Gıda enflasyonundan şikayetler ve yapılması gerekenler
Türkiye’de gıda üreticileri de durumlarından şikayet ederler, tüketiciler de fiyat yüksekliğinden yakınırlar. Merkez Bankası enflasyon raporlarında “gıda enflasyonundaki katılık” olumsuzluk unsuru olarak gösterilir. Son dönemde şikayetler artınca hükümet, çeşitli bakanlık temsilcilerinin yer aldığı “Gıda ve tarımsal ürün izleme ve değerlendirme komitesini” kurarak geçen hafta bir dizi toplantıda önlemleri tartışıp; kısa ve uzun vadeli olarak yapılacakları masaya yatırdı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, komitede kısa ve uzun vadeli önlemlerin ele alındığını, amaçlarının “gıda enflasyonunu enflasyona uygun tutacak tedbirleri devreye sokmak" olduğunu söyledi.
Konuyu bazı üretici dostlarım ve gıdacılarla konuştum. Onlara yapılması gerekenleri sordum. Yantılarını satır başlarıyla sunuyorum:
-Değer bulmadığı için birçok üründe üretici üretimden vazgeçiyor. Ürün teşviklerde yetmiyor, üretim alanları terk ediliyor, boş kalıyor. İyi bir tarımsal ürün stratejisi çalışmasıyla terk edilen alanlarda yeniden üretim yapılarak, üretimin artırlması sağlanmalıdır.
-Üretim birçok üründe fena değil, üreticinin cebine yüzde 10-20 fazla para girerse, üretim birçok üründe yeterli olur. Zaman zaman gündeme gelen kuru bakliyat gibi alanlardaki ithalata gerek kalmaz.
-New-York’ta bile 90 kilometre çapındaki alandaki üreticiler için üretici pazarları söz konusudur. Bizde ise üretici pazarları zamanla tüccaların hakim olduğu alanlar halini almıştır. O nedenle doğrudan üretici pazara hakim olmadığı için tüccar kârı devreye girerek fiyatları artırmaktadır.
- AVM’ler 90 kuruşa üreticiden aldıkları pirinci, kendi masraflı yapıları ve kâr düşünceleriyle 6 liraya satıyorlar.
- Sebze meyve AVM’ler dışına çıkarılıp, daha az masraflı alanlarda satşa sunulmalıdır.
- Ürünün üretim alanından, tüketim alanına karayolunda kamyonlarla değil, ağırlıklı olarak raylı sistmle trenle taşınabilmelidir.
- 50 milyon ton sebze meyvenin 12 milyon tonu üretimden tüketim alanına geçişte çöpe gidiyor. 25 milyar dolarlık bu israfın önlenmesi için bu alan incelenip sorunların çözümü aranmalıdır.
- Üreticiye doğru hasat, doğru ambalajlama öğretilmeli. Doğru depolama için depoculuğu geliştirici destekler sağlanmalıdır.
- İthalatla üreticiyi terbiye etmek ilk akla gelen tedbir olmamalı. Sorunlarını dinleyip çözüm aranmalıdır.
- Tohum, ilaç, mazot gibi tarımsal girdi maliyetlerinin azaltılmasıyla üreticiye yardımcı olunmalıdır.
- Ramazan dönemleri ve mevsim dönüşleri gibi özel dönemlerdeki fiyat artışlarını önleyici denetimler devreye sokulmalıdır. Tarımsal ürünler üretim alanlarından sofraya denetim içinde olmalıdır.
Tarımsal ürünlerde fiyat artışını üreticiden başlayarak, hallere, pazarlara ve AVM’lere bağlı görerek şikayet etmek yerine, üreticilerin ve uzmanların önerilerini de ele alarak, her yönüyle bir tarımsal yapıyı düzenleyecek bir stratejinin çalışması yapılmalıdır. Söylenenlerden benim çıkardığım ders budur...