Gezi olayları neye yaradı?
Gezi Parkı eylemleri, aşırı uçtaki eylemcilerin, gelişmelere hakim olması ve gelişmeleri yönlendirmesi ile iyi niyetle başlatılan eylem, nitelik değiştirdi. İyi niyetlilerin sesi çıkamaz hale geldi. Olan biten terör eylemi görüntüsüne dönüştü.
Olaylar terör ağırlıklı hale gelince iki sonuç ortaya çıktı: (1) Ekonomi ve ülke itibarı zedelendi. Türkiye’nin risk primi arttı. (2) Hükümetin Gezi Parkı eylemcilerinin sorunlarına yaklaşım olasılığı ortadan kalktı. Hükümet terörün zararlarına dayalı olarak sert politikalara yöneldi.
Gezi Parkı eylemcilerinin ve onları destekleyen kesimin bekleyişleri arka planda kaldı. İç politikada yumuşama beklenirken iç politikada tansiyon arttı.
Tansiyonun artmasından her kesim zarar görüyor. İktidarı destekleyenler de desteklemeyenler de zarar görüyor. Borsa, döviz ve faizdeki olumsuzluklar geçicidir. Önemli olan ekonominin zararıdır. Piyasada işler yavaşladı. İnsanların bekleyişleri olumsuz hale geldi.
Bu ülkede yaşayanların da, ülke ekonomisinin de yararı, sulhdür, huzurdur. Tansiyonun düşmesi bu ülkeye de, bu ülkede yaşayanlara da iyilik getirecektir.
BİR OKUYUCU MEKTUBU
DÜNYA okuyucularından Meksa Yatırım Menkul Değerler Araştırma Analisti Sayın Barkın Yalçın’dan bu sütunda yayınlanan 2013 yılı birinci üç aylık milli gelir değerlemeleri ile ilgili bir mesaj geldi.
Sayın okuyucumuzun değerleme notu şöyle:
"DÜNYA Gazetesinde yayınlanan yazınızda 1. Çeyrekteki büyüme sağlayan faktörlerin hanehalkı ve devletin tüketim harcamaları olduğunu diğer yandan yatırımların ve ihracatın büyüme üzerinde etkisinin olmadığını belirtmişsiniz.
Bu değerlemede yatırım harcamalarının katkısı önemsenmiyor. Yatırım harcamalarının büyümeye katkısını göstermek için hazırladığım bir tabloyu gönderiyorum.
Tabloda faktörlerin, büyümeye ne kadar katkı yaptığı gösteriliyor..
Örneğin 2013 yılının 1. Çeyrek büyümesi olan yüzde 3 büyümesinin kaynağı nedir sorusunun cevabı, faktörlerin büyümeye katkısı sütunundan izlenebiliyor. Katkı payları toplandığında yüzde 3 büyüme rakamına ulaşılıyor.
Tablodan görüleceği gibi 2013 yılının 1. Çeyrekteki yüzde 3 büyümenin, yüzde 2,08’i tüketim harcamalarından gelmiş, yüzde 0,71’i devlet harcamalarından gelmiş. İthalat ise yüzde 0,94’lük bir azaltma yaratmış.
Burada dikkat çeken husus, yatırım harcamaları ve stoklardaki değişim bölümü.
2012 yılının 2. Çeyreğinden itibaren yatırım harcamaları ve stoklardaki değişim o kadar düşmüş ki büyümeye negatif bir etki yapmış.
Örneğin 2012 yılının 2. Çeyreğinde yatırım harcamaları yüzde 2,89 olan büyümeye yüzde -0,75 birimlik düşürücü etki yapıyor. Ve bu gelişme 4. Çeyreğe kadar devam ediyor.
Ancak ilk defa 2013’ün 1. Çeyreğinde yatırım harcamalarının ve stoklardaki değişimin büyümeye düşürücü etki değil, çok az da olsa yükseltici etki yaptığı görülüyor.
Bundan da artık yatırım harcamalarındaki azalma eğiliminin bittiğini ve büyümeye pozitif yönde katkı yaptığını görüyoruz.
Bu çok olumlu bir gelişmedir. Önümüzdeki dönemlerde de umulur ki bu devam eder.