Gezegende sürdürülebilir yaşam için “çeşitlilik, uyum, denge”
Dünyada ekosistem ve canlılar arasında öylesine mükemmel bir uyum ve denge var ki, gezegenin her bölgesinde tüm canlılar doğdukları topraklarda doyup sağlıkla yaşamlarını sürdürebiliyor. İnsan yaşadığı bölgenin coğrafi koşullarına uyumlanıyor.
Aç kalmamak için topraktan aldıkları ile beslenirken, bölgenin iklim özelliklerine göre besinleri doğal yöntemlere işleyip saklıyor. Hayatta kalmak için yemek kültürünü yaratıyor. Dünya ve insan arasındaki bağ kopmadığında, ekosistemin mükemmel işleyen dengesi içinde insan aç kalmıyor.
Yaşamın sırrı “benzerlik ve çeşitlilik”
İnsan yaşamının devamlılığını sağlayan ilk adım “benzerlik”. Benzer koşullarda yaşayan insanlar, doyabilmek için hep birlikte ortak ihtiyaçlara yönelik yemek kültürünü yaratıyor. İnsanın sağlıklı bir ömür yaşaması için, bu benzerliğin içinde aslında bir de “çeşitlilik” var. Gezegen ve üzerinde yaşayan canlılar işte bu çeşitlilikten besleniyor.
Sanayi Devrimi ve sonrasında küreselleşme ile birlikte “tek tipleşen tarım” bugün dünyada insanları açlık krizine doğru götürüyor. İnsan dengeyi bozarak gezegendeki varlığını yok etmeye doğru koşar adım yürüyor.
İşte bu nedenle, geç de olsa Birleşmiş Milletler tüm dünyayı uyarıyor. Küresel sürdürülebilir kalkınma için belirlediği 17 küresel amaçtan biri olan “2. Açlığa Son” şunları söylüyor: Gıda üretiminde çeşitliliğin sürdürülmesi. Küçük ölçekli gıda üreticilerinin verimlilik ve gelirlerinin iki katına çıkarılması. Yok olma riski altında olan yerel türlerin desteklenmesi.
Neden coğrafi işaret?
Dünyada insan yaşamının sürebilmesi için çeşitliliğin böylesine önemli olduğu bir dönemde, yerel ürünleri nasıl koruyacağız? İşte bunun için üretilen etkili bir çözüm “Coğrafi İşaret”
Coğrafi işaret, üretildiği bölgeye özgü nitelikleri olan, yerel hammaddeler ve geleneksel yöntemlerle üretilen, kökenin bulunduğu yöre, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ve ünlenmiş ürünlerin korunmasını sağlıyor. Geleneksel yöntemlere göre üretildiğini ve coğrafi kökeninden dolayı iyi bir ünü olduğunu belgeliyor.
Yerelin İzinde: Mardin Kızıltepe’den Kırmızı Mercimek
Ülkemizin bereketli topraklarına özgü ürünleri ve yemek kültüründeki çeşitliliği korumak için coğrafi işaretlere çok ihtiyaç var. Özel sektörün atacağı adımlar çok değerli. “Yerelin İzinde” projesiyle Metro Türkiye, coğrafi işaretli ürünlerin bilinirliğini ve mutfaklarda kullanımını artırmayı hedeflerken yerli üreticiyi destekliyor. Projenin altıncı durağı verimli topraklarıyla yüzyıllardır bakliyat ve tahıl yetiştirme merkezi olan Mardin’in Kızıltepe bölgesi. Metro Türkiye, bu yılki kırmızı mercimek alımının 1.500 tonunu Kızıltepe bölgesinden alacağını açıkladı.
Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç şunları söyledi: “2022 yılında Coğrafi İşaret tescili alarak hak ettiği değere kavuşan Kızıltepe Kırmızı Mercimeği üretim aşamasından başlayarak çiftçilerimizi destekliyor ve devamlılığa katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Ana amaçlarımızdan biri yerel değerlerimizin restoranlarda ve şef menülerinde daha fazla yer alması. Bölgeden alımı 3-4 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki kırmızı mercimek üretiminin %6’sını karşılayan Mardin’deki üretim kapasitesinin desteğimizle artacağına inanıyoruz.”
Yerelden beslenelim
2005 yılından bugüne yerel üretimin “aç kalmamak” için önemini anlatıyorum. 2020 pandemisinde büyük şehirlere giriş kısıtlanınca, yerelden doymanın önenimi yeterince fark ettik umarım. Yerel üretimin daha çok desteğe ihtiyacı var.