılından beri sevgili Akın ağabeyin oğlu Dr. Mete Çakmakçı başarıyla yürütmekte.
Sonuçta, ülkemizde inovasyon, Ar-Ge odaklı 480'in üzerinde proje ve sağladığı 170 milyon ABD Doları üzerinde fon ile 340 milyon ABD Doları'nın üzerinde bir Ar-Ge hacminin oluşumunu yaratan, Dünya Bankası tarafından TTGV "En İyi Uluslararası Uygulama" olarak seçilmiş ve ödüllendirilmiş.

"Girişim Sermayesi: Türkiye için çıkarımlar ve öneriler" başlıklı, Ekonomi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan'ın önsözüyle başlayan rapora gelindiğinde;
Prof. Dr. Ümit Özlale'nin katkısıyla hazırlanan rapor 6 bölümden oluşyor;
Birinci bölümde; girişim sermayesi hedef, kapsam ve kamunun rolü özel sektör ve kamu ortaklığına dayalı kurumsal bir yapının getireceği faydalar, başarılı model ve ülke örneklerine referans verilerek ve Türkiye ekonomisi baz alınarak ortaya konmakta.

İkinci bölümünde; girişim sermayesine ilişkin genel bir tablo çizilmekte. Türkiye için girişim sermayesi destekleme programı önerisi, girişim sermayesinin yaygınlaşmasıyla elde edilmesi hedeflenen sonuçlar ve girişim sermayesi finansman modeli altındaki farklı uygulamalar bu bölümde tartışılmakta.
Üçüncü bölümünde, girişim sermayesinin firma etkinliğini hangi mekanizmalar yoluyla artırdığı ve bu finansman aracından yararlanan şirketlerin ihracat performansı ülke örnekleriyle ve ampirik bulgularla ortaya konmakta.
Dördüncü bölüm, Türkiye'nin girişim sermayesi açısından mevcut durumunu tartışmakta.
Beşinci bölümde, Türkiye'nin ihracatında girişim ve risk sermayesinin önemi, girişim sermayesinin firma etkinliği ve ihracat üzerindeki etkileri, Türkiye'nin makro dengesi üzerindeki mevcut ve potansiyel etkiler de gözetilerek değerlendirilmekte.

Son bölümü ise elde edilen bulguların genel bir değerlendirmesini yaparak mevcut durum
ve politika önerilerini özetlemekte.
Değerlendirme bölümünde yer alan; "Türkiye'de henüz erken gelişme aşamasında büyüme sancıları çeken girişim sermayesi sektörünün, kendisinden beklenen atılımı yapabilmesi için kamunun tetikleyici bir rol üstlenmesi önemli bir öncelik teşkil etmektedir.
Kamunun ekosisteme bütünsel bir bakışla sağlayacağı farklı destekler ile katma değerli ekonomik büyüme için lokomotif olabilecek sektörlere yönelik ciddi bir kamu ve özel sektör hedef paralelliğinin sağlanması mümkün görülmektedir.

Küresel Türk markalarının yaratılmasında ihtiyaç duyulan hızlı büyümenin desteklenmesinde girişim sermayesinin etkin bir araç olabileceği de bu anlamda söylenebilir.
Bu anlamda, Türkiye'de girişim sermayesinin, özellikle ihracat sektörlerinde yaratabileceği olumlu katkılar incelendiğinde, fonların portföylerinde yer alan imalat firmalarının çok önemli bir kısmının ihracat yapan firmalar olduğu, bu firmaların 2008'den itibaren ihracat performansında kayda değer bir artış eğilimi olduğu net şekilde görülmektedir.
Girişim sermayesi yatırımı almış firmaların ihracat faaliyetlerini coğrafi olarak farklılaştırma başarısı gösterdikleri de elde edilen sonuçlar arasındadır.

Girişim sermayesi yatırımı alan firmaların ihracat performansları Türkiye geneli ile karşılaştırıldığında firmaların yaklaşık %70'inin girişim sermayesi yatırımı sonrasında ihracatlarını artırdığı görülmektedir" saptaması gazetemizdeki yazılarımla birebir örtüşen bir değerlendirme..
Rapor, girişim sermayesinin dünyadaki tarihsel gelişimi dünyadaki uygulamaları ve Türkiye'deki girişim sermayesi gelişimi ve uygulamalara yönelik bilgi, değerlendirmelerin ve önerilerin yer aldığı bu alanda yayınlanmış en derli toplu yararlı bir çalışma.
TTGV'yi ve raporda emeği geçenleri bu güzel çalışmayla sektöre yapacağı katkıları nedeniyle bir kez daha kutlamak isterim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar