Gidişat iyi değil, yeni krizi hazırlıyoruz

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

IMF eski Baş Ekonomisti Johnson'a göre, bugün küresel finans sisteminin merkezinde aynı aşırılık ve sorumsuzca risk alma durumu devam ediyor. Bu gidişatın sonu ise çok iyi görünmüyor.

Küresel ekonominin önümüzdeki on iki ayına yönelik ekonomistler arasında görüş ayrılığı hakim. Yükselen piyasalara odaklananlar büyümenin hızlanacağını ve yüzde 5'e ulaşacağını savunurken, Avrupa ve ABD'nin yaşadığı sorunlarla ilgilenenler daha karamsar bir tablo ortaya koyuyorlar ve büyümenin yüzde 4'e yakın olacağını, hatta çift dipli bir resesyonun söz konusu olabileceğini düşünüyorlar.

IMF eski baş ekonomisti Simon Johnson bu tartışmanın bir hayli ilginç olduğunu ifade etse de, büyük resmin kaçırıldığını söylüyor. Johnson bu görüşünün nedenlerini ise şöyle açıklıyor: "2007-2009 krizinde, sanayileşmiş ülkelerdeki hükümetler büyük finans kurumları için son derece cömert kurtarma paketleri açıkladılar. Bunlara kurtarma paketi yerine 'likidite desteği' veya 'sistemli koruma' adını verdiler. Fakat aslında her iki tanım aslında fark yok. Zenginler zor duruma düştüklerinde, dünyanın en güçlü hükümetleri (kağıt üstünde olsa bile) büyük bankalara para yatırmış olan insanların isteklerini ve ihtiyaçlarını görmezden geldiler. Mantık her defasında kusursuzdu. Örneğin, eğer ABD 2008'de George W. Bush ve 2009'da ise Barack Obama döneminde Citigroup'a şartsız destek vermeseydi, ortaya çıkan finans krizi küresel resesyonu daha derinleştirir ve dünya genelinde işsizlik daha yüksek boyutlara ulaşırdı. Benzer şekilde, Avrupa Birliği, Yunanistan'ı korumak için IMF'nin de katılımı ile devreye girmeseydi, Avrupa'da hatta daha da geniş bir bölgede finansal zorluklar yaşardık."

Bankalar ve hükümetler arasında oyun

Johnson, bankalar ve büyük finans kurumları arasında bir tür oyun olduğunu söylüyor. ABD ve Batı Avrupa'da hükümetler "artık kurtarma paketi yok" diyorlar. Bankalar ise "Eğer bizi kurtarmazsanız, ikinci Büyük Buhran yaşanır" cevabını veriyorlar. Hükümetler ise bu cevap karşısında, istisna olmaksızın boyun eğiyorlar. Kreditörlerin korunduğunu, finans sektörünün kayıplarının ise İrlanda'da olduğu gibi yerel hükümetlere veya Yunanistan'da olduğu gibi Avrupa Merkez Bankası'na transfer edildiğini söyleyen Johnson, ABD ise kayıpların büyük bir tolerans anlaşması doğrultusunda telafi edildiğini ifade ediyor. Yani, bankalar menkul kıymet ticareti ile sermeye oluşturmaya çalışırken, hükümetler başka yöne baktılar diyor. Johnson'a göre bu sistem başarılı oldu. Her ne kadar ABD ve Avrupa'da işsizlik oranları hala yüksek seviyelerde olsa da, ekonomik toparlanma başladı.

Aynı planı neden uygulayamayız?

Peki Johnson'a göre, 2007-2009 politikalarının sorunu neydi? Gelecekte benzer bir krizle karşılaşıldığında, neden aynı planı uygulayamayız?

"Sorun teşvik sorunu. Yani kurtarma paketlerinin finans sektöründe yarattığı tavır ve davranışlar" diyen Johnson' göre, 2007 yaz döneminden, özellikle de 2008 Ekim ayında Lehman Brothers ve AIG'in iflasından bu yana bankalara ve diğer finans kurumlarına yayılan koruma, basit bir işaret gönderdi. O işaret şuydu: "Eğer sisteme kıyasla 'büyükseniz', sistem genelinde bir sorun yaşandığında, hükümet size cömert şekilde destek verecektir." 

Peki, yeterince büyük olmak için, ne kadar "büyük" olmak gerekli? Johnson'un bu soruya verdiği cevap ise şu yönde: "Başlıca hedge fonları daha büyük olmanın yollarını arıyorlar. Bu büyümenin düzenlemeler ile sınırlanmasını istemiyorlar. Eğer her şey yolunda giderse, bu hedge fonlar ve tabi ki "Batmak İçin Çok Büyük Olan Bankalar", oldukça önemli konuma gelecekler. Eğer işler yolunda gitmezse, "Batmak İçin Çok Büyük Olan Bankalar" hükümet koruması beklentisi içine girecekler."

Yanlış beklenti

Bu beklentinin, dev bankaların kredi fiyatını düşürdüğünü söylüyor Johnson. Bunun sonucunda ise tüm finans kurumları daha fazla büyümek için borçlanmaya yöneliyorlar. Borçlanmaktan korkmuyorlar. Büyümekten de korkmuyorlar, çünkü büyüdükleri zaman koruma altında olacaklarını biliyorlar.  Bankaların aşırı büyüklüğü sistemde sürekli olarak risk yaratıyor. ABD'deki politika belirleyicileri büyük bankaları koruyan teşvik yapısının sorun yaratığının farkındalar. Avrupa'dakiler ise bu konuya çok fazla tartışmak istemiyorlar.

"Dünya ekonomisinin yüzde 4 veya 5 büyümesi önemli, fakat orta vadeli beklentilerimizi çok fazla etkilemeyecek. ABD finans sektörü koşulsuz bir kurtarma paketini kullandı. Bugün ise anlamlı bir düzenleme ile karşı karşıya değil" diyen Johnson'a göre, bugün küresel finans sisteminin merkezinde aynı aşırılık ve sorumsuzca risk alma durumu devam ediyor. Bu gidişatın sonu ise çok iyi görünmüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar